Gazeteci olarak, köşe yazarı olarak,
Doğruya doğru,
Eğriye eğri deme gibi bir,
Özelliğimiz, güzelliğimiz ve de cesaretimiz olmalı.
Çünkü insanımız bilgi dağarcığının yetmediği konularda,
Doğru ile eğri arasındaki farkı sizin yazılarınızı,
Yorumlarınızı okuyarak aydınlanabilir.
Naci Ağbal eski Maliye Bakanlarından.
AKP’nin içinde ekonomi bilgisi yönünden önemli şahsiyetlerden.
5 ay kadar önce, Berat Albayrak’ın yerine.
Merkez Bankasının başına getirilmişti.
Berat Albayrak’ın görevden alınma sebebi muamma olarak kaldı.
Yaptığı işler uygulamaları belki iyiydi belki kötüydü.
Ancak Cumhurbaşkanının damadı olması vesilesi ile
Paranın ekonominin başına getirilmesi para piyasaları
Ve de bazı çevrelerle pek olumlu karşılanmamış, benimsenmemişti.
Görevi boyunca da bu olumsuz bakış açıları hep devam etti.
Sanırımı Cumhurbaşkanı bunu gördü ve onu görevden alarak,
Yerini eski Maliye Bakanı Naci Ağbal’ı getirdi.
Bu değişikliği piyasalar iyi karşıladı.
Dolar düştü. Borsalar yükseldi.
Ve ilk Merkez Bankası toplantısından sonra da okkalı bir
Faiz yükseltme oranı geldi.
Bu böyle devam etti.
Ta ki son Merkez Bankası toplantısında Ağbal ekibin,
200 baz puanlık bir faiz artırımı yapmasına kadar.
Faiz oranları 18’lerden,19’lara yükseltildi.
Bu hamle ile 7.60 küsurlarda olan dolar,
Sert bir düşüşle 719’lara kadar geriledi.
Faiz artırımı konusunda piyasa beklentileri 50-100 baz puan,
Veya pas geçeceği yönündeydi.
Naci Ağbal ve ekibi biraz daha agresif davranarak piyasaların beklentisinin üzerinde
Bir artırım ile 200 temel puanda karar kılmıştı.
Tabi bu hamle yüksek faizin ekonomiye verdiği zararı bilen,
Rantçıların ekmeğine yağ sürdüğünü gören Cumhurbaşkanını sanırım sinirlendirdi.
Piyasaların kapanmasından sonra Agbal’ın görevden alındığı,
Yerine Şahap Kavcıoğlu’nun getirildiği açıklandı.
Peki bu görevden almadan sonra ne oldu?
Piyasalarda moraller bozuldu.
Yeni Merkez Bankası Başkanı pek olumlu karşılanmadı
Dolar 7.21’lerder,7.50’lere yelken açtı.
Risk alınarak yapılan 200 baz puanlık faiz artışı HAVADA kaldı,
Boşa gitti.
Şimdi burada bir gerçeğin altını çizmekte yarar var.
Yani kendi topuğumuza kurşun sıkar gibi olduk.
Spordan bir örnekle başlayalım.
Mesela Mesut Özil dünya çapında bir futbolcu olabilir.
Maç saati geldiğinde gerçekçi bir çalıştırıcı kimi oynatacağını,
Futbolcunun dünya çapındaki ismine göre değil de,
Hafta içinde antrenman performansına, gücüne ,kuvvetine göre verir.
Eski Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ın da piyasaların beklentilerinin üzerinde,
200 baz puanlık bir artışı niçin yaptığını kendisi bilir.
Piyasa yorumcularında ve de bu konunu uzmanlarından aldığımız bilgi ve de yorumlar,
Merkez Bankasının döviz rezervlerinin devamlı yükselen,
Dolar kuruna karşı yeterli olmadığı.
Çeşitli varyasyonlarla bu yükselişin önlenemediği,
tek çarenin bu tür bir faiz yükseltimi olduğu yönünde.
Şimdi burada bir gerçeğin altını çizmekte de yarar var.
(Tabii ki Cumhur ittifakı bizim arkasında durduğumuz, icraatlarını,
Özellikle terörle mücadelesini kesintisiz ve de ölümüne destek verdiğimiz bir birlikteliktir.
Allah var Süleyman Soylu idaresinde muhteşem bir de performans ortaya çıktı.
PKK bitme noktasına geldi).
Ancak sanırım bu hamle biraz zamansız oldu.
200 baz puanlık bir faiz artırımından sonra biraz beklenebilir,
Bu artırımın sonuçlarını alınır, piyasalar biraz durulur sonra da,
Başkanın icraatları yanlış bulunursa görevden el çektirilirdi.
Ama öyle olmadı anında yerinden edildi.
Bu bedel de piyasalarda borsa da doların yükselişinde ödendi.
Bir şey daha…
Gelişmiş batılı ülkelerde AB’de, ABD’de Merkez Bankaları yönetimleri
Genelde bağımsızdır ve siyasi iradenin etkisi altında değildir.
Bu durum ekonomilerin kötü bir performans gösterdiği dönemlerde,
Siyasi irade baskısı ile Merkez Bankalarının,
Gerçeksi olmayan kararlar almalarının önüne geçmek içindir.
Mesela ABD Merkez Bankası FED’in başkanı bağımsızdır.
Çünkü FED’e seçilenler konularında bilgili ve de uzman kişilerdir.
Yaptıkları her hamle bu bilgi ve de uzmanlık çerçevesinde gerçekçi bir hamledir.
Yani ABD başkanı canı sıkıldığında FED başkanını görevden alamaz.