Selçuklu sultanlarının üçüncüsü olan  Alparslan'ın   oğlu Sultan melik şah, hicri  dördüncü asrın başlarında adaletle hüküm sürmüş, Ehli sünnetin hamisi ve Hanefi mezhebine mensup bir padişahtır. Sultan Melikşah,  halkın halini devamlı gözetirdi. Onun zamanında Çin hudutlarından Akdeniz'e Gürcistan'dan  Yemen'e kadar  adalet ve emniyet hakimdi.

Kendisi de veziri Nizamülmülk  ile memleketi dolaşır, idarecilerinin halini araştırırdı. 

Birçok geçit köprü,  su yolu açtır medreseler, çarşılar  bina ettirirdi. Zamanında yol emniyeti tam manası ile mevcuttu. Bu büyük mülküne rağmen karşısına çıkan her zayıf ve fakiri, durup dinlerdi. Bir defasında Irak hacılarını uğurlamak üzere onlarla birlikte Uzeyb denilen yere kadar çıkmıştı. Burada onlardan ayrıldığı vakit, hatırına Haremeyn İ Şerifeyn  geldi, kalbi hüzünlendi.

Atından inip secdeye kapandı, ağladı ve dedi ki; '' Selamımı Resulullah sav 'me arz edince deyin ki: ''Günahkar ve kusurlu kulunuz, İslamı yayma hizmetiyle meşgul olmakta ve yüce eşiğinize halini şöyle arz etmektedir: ''Ya Nebiyyallah! Eğer mukaddes huzurunuzda hazır bulunmaya layık olabilseydim, her şeyi bırakır, o mübarek beldelere yerleşirdim. ''

Orada bulunanlar da bu halden hislendiler, Sultan'a hayır duaları ettiler.

***

ASHABI KİRAMIN FAZİLETİ:

Resulullah sav efendimiz şöyle buyurdu: '' Ashabımı bana bırakın onlar hakkında  kötü söz söylemeyin.'' Nitekim Nefsim kudretinde olan Allah'a  yemin  ederim ki, siz uhud dağı  veya dağlar kadar altın infak etseniz bile onların amellerine yetişemezsiniz.''Sahabe İ güzin fazileti, ancak Resulullah sav efendimize ve sohbeti şeriflerine erişmekle oldu.

Zira onlar vahy zamanına yetiştiler. Halbuki bizlerden birinin bin yıl ömrü olsa, bütün ömründe Allah'ın emirlerine yapışsa yasaklarından kaçınma  ve kendi zamanındaki bütün insanların en çok ibadet edeni olsa, o kimsenin bütün ibadeti Resulullah efendimizin sohbetinde bulunmayan denk olmaz.  

Bu sebepledir ki, onların faziletine hiç bir şey denk olmaz. Resulullah efendimizin Ashabı Kiramın methettiği  bir çok hadisi şeriften bazıları şunlardır:

''Beni gören Müslümana yahut göreni görene ateş değmez''.

Beni görene, beni göreni görene müjdeler olsun'' Ashabıma onlardan sonra gelenlere Tabiine ve onlardan sonra gelenlere Tebe'i Tabiin'e hayırla muamele etmenizi vasiyet ederim.''