Sevap, davranışlarımızın Allah katında hüsn-i kabul görmesidir.
Davranışı sevaba dönüştüren onun niceliği değil, niteliğidir. Ameli sevaba dönüştüren şey öncelikle niyettir.
Söz konusu niyet ise Allah'ın sevgisini ve rızasını elde etmek dışında hiçbir amaç gözetmemektir. 
Bu yüzden hiçbir iyilik küçük görülmemelidir. Basit gibi görünmekle beraber geçmiş günahların silinmesine vesile olan nice davranış vardır.
Bazen susuzluktan dili sarkmış ve ölmek üzere bir köpeğe iki yudum hayat suyu temin etmek, bazen gelip geçene rahatsızlık veren yoldaki bir taşı çer çöpü kenara koyuvermek sonsuz mutluluğun kapılarını açmaya vesiledir.
Allah rızası için bir hasta ziyareti, meleğin, ''İyi ettin! Attığın adımlar hayırlı olsun.” muştusuyla karşılık bulabilir. (Tirmizi)
Ve bazen de tatlı bir söz, cehennem ateşini söndürebilir, bir güler yüz, sevap hanesine artı olarak kaydedilebilir.
İşte bu yüzden ''Hiçbir iyiliği küçümseme.''

AYET: ''Kötülükler yaptıktan sonra ardından tövbekar olup da iman edenlere gelince, şüphesiz ki, o tövbe ve imandan sonra rabbin elbette
bağışlayıcı ve esirgeyicidir.'' (Araf; 7/ 153).

HADİS: Peygamber Efendimiz sav şöyle buyurdu: Muhakkak Allahü Teala, hiçbir mümine işlediği iyiliğinden dolayı zulmetmez.
O iyilik sebebiyle hem dünyada dilediği verilir ve hem de ahirette mükafatlandırılır. (Sahihi Müslim)
Efendimiz sav şöyle buyurdu: Kim, anne- babası niyetine hacceder veya onların adına ödenmesi gereken bir borcu öderse,
kıyamet günü ebrar ile beraber diriltilir .