Bulgaristanlı şair ve yazar.

10 Kasım 1908’de Bulgaristan’ın Osmanpazarı kasabasında doğdu. İbtidaiye ve rüşdiye tahsilini kasabasında tamamlamasının ardından ailesinin geçim sıkıntısı sebebiyle bir süre çevre köylerde öğretmenlik yaptı.

Daha sonra öğrenimine Edirne Öğretmen Okulu’nda devam etmek üzere iki defa Türkiye’ye geldi.

Ancak ilkinde kayıt dönemine yetişemediği, ikincisinde imtihanı kazanmasına rağmen hastalandığı için geri dönmek zorunda kaldı.

Bunun üzerine 1928’de Bulgaristan müslümanlarının en önemli dini eğitim kurumu olan Medresetü’nnüvvab’ın tali kısmına girerek ikinci sınıftan öğrenime başlayan Mehmed Fikri, medresede baş gösteren öğrenci ayaklanmalarında etkin rol oynadı, bazı hocaların ders vermesini engellemek amacıyla 1930-1931 öğretim yılında düzenlenen boykota liderlik etti.

1932’de aynı medresenin ali kısmına devam etmeye başladı.

Fakat bir kısım hocaları derslere katılmasına karşı çıkınca arkadaşlarının eğitimine engel olmamak için okuldan ayrıldı. Bazı Medresetü’nnüvvab mezunları gibi Mısır’a gidip tahsilini ‘’Camiu’l-Ezher’de’’ sürdürmek istediyse de bu arzusunu gerçekleştiremedi.

Gazzali’nin İhya’ü ulumi’d-din’i başta olmak üzere temel eserleri okuyarak kendini yetiştirmeye çalıştı.Bu dönemde verdiği vaaz ve konferanslar halk arasında tanınmasını sağladı.

Ayrıca Medeniyet gazetesinde yazarlığa da bu esnada başladı.

Mehmed Fikri’nin Filibe Muradiye Camii’ndeki bir vaazı sırasında kendisini cami dışından dinleyen bir rahibe ile giriştiği ilmi tartışmalar rahibenin İslamiyet’i benimsemesine vesile oldu.

Fikriye adını alan bu hanımla evlenmek istediyse de resmi makamlar buna izin vermedi.

Medeniyet gazetesi başmuharrirliğine getirilen Mehmed Fikri, başmüftülük makamı aracılığı ile Hariciye ve Mezahib Nezareti’ne evlilik için tekrar başvurduysa da yine bir sonuç alamadı; ayrıca Medeniyet’in başmuharrirliğinden uzaklaştırılıp, Berkovista kasabasına imam tayin edildi. Gazetede yazması da yasaklandığından yazılarını imzasız veya takma adlarla kaleme almak zorunda kaldı.

Bu yazılarında ulemaya ve eğitim sistemine yönelttiği yoğun eleştiriler dönemin başmüftüsü Hüseyin Hüsnü gibi pek çok kimse ile arasının açılmasına sebep oldu.

Bir yıllık sürgün hayatının ardından başmüftülüğün evlenme izni için yaptığı ısrarlı taleplerine Bulgar yetkilileri tarafından olumlu cevap verilince Eylül 1939’da Fikriye Hanım ile evlendi.

Mehmed Fikri bu süreçte çektiği sıkıntılar dolayısıyla rahatsızlandı ve 23 Haziran 1941’de Sofya’da vefat etti, Sofya Merkez Mezarlığı’na defnedildi.

Eşi Fikriye Hanım 1950’li yıllarda kızı ile birlikte Türkiye’ye yerleşti.