Üç kıskanç adam geniş bir çölde karşılaşır. Birbirlerine nereden geldiklerini sorarlar.

Birisi, insanların mutluluğunu kıskandığım, buna dayanamadığım için çöle düştüm der. İlginçtir ki diğerlerinin çöle düşme sebepleri aynıdır.

Yürüyerek küçük bir gölün kıyısına gelirler. İçlerinden biri ayağının altında sert bir cisim olduğunu söyleyerek diğerlerini yardıma çağırır.

Toprağı kazınca altın dolu bir küp bulurlar.

Altını üçe bölmek kararı verirler. Ancak kıskançlıktan ne altınları bölebilirler ne de küpün başından ayrılabilirler. Açlıktan ölecek hale gelirler.

O sırada avlanmakta olan padişah hangisinin daha kıskanç onların durumunun kıskançlıktan kaynaklandığını öğrenince hangisinin daha kıskanç olduğunu sorar. 

Birincisi; Ben çünkü kimseye iyilik yapmıyorum der. İkincisi; Hayır ben! Çünkü değil kendimin bir başkasının b ir başkasına iyilik yapmasını dahi kıskanıyorum der.

Üçüncüsü de, O da bir şey mi, ben bana iyilik yapılmasını bile kıskanırım, der. Adamların bu ruh haline kızan padişah, üçünü de cezalandırır.

Hadis; Allah'ım! Bildiğin her şey için Senden bağışlanma diliyorum. Şüphesiz ki Sen, bütün gizli şeyleri çok iyi bilensin. (Tirmizi)

Malayaniyi faydasız söz ve lüzumsuz işleri terk etmesi, kişinin müslümanlığının güzelliğindendir. (Tirmizi)

Allah'ım bana verdiğin nimetlere bereket ihsan et. Verdiğin şeylerin kötülüğünden koru. (Darimi)

Allah'ım! Senden güven, iman, sabır, şükür, zenginlik ve iffet istiyorum. (Ebi Şeybe)

Ayet: Ey Peygamber! Allah'a itaatsizlikten sakın, açık ve gizli inkarcıların sözünü dinleme. Allah her şeyi bilmekte ve hikmetle yönetmektedir.

(Ahzab; 33/ 1)