Ömür bu kadar kısayken emelleri uzatıp, amelleri ise kısaltmak ne yaman şeydşr.

Dünya işlerinin kasveti halkın kalplerini kapamış ve gaflet uykusu gözlerini dikip bağlamış, olduğundan bakıp ibret almaktan kalmış oldukları halde, Cenabı Haktan basiret dilemek akıllarına bile gelmemektedir.

DÜNYA AŞIKLARI: Ey dünya! Başlarına gelen ayrılık belasına üzüldüklerinden dolayı senin için ciğerleri püryan ve gözleri kan ağlayan ne kadar dertli aşığı vardır....

Senin cefaların sayılmaz derecede ve onların şikayetleri de taşlar sayısıncadır. 

RIZIK MESELESİ: Rızkın bir kısmı geniş ve bol, bir kısmı ise az ve dardır. İçecekten olan nsip dahi böyle olup, halkın bir kısmı su ile hararetini söndürürken, bir kısmı da su yerine develerinin verdiği bol bol sütleri içerler.

Ne onun düçar olduğu darlık ve sıkıntıkendinin aciz ve aptallığından ne bunun mazhar olduğu bolluk  ve bereket kendisinin fazilet ve zekasındandır....Bu bir tenakuz gereğidir.Ancak mülk ve melekut yedi kudretinde olan, hüküm ve kader kendine müfevvez bulunan Allahu Tealanın hükmü, kazası, irade ve dilemesidir.

HELAL VE HARAM KAZANÇ: Helal mal damla  damla hasıl olur. Haram ise, sağanak halinde iner. Lakin az olup da temiz olan şey, çok olup da murdar olandan elbette hayırlıdır. Ne kadar süt kuzusu yiyenler vardır ki, kendilerine '' dari'' denilen murdar Cehennem yemeği hazırlanacak ve ne kadar kızıl şarapla lezzetyap olanlar vardır ki, Cehennem azabı ile muazzeb olacaklardır.

KENDİ KENDİNİN DÜŞMANI OLMA: Senin sadık dostun, sana ve dostuna öğüt ve nasihat veren ve gerek seni, gerekse sana ait olan şeyleri müdafaa edip koruyandır.

O halde madem sende nefesinin sadık bir dostsun, niçin nasihatin ona kar etmiyorve ne sebepten müdafaa ve himayen ona fayda vermiyor? ...Çünkü senin ona ettiğin nasihat, birtakım oyun ve eğlencelerle onu oyalamak müdafaa ve himayen de  güçlük ve zorlukları göğüslemekten alıkoymaktadır. Bu ise, hayatım hakkı için senden ona bir zulüm ve düşmanlıktır ve senin nasihatin aynı Beni Udvarı cariyesinin nasihatıdır.

NE KADAR CÜRETKARSIN!....

Azık azamış, kırbada su kalmamış yol uzamış ve rahber şaşırmıştır. Neye cüret ettiğinden haberin var mı?

Ayakların seni taşıyabilecek mi,  yoksa kayıp gidecek mi?...(Şeyh Sadi şirazi -Gülistan)