TÜRKİYE Kupası finalistleri belirlendi... Akhisar ve Galatasaray... Güzel bir final olacak... Aklını şampiyonluğa fikslemiş bir Galatasaray ile, ligden düşmenin eşiğindeki Akhiraspor kupanın birer kulbunu tuttu... Aklıma 1980-81 sezonu geldi... Darbe döneminin sokaklarından akan kanında gezinen postallar, spora da el atmış ve büyük bir baskıyla Futbol Federasyonu’nu bir karara zorlamıştı... Ankaragücü, o dönem 2. ligdeydi... Bu, günümüzün 1. liginin karşılığıydı... Kupada Fenerbahçe ve Beşiktaş’ı da eleyerek finale gelen Ankaragücü, Boluspor’u o dönemin iki ayaklı finalinde 2-1 ve 0-0’lık sonuçlarla kupayı müzesine götürme hakkı kazanmıştı... Dönemin tek adamı Kenan Evren’in , Ankaragücü’yle ilgili sevdası vardı. Onu, 1. lige, yani günümüzün Süper Lig’ine çıkarmak istiyordu... Uzatmayalım... Bunu, emirle değil ama, gerekli kurumlara yaptığı baskıyla hayata geçirdi ve çıkarılan bir yasayla “Türkiye Kupası’nı kazanan takım, 1. Lige yükselir” şekline dönüştürdü... O günün koşullarında haksızlıktı... Karşı çıkıldığı için o yasa da zaman içinde kaldırıldı... O günün koşullarında diyorum, çünkü bu konuyu enine boyuna düşündüğümde, bugün ile o günün koşulları arasında akılalmaz farklar olduğunu gördüm... Türkiye Kupası, yürürlükteki statüsüyle büyük takımlar için çok bir anlam taşımıyor... Liglerinde zor günler yaşayan takımlar için de “angarya” olmaktan öteye gidemiyor... Acaba diyorum... O gün için benim bile anlamsız bulduğum, haksızlık diye niteleğim bu uygulamayı kupa statüsüne modernize ederek getirmek, Türkiye Kupası’na farklı bir heyecan, farklı bir amaç, farklı bir tat ve renk getirir mi!.. Bana sorarsanız getirir... Amatör liglerin bile ilk ayaklarında temsil edildiği Türkiye Kupası’nda şampiyonluğa ulaşabilen bir takımın bir şekilde ödüllendirilmesi gerekir... Zaten baktığınızda, futbol ekonomisinin geldiği boyut, Süper lig ile 1. lig arasındaki kalite farkını çok aza kadar indirdi... Öyleyse, Futbol Federasyonu bir karar alsın ve TÜRKİYE KUPASI’NI KAZANAN TAKIM GELECEK SEZON SÜPER LİG’DE TEMSİL EDİLİR deyiversin... Ne zararı var bunun?.. Zaten o takımın ekonomisi buna yetmeyecekse, kalıcı da olamayacaktır... Ama çoğu takım için “anlamsız bir masraf kapısı” olmaktan öteye gidemeyen Türkiye Kupası böylelikle belki daha bir “şahsiyet” de kazanmış olur... Siz de bir düşünün isterseniz...

Fener bugün kaybederse...

SÜPER Lig’de, sezon boyunca herkes birbiine aynı soruyu sordu: FENERBAHÇE LİGDEN DÜŞER Mİ?... Bana da sordular... Hala da soruyorlar... İş matematiğe kalırsa, DÜŞEBİLİR... Takımların güç dengelerine kalırsa, DÜŞEBİLİR... Düşme potasındaki takımların maçlarına kalırsa, ki; oraya hiç bakmayın çünkü top yuvarlartır... Yine DÜŞEBİLİR... Tablo, net olarak bu... Kimse bunun ASLA OLAMAYACAĞINI söyleyemez... Fenerbahçe’ye ilgili olarak ligin ilk haftasından bu yana sorulan ve yanıtı ne yazık ki verilemedği için o yanıtın hep, YOK CANIM FENER’İ LİGDEN DÜŞÜRMEZLER şeklinde bir illegelliğe sığındığı gerçek, hiç de öyle değil... Bu Fenerbahçe, bal gibi ligden

Hakem eleştiren hakemler!

ORTALIK onlardan geçilmiyor... Kendisine bir arka, bir “dayı” bulan ne kadar eski hakem varsa, birçok gazetede kendilerine bir köşe “tahsis ettirdiler” ve acımasızca hakem eleştirisi yapıyorlar... Eskiden öyle değildi... Bab-ı Ali’nin “objektif” günlerinde de eski hakemlerin yorumları yer alırdı... Ama oradaki hakem eleştirmenler, hakemlik kariyerlerinde bir noktaya gelmiş, kendilerini kanıtlamış, inanılır ya da güvenilik olmuş isimler arasından özenle seçilirdi... Günümüzde bir ayar yok... Dayın varsa, kalem senin... Ama olmuyor... Kendi hakemlik dönemlerini iyi bildiğim, hakemlik nosyonları yerlerde sürünen nice eski hakem, şu anda “hata yapsa bile kendisinden daha iyi günümüz hakemlerini” fütursuzca yerin (Mark Twain) düşebilir... Ligde şampiyonluk yaşamış Bursaspor nasıl DÜŞEBİLİR noktasındaysa, Fenerbahçe de bir tık farkla benzer bir noktadadır... Bu soruyu ortadan kaldıracak tek maç ise, bugün oynanacak... Fenerbahçe bu akşam Kadıköy’de ağırlayacağı ve çooook uzun yıllardır yenilmediği Trabzonspor’u yendiği anda, bu soru net yanıtını bulacaktır... Bu noktada matematik bile ikinci plana atılır... O kadar net yani... O yüzden, bu akşamki randevu, bence Türk futbolu adına tarihi bir anlam taşıyor... Bu maçı ben büyük merakla bekliyorum... Bir “tarih” mi kurtulacak, yoksa bir “tarih”in tarihe geçişinin temeli mi atılacak... dibine sokuyor.... Ve inanın hepsinin ya bir MHK hesabı var, ya TFF yönetimi hesabı, ya da “unutulmama” debelenişi... Böyle olmaz... Bizim elimizdeki kalemler, bizim babamızın malı değil... Bu kalemi oynatmak, belirli bir birikim, bir kariyer ve en önemlisi bir tarafsızlık ve karakter ister... En azından benim için bu böyle... Görüyorum ki, gelecek vadeden, gencecik hakemler, bu; hakemlik dönemlerinde bir yere varamamış eski hakemlerin oyuncağı haline geldi... Yapmayın... Ben sizin hesap kitap barındırmayan, bir yerlere mesaj niteliği taşımayan bir tek yazınıza tanık olamadım henüz... Çoğunuzun o kalemleri hak ettiğiniz söylenemez... Yazık...