Sevgili Zafer Alagöz,
Rahmetli Öztürk Serengil ile lüks bir restoran,
 Anısını Talk Show söyleşisine konu etmiş.
Bu lüks lokantada yemeğe oturmuşlar.
Yemekler geliyor büyük büyük tabaklar içinde,
Minik minik menüler,
Sunum muhteşem ama masadan aç kalkmışlar.
İşin finali ise biraz midelerine oturmuş.
Öyle bir hesap gelmiş ki,
Adeta şapa oturmuşlar.
Tabii ikisi de komedyen.
Yorumları da ironik olmuş;
“Bu hesap kazık mazık değil kürdan hiç değil,
Tam bir Roma mızrağı” türünde.
X
Yerel seçim öncesinde Mehmet Şimşek”in enflasyonla mücadele,
Amacı ile ekonominin başına getirildi.
Döviz rezervleri artıya geçti.
Sıcak para girişi hızlandı.
Cumhuriyet tarihinin en yüksek ihracat hedefine ilerliyoruz.
Dolar sabitlendi hatta inişe geçti.
Ama enflasyon yine tırmanışta.
Global piyasa koşulları,
Ekonomi koşulları da göz önüne alınarak,
Bir mücadele başladı.
Gerekli düzenlemeler yapıldı.
Beklenti ilk altı aylık süreçte enflasyonun aşağı doğru burun kıvırması,
Piyasaların biraz dengelenmesi yönündeydi.
Ama maalesef olmadı.
Piyasalar verileri aşağı gideceğine yukarı doğru seyrine devam etti.
Bu durumu ekonomistler,
FIRSATÇILIK ekonomisi olarak açıkladı.
Yani piyasa simsarları,
Piyasa yapıcılar fahiş karlarından,
Bire alıp ona, on beşe satmaktan asla vazgeçmiyorlardı.
İndirim adı altında bindirim yapıyorlardı.

SOKAĞA ÇIKMAYA KORKUYORUZ

Öyle bir zamandan geçiyoruz ki gönül dostları,
Sokağa çıkmaya bir yerde oturup şöyle bir keyif yapmaya 
Korkuyoruz.
Çay kahve bile içemiyoruz,
Ne bütçemiz ne de yüreğimiz yetiyor.
Rahmetli Öztürk Serengil”in dediği gibi,
Fiyatlar kazık değil adete Roma lejyoner mızrağı.
Saplandı mı bir yerine, gittiğine gideceğine pişman oluyorsun.
Özetle gönül dostları çarşının, pazarın,
Marketin, manavın,
Hatta toptancıların hali pür melali böyle.
Bir kebapçıda 50 TL”ye yediğin basit bir lahmacun,
Sırasıyla diğer restoranlarda,
1600 TL”ye kadar fiyat bulabiliyorsa,
Piyasanın halini anlatmak için başka söze gerek duymayabilirsiniz.
Düşüne biliyor musunuz?
Daha iki üç yıl öncesinde 40-50TL”ye yediğiniz bir işkembe çorbası,
Şimdilerde 400 TL”den başlıyor.
Adam sana 100 gram döneri,
Porsiyonu 480 TL”den satıyor.
Yani kilosu 400 TL olan dana etini,
4800 TL den giydiriyor.
İşte bunun adına fırsat ekonomisi,
Fırsat enflasyonu değil de ne denir?
Kör tuttuğunu yakalar misali müşteri kapanın elinde kalıyor.
Parası çok olanlar için mesele yok.
Ama dar gelirlilerin durumu ortada.
Döneri, kebabı, çigeri, peyniri zeytini bile artık rüyada görmeye başladılar.
Dışarıda yemek yemek mi?
O artık düşler aleminin masallar diyarının hülyası gibi.
Özetle dostlar emekli ve dar gelirliler artık,
Evlerinde oturup dualarla karınlarını duyurmak durumundalar.
Çünkü 20 gramlık bir içli köfteyi adam sana 100 TL”ye satıyorsa.
Yapacak fazla bir şeyin de yok demektir,