Peygamber efendimiz; ''az konuşmak imandan, çok söz nifaktandır'' buyurmaktadır.

Dil, büyük nimettir.

İyi ve kötü işteki rolü, iyiliği de kötülüğü de büyüktür.Cennete de, Cehenneme de götürür. Cirmi küçük, cürmü büyüktür. İman ve küfür dildeki, ifadeden anlaşılır.Dil; ya hak konuşur, ya bâtıl. Diğer uzuvların sahası dardır. Kulak sadece işitir, göz sadece görür. Dilin sahası geniştir.Hayır ve şer için geniş alana sahiptir.

Atalarımız;

''Sana senden olur, her ne olursa,

başın selamet bulur, dilin durursa''

ve

''Göz iki, kulak iki, ağız tek,

çok görüp, çok dinleyip, az söylemek gerek'' demiştir.

Yunus Emre de diyor ki:

''Sözünü bilen kişinin, yüzünü ağ ede bir söz.

Sözü pişirip diyenin, işini sağ ede bir söz.

Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı,

Söz ola zehirli aşı, bal ile yağ ede bir söz.''

Dil üzerine çok söz söylenmiştir. Bazıları şöyle:

''Söz gümüşse sükut altındır.''

Söz insanın terazisidir. Fazlası ziyan, azı vakardır.

Az konuşan kınanmaz, üstelik itibarı çok olur.

Şaka, alay ve boş konuşmak belaya yol açar.

Çok konuşmak dostluğu bozar, lüzumsuz konuşmak ayıpları açar, acı söyleyenden dostlar kaçar.

Hikmeti konuşmakta değil, susmakta aramalıdır!

Susmak aklın süsü ve cehaletin örtüsüdür.

Tatlı dilli ve cömert elli olmalıdır!

Sükut, alimin ziyneti, cahilin aybına perdedir.

İbadet on kısımdır, dokuzu susmak, biri de kötü arkadaştan uzak durmaktır.

Dil, irfan hazinesinin anahtarıdır, çok konuşan, gönüldeki hizmet cevherini boşaltır.

Az söz edeptir, güzel amelleri korumaya sebeptir.

Bülbül şahine der ki;

''İkimiz de kuş olduğumuz halde, sen padişahın sarayındasın, ben ise, bahçenin dikenliğindeyim. Sen kuşları avlayıp yersin, padişahın yanında değer kazanır muradına erersin. Kuşların sultanı olursun. Ben ise, günü güne eklerim, her gece sabaha kadar gülün açılmasını beklerim.Ben uyumadan o açmaz, uyanınca açılmış görürüm. Açıldığınu göremem, muradıma eremem. Diken arasında muratsız ağlarım, yüreğimi dağlarım.''

Şahin şöyle cevap verir:

''Ben bin murat alırım ama birini söylemem. Sen bir murat almadan bin söylersin. Susan murat alır, öten muratsız kalır.''

Hayırlı söz keramet, sükut selamettir.

Yalan zayıflatır imanı, rezil eder insanı.

Dedikodu gıybettir, şiddetli bir afettir.

Alay belki güldürür, ama kalbi öldürür.

Güzel söz sadaka, mahşere nafakadır.

Çok söz kalb katılaştırır, Haktan uzaklaştırır.

Çok gülmek ayıptır, ahiret için kayıptır.

Dil söylerse gönül susar, gönül susunca, dil zehir kusar.

Söz dinleyen alim, susan salim olur.

Kimin azsa sözü, açilir kalb gözü.

Dil ederse istirahat, kalb eder rahat.

Çok konuşan gaf eder, vakti israf eder.

Dil yarası ok yarasından acıdır.

Akıllı, bildiğini söylemez, deli söylediğini bilmez.

Bilmem demek ilmin yarısıdır.

Kime sır söylersen onun kulu olursun.

Açıklanan sır yayılır muhakkak, sır saklayamayana denir ahmak.

Hazret-i Lokman misafirlerine en iyi ikram olarak, dil ile kalbi getirdi. Başka bir zaman da en kötü yemek olarak yine dil ile kalbi getirdi. Dil kılıç gibidir, iyi kullanılmazsa kendi ölümüne sebep olur.

Hükümdar ögüdü:

Üç hükümdardan biri der ki:

''Bütün pişmanlıklarım söylediğim sözlerden oldu. Söylemedigimden hiç pişman olmadim.''

İkincisi der ki:

''Söylemediğim sözlerin sahibiyim. Fakat söylediğim sözlerin esiriyim.''

Üçüncüsü ise, şöyle der:

''Bazı sözleri söylemeye gücüm yetti, fakat söylediğim sözleri geri almaya gücü yetmedi.''

Dile sahip olmak:

Diline sahip olmayanı şeytan her sahada oynatır. Büyük bir uçurumun kenarına getirip, yüzüstü yuvarlar, felakete sürükler. Dile ahlak dizgini vurulursa dünya ve ahiret saadetine kavuşur. Başıboş bırakılırsa zarardan zarara girer.

Uzuvlarımızdan en çok isyan edeni dildir.Kolaylıkla istediği tarafa gider. Hadis-i şerifte buyuruldu ki;

''Her sabah, bütün uzuvlar, yalvararak dile derler ki; Bizim hakkımızı gözetmekte, Allah'tan kork, kötü söz söyleme, bizi ateşte yakma! Bizim dine uyup uymamamız senin sebebinledir. Sen doğru olursan biz de doğru oluruz. Sen egri olursan biz de eğri oluruz.'' (Tirmizi).

Hazret-i Lokmana;

''Bu makama nasıl yükseldin?'' derler. O da; ''Doğru konuşmak, emanete riayet etmek ve faydasız sözleri terk etmekle'' diye cevap verir.

Hikmet ehli buyuruyor ki:

Bir kimsenin cahil olduğunun alameti şunlardır: ''Canlı cansız her şeye kızar. Sir saklayamaz. Parasını yerli yerince harcayamaz. Herkese güvenir. Dostunu düşmanını ayıramaz. Kötü kimselerle arkadaşlık eder.''

Susmak açık bir hikmet ve güzel bir haslettir. Dilin susması kalbin susmasına, kalbin susması Rabbin mağfiretine sebep olur. İnsanın selameti dilini korumasındadır. Kalem de, iki dilden biridir.

Dil yırtıcı bir hayvan gibidir, serbest bırakılırsa sahibini parçalar.

Sükut eden, hataya düşmekten, yalandan, dedikodudan, söz taşımaktan, kendini övmekten, boş konuşmaktan ve daha bir çok dil afetlerinden kurtulur.

Dile sahip olmak, az konuşmak dinimizin emridir.Kur'an'ı kerimde mealen buyuruldu ki:

''Sadaka vermek, iyiliği emretmek ve insanların arasını bulmak hariç, konuşmakta, fısıldaşmakta hayır yoktur.(Nisa,114)

''Amellerin en makbulü, dilini tutmaktir.'' (Taberani)

Sükut eden bir mümine yakin durun! O hikmetsiz değildir.(İbn. Mace)

''Allah'a ve ahirete inanan, ya hayır konuşsun veya sükut etsin!'' (Buhari).