Taraftar Hakları Dayanışma Derneği, koronavirüse rağmen maçların devam etmesi nedeniyle mahkemeye başvurarak
maçların oynanması kararının durdulması istedi.
Ankara 8. İdare Mahkemesi'nde Gençlik ve Spor Bakanlığı, Türkiye Futbol Federasyonu ve Basketbol Federasyonu aleyhinde açılan davanın dilekçesi aynen şöyle:
- Küresel salgın niteliğindeki hastalığın yayılması sebebiyle dünya üzerindeki tüm spor müsabakaları, ulusal ve uluslararası turnuvalar durdurulmuş ve ertelenmiş, pek çok sporcunun ve teknik direktörün virüse maruz kaldığı da basın yayın organlarına yansımıştır.
- Tüm gelişmelere karşın, davalı Bakanlık bünyesindeki spor tesislerinin açık tutulması ve TFF ve TBF nezdindeki profesyonel lig müsabakalarının oynanamaya devam edilmesi, Anayasal güvence altına olan sağlıklı bir çevrede yaşam hakkına aykırı olup, söz konusu salgına ilişkin alınan tüm diğer kamusal önlemler ile de çelişmektedir.
- Söz konusu müsabakaların seyircisiz oynanması bu konuda hiçbir güvence sağlamamakta olup, seyircisiz oynanan bir profesyonel futbol müsabakasında dahi 850-1000 kişinin görev yaptığı düşünüldüğünde,futbolcu, teknik direktör, hakem gibi spor profesyonelleri ile güvenlik ve sppr alanı görevlileri gibi pek kişinin hayatı riske atılmaktadır.
- Hastalığın bulaşıcı salgın niteliği gözetildiğinde, bu hayati risk sadece müsabaka alanında bulunan kişileri değil, onlarla temas edebilecek tüm toplumu ilgilendiren ve riske atan bir hale dönüşmektedir. Bu sebeple, davalı Bakanlık bünyesindeki spor alanlarında yürütülen spor faaliyetlerinin acilen durdurulmasında üstün bir kamu yararı bulunmaktadır. Ayrıca, söz konusu salgın hastalığa karşı Sağlık Bakanlığı bünyesinde oluşturulan Koronavirüs Bilim Kurulu’nun önerileri kapsamında; İçişleri Bakanlığı tarafından 81 il Valiliği'ne 16.03.2020 tarihinde gönderilen Genelge' ile neredeyse tüm kamusal alanlardaki faaliyetlerin durdurulmasına karar verilmiş olup, genelge de yer alan spor merkezleri deyiminin, davalı Bakanlık bünyesindeki spor alanlarını da kapsadığı aşikardır. Aksi yönde bir istisna getirilmemiştir. Kaldı ki bu yönde bir istisna getirilmesine sebep olabilecek makul ve bilimsel bir gerekçe de bulunmamaktadır.
- Söz konusu müsabakalar, seyircisiz oynandığından Derneğimiz üyesi sporseverlerin bu müsabakalara erişim hakkı da kısıtlanmıştır. Salgın hastalık sebebiyle bu yönde bir tedbir uygulanması ilk bakışta makul gözükse de, asıl olması gerekenin tüm dünyada yapıldığı gibi müsabakaların durdurulması ve ertelenmesi olduğu da aşikardır. Bu suretle müsabakalara bilet alan sporseverlerin hakkı da gözetilmiş ve spor alanlarına erişim hakkı da sağlanmış olacaktır. Kaldı ki müsabakaların seyircisiz oynanmasını gerektirdiği kabul edilen olağanüstü halin, aslında bu müsabakaların ertelenmesini gerektirecek nitelikte olduğu da aşikardır.
- Davaya dayanak teşkil eden Corona Virüs (Covid-19 ) olarak bilinen solunum yolu bulaşıcı hastalığı, dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi ilan edilerek çok yüksek bir küresel rik taşıdığı açıkça ortaya konulmuştur. Dava konusu işlem ya da eylemin, açıkça hukuka aykırı olasmının, alınan diğer kamusal önlemler ile çelişmesiin yanı sıra, işlemi n devamının telafisi imkansız sonuçlar doğuracağı, kamu sağlığını tehdit edeceği aşikardır. Buu sebeple İYUK'nun 27. Maddesi kapsamında şartlarının oluştuğu gözetilerek, davalı Bakanlık bünyesindeki spor alanlarındaki faaliyetlerin durdurulmaması yönündeki işlemin YÜRÜTMESİNİN DURDURULMASINA karar verilmesini talep etmekteyiz.