Son günlerde sosyal medyada paylaşılan bir restoran menüsü, kamuoyunun tepkisini çekti. Bir kullanıcının, lüks bir mekânda yediği yemeklerin fiyatlarını paylaşması üzerine başlayan tartışma, hem gastronomi çevrelerini hem de geniş halk kesimlerini etkiledi. “Keşli mantı” adlı yemeğin 700 TL’ye satılması ve sadece iki büyük mantı parçası içermesi, kullanıcıların tepkisini çekerken; esas tartışma, “Serseri” adındaki özel tabağın fiyatı üzerinden şekillendi.
"Serseri" tabağıyla iki günlük asgari ücret buhar oldu
Dana bonfile ve kalamarın yer aldığı özel hazırlanmış "Serseri" tabağı, tam 1550 TL'lik fiyat etiketiyle servis ediliyor. Türkiye'de 2025 yılı itibarıyla günlük net asgari ücretin 736 TL olduğu düşünüldüğünde, bu yemeğin bedeli neredeyse iki günlük asgari ücret gelirine denk geliyor. Bu gerçek, özellikle asgari ücretle yaşam mücadelesi veren milyonlarca vatandaş için vicdanları sızlatan bir tabloyu ortaya koydu.
Porsiyon küçük, fiyat büyük: "Bu bir yemek mi, şov mu?"
Sosyal medyada hızla yayılan görsellerde, keşli mantının yalnızca iki büyük mantıdan oluştuğu görülüyor. Pek çok kullanıcı, "Bu fiyatı gören doymaz, bayılır", "Gastronomi değil, fahiş fiyata illüzyon" gibi yorumlarla tepkilerini dile getirdi. Bir kesim, restoranın özgünlüğünü ve sanatsal sunumunu savunarak farklı bir perspektif sunsa da, halkın geniş kesimi için bu durum sadece ulaşılmaz bir şov olarak değerlendirildi.
Toplumun büyük kesimi dışlanıyor mu?
Yaşanan bu gelişme, "Gastronomide sınıf ayrımı mı yaratılıyor?", "Lüksün sınırı nerede başlıyor?", "Bu halkın alım gücü hiçe mi sayılıyor?" gibi soruları da beraberinde getirdi. Türk milletinin sofrası tarih boyunca paylaşım ve bereketle anılmışken, birkaç tabak yemeğin servet değerine ulaşması, bu toprakların kültürel kodlarına da aykırı bir görüntü çizdi.