Bir gül ki açılmış doğunun sevgi bağında

Gönlüm yuva kurmuş o gülün bir budağında

Tarih'i beşer bağını bülbül gibi gezdim

Gördüm onu bitmiş yolun en son durağında

Hoş sayihat tüdmededir çevresi zira

Her rengi çiçekler açıvermiş kırağında

Hayran olup ahvalini seyretmeye daldım

Duydum onun evsafını irfan ocağında

İrfan ocağından yayılan nağme'i lahut

Bir aks'i sedadır doğunun her bucağında

İrfanın ilhamını almakta melekten

Bir yel gibi esmek te mübarek  kulağında

Yıldızlara  sözlerle kemend atmış o şahin 

Ma2na selidir sözleri mercan  dudağında

Din sırrı yazarken ona bizlerde haberdir

Akmakta haber nuru onun gür bulağında

Taliplere irfan ocağından dedi dersi

Her talibe yer vermede şefkat kucağında

Pervane olup yan ona talip isen ey dost

Gönlümde yanan ateşi aşkın çırağında

Aşkın yolu kızgın güneş altındaki yoldur

Hiç gölge yoktur ne solunda ne sağında

Rahmet olarak aleme yağmur gibi yağdı

Can bitti  çiçek açtı yerin en çorağında

Rahmet seli dağdan inerek çölleri sardı

Dağlar nice  dursun bu çetin sel yatağında

Kayser ile Kisrayı onun korkusu sardı

Bayrakları indi çarık oldu ayağında

Geç geldi Sarayi bu çorak günlere kaldı

Ah keşke geleydi onun aydınlık çağında