Söz ve sükutun muhteşem dengesi şahsında bir araya gelen Nebi sav buyurdu ki;
''Her kim Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsa, ya hayır  konuşsun yahut sussun''. (Buhari)
Sadece söz değil, sükutun da  bir değerinin olduğunu, sözü de sukutu  da yerli yerinde kullanmak gerektiğini öğretmiştir.
Buna göre her bir değerli susuş aslında bir Peygamber tavsiyesidir.
Eğer ağzımızdan şer çıkacaksa sözlerimiz işiteni incitecek yakalayacaksa, susmak daha hayırlı.
Hayra dair bir söz dökülmeyecek dudaklarımızdan, ağzımızdan çıkanlar kalbimizde kirli tortular bırakacaksa ve bir zaman sonra sırf bu yüzden
kalbimiz kaskatı kesilecekse susmak daha hayırlı.
Ağzımızdan çıkan her bir kelime yalandan, daha hayırlı. Her bir sözümüz ruz-i mahşerde ete kemiğe bürünüp karşıma dikildiğinde hiç birini
 görmeye cesaret edemeyeceksek susmak daha hayırlıdır. Atalarımız da şöyle derler: ''Konuşmak gümüşse susmak altındır''.'

BİR HADİS:

...Göklerin ve yerin yaratanı, gizli ve aşikarı bilen Allah'ım! düştükleri şeylerde kullarının arasında Sen hüküm verirsin, ihtilafa düşülen konuda
beni hakka ilet..(Tirmizi)
Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur: ''Size, kalbinizdeki kin ve vesveseleri giderecek şeyi haber vereyim mi?
O şey, her aydan üç gün oruç tutmaktır: (Sünen-i Nesai)
Peygamber Efendimiz sav şöyle buyurdular: ''Hesaba çekilmeden önce, kendinizi hesaba çekiniz.''  (Tirmizi)