Arabesk müziğin usta ismi Ferdi Tayfur’un ölümünden önce başlattığı marka davası, kızı Tuğçe Tayfur ile olan ilişkisini yeniden gündeme taşıdı. Tayfur'un, damadı Muhammed Aydın’a açtığı "Tayfur" markasının izinsiz kullanımı davası, yalnızca ticari değil duygusal bir çatışmanın da göstergesi haline geldi. Tuğçe Tayfur, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamayla hem yaşanan sürece hem de babasına duyduğu kırgınlığa dair dikkat çekici ifadelerde bulundu.
Ferdi Tayfur’dan Markaya Sahip Çıkma Hamlesi
Ferdi Tayfur, vefatından kısa bir süre önce, damadı Muhammed Aydın’ın "Tayfur" ismini ticari faaliyetlerde izinsiz kullandığı gerekçesiyle dava açtı. Marka isminin miras hakkı kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini savunan Tayfur, bu girişimiyle kızına ve damadına karşı hukuki bir süreç başlatmıştı.
İşletmeler Kapanıyor: Ticari Kayıp Büyüyor
Tuğçe Tayfur ve eşi Muhammed Aydın, dava sürecinde ciddi ekonomik kayıplar yaşadı. Çift, "Tuğçe Tayfur Store" adı altında yürüttükleri girişimin birçok bayisini kapatmak zorunda kaldı. Ticari faaliyetlerin engellenmesiyle, hem maddi hem manevi olarak zor bir dönemden geçtikleri bildirildi.
Tuğçe Tayfur’dan Sitem Dolu Paylaşım
Sosyal medya hesabı üzerinden yaşananları takipçileriyle paylaşan Tuğçe Tayfur, davanın kasıtlı olarak uzatıldığını öne sürerek tepkisini şöyle dile getirdi:
“Tuğçe Tayfur Store davası bugün görüldü. Uzatmak için yine elinden geleni yaptılar. Bu fotoğrafı paylaşıyorum ki çocuklarımızın rızkını nasıl hiç ettiler unutmayalım...
Benim adım, benim soyadım için ne uğraştınız be. Ben size ne dert olmuşum. Allah hepinize sorsun. Biz kalkarız ayağa elbet, Allah var gam yok.”
Duygusal ifadesi bununla da sınırlı kalmadı. Babasına hitaben kaleme aldığı sözlerle, hem kırgınlığını hem de özlemini dile getirdi:
“Baba. Kalbimde hep açık bir yara var ve sen o yarayı kapatmadan gittin. Muhatap ettiğin insanların açgözlülüğüyle bıraktın beni. Kırgınım, çok kırgınım ama seni de çok özledim. Dualarımdasın hep çünkü sen benim babamsın. Keşke sen de o benim kızım diyebilseydin yanındakilere, keşke.”
