Deniz Bulutsuz ile yaşadığı olay, Ozan Güven’in sanat kariyerini gölgede bırakan uzun bir yargı sürecini başlattı. 13 Haziran 2020’de Beşiktaş’ta bulunan evinde Deniz Bulutsuz’u darp ettiği iddiasıyla gündeme geldi. İddialar kamuoyunda büyük yankı uyandırdı ve hem Ozan Güven hem de Deniz Bulutsuz karşılıklı olarak birbirlerinden şikayetçi oldu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hazırladığı iddianamede Güven’e “hakaret”, “kasten yaralama” ve “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçlamalarında bulunuldu. Dava İstanbul 58. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü ve yıllarca sürdü.
Mahkeme, Ozan Güven’in “hakaret” ve “cebir, tehdit veya hileyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçlarından beraatine, “kasten yaralama” suçundan ise 2 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılmasına karar verdi. Güven’in itirazı üzerine dosya İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderildi. İstinaf Mahkemesi, cezanın usule ve esasa aykırı olmadığını belirledi ve kesin olarak onayladı. Böylece hukuki süreç son noktayı gördü.

Hapis Cezasının Detayları
Cezaevine girecek olan Ozan Güven için uygulama net bir şekilde belirlendi. Hüküm kesinleşti ve Güven 2 yıl 3 ay hapis cezası aldı. Fakat infaz düzenlemesi gereği cezasının yalnızca 45 gününü açık cezaevinde geçirecek. Kalan süresi ise denetimli serbestlik kapsamında değerlendirilecek. Kararın kendisine resmi olarak tebliğ edilmesinden sonra iki hafta içerisinde cezaevine teslim olması gerekiyor. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin yaptığı incelemenin ardından, yasalar gereği dosya Yargıtay’a taşınamıyor çünkü ceza 5 yılın altında. Mevcut yasal düzenleme, direkt olarak kısa süreli hapis cezalarının infazında açık cezaevi uygulamasını öngörüyor.
Ozan Güven’in vuku bulan darp olayı ve sonrasındaki hukuki süreci medyada ve toplumda sıkça tartışıldı. Karara göre, oyuncu 45 gün hapis yatacak ve cezası infaz edildikten sonra cezaevinden çıkacak. Bu dava, Türkiye’de ünlülerin yer aldığı adli vakaların şiddet ve ceza hukuku açısından dikkatle takip edilmesine neden oldu. Ozan Güven’in ilerleyen süreçte görüş belirtip belirtmeyeceği ise bilinmiyor. Dava, Türkiye’de kadına şiddet ve yargı mekanizmalarının etkinliği açısından örnek dosya olarak ele alınıyor.
