İtirazlar kanuna uygun olarak atanan rektörü ‘istemiyoruz’ diye başladı. Daha sonra durumdan vazife çıkartan siyasiler okula koştu, arkasından ortaya LGBT gibi sapkınlar çıktı ve İslam inancının kutsalına hakaret ve saldırı başladı. Olaya polis müdale etmek zorunda kaldı. Sosyal medya devreye girdi sokak çağrıları yapıldı.

Süreç devam ederken işin içinde yine PKK var, yine diğer militan gruplardan DHKPC-MLK-FETÖ ve benzeri örgüt yandaşları var. HDP ve CHP’li siyasiler de dahil oldular ve olaylar büyütüldü. Rektöre tepkinin bu şekilde sürdürülmesi mümkün değil. 
Protesto ilk günden meşruiyet zemininden uzaklaştı. Halkın ekseri böyle bir eyleme destek vermiyor. Bu olay Boğaziçi’nin kendisine ve ülkemize zarar verir.

İstenen Gezideki gibi yapmak ama bu da tutmaz, çünkü kötü başladılar. Yola çıktıkları siyasilerin amaçları öğrenci değil siyasi iktidar ve ülke. Siyasilerin bu tür yanlış işlerin içine girmesi sonrasında, geri dönmeleri de kolay olmuyor maalesef.

Boğaziçi’nde yaşanan olayları ülke gündemine, diğer üniversitelere yaymak ve halkı sokağa çekmek istiyorlar, bundan sonra konu artık bir üniversite ile başlayan ve biten bir hadise değil.

ABD ve Avrupa’dan gelen kınama açıklamaları da buna işaret ediyor. Ancak bizim gayrı millilere bunu anlatamazsın.

Olayların başlamasıyla ilk göz altılardaki kişilerin neredeyse yüzde doksanının üniversite ile ilişkisinin olmadığı ortaya çıktı. Kargaşa yaratmak için yangına körükle giden, bu konularda profesyonel, politik gruplar hemen Boğaziçi’nde üstünlük aldılar.

Öğrenci gruplarının gerçekten, hukuk içinde kalarak bir şey yapmak istiyor idi ise protestolara başka konuları bulaştırmamaları gerekirdi.
Görünen bunun tam aksine, maksatları üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek. Muhalif siyasetçiler ise öğrenciler üzerinden iktidarı köşeye sıkıştırmak istiyor anlaşılan.

Boğaziçi’ne atama tartışılabilir, öğrenciler demokratik tepkilerini gösterebilirler, sivil itaatsizlik eylemini de yapabilirler bu anlaşılır bir şey ancak, yakıp yıkmayı, LGBT’li sapkınların İslam’a saygısızlığı, inancımıza hakareti kabul edilemez. Bu sapkınların bilinçli olarak yaptıkları/yaptırılan tahrik amaçlı alçaklıktır.

Dinimizce lanetlenen, ahlakımızın kınadığı bir konuda bu tür İslamofobik bilinçli bir eylemin sanat ya da toplumsal gösteri, düşüncesi altında ve ifade hürriyeti kapsamında meşrulaştırılmaya çalışılmasını kabul edemeyiz.

Bu eylemin perde arkasında, emperyalistlerin finansman sağladığı gayrı milli STK’ların olduğu da açıktır.

Atanan rektörü beğenmiyorsan yapacağın ilk iş, işlemin iptali veya durdurulması için hukuk içinde hak aramak, haklı davanı kamuoyu ile paylaşmak, haklı bir zeminde mücadelene devam etmektir. 
İlim irfan yuvasında illegal örgütleri de içine alarak yıkmak, yakmak parçalamak değildir.
Boğaziçi bir hak mücadelesi veriyor olsaydı, öğrenci ve akademisyen önderleri, önceliği Yasama, Yürütme ve Yargıya verirdi. 
STK’ları, meslek odalarını harekete geçirme iradesini gösterebilirlerdi. 
Sosyal medyada kampanya düzenlemek yerine, bu şekilde kitlelere haklılığını anlatma yolunu seçebilirlerdi.

Hukuk devletinde, yasaya da yönetmeliğe de karşı çıkabilirsiniz. Ama yönetmelik yasaya veya hukuka uygun değilse Danıştay’a gidip iptalini isteyebilirsiniz. Yanlış bulduğunuz uygulamaya ilişkin yürütmenin durdurulmasını talep edebilirsiniz.

Kamu yararı yok diye yasa değişiklik talep edebilir, ilk derece mahkemesi üzerinden konuyu Anayasa Mahkemesine taşıyabilirsiniz veya Cumhurbaşkanlığından sorunun çözümü ve ortak yol bulma niyetiyle randevu isteyebilirsiniz. Ombudsmanlığı devreye sokma gayretiyle harekete geçmeye davet edebilirsiniz.

Bunların hiçbirini yapmadan hiç düşünmeden doğrudan bütün gayri millileri olayın içine çağırarak topladılar ve ne kadar muhalif varsa bu olaydan siyasi pay almak amacıyla kendi lehine kullanmak istiyor. Bunu maalesef Boğaziçi’nin kendisi istedi…

Bu olaylar hepimize ders olsun. Ülkenin siyasi partileri, aydınları ve öğrencileri kendilerini özeleştiriye tabi tutmalı. 
‘Katil polis, katil devlet’ sloganları atılarak, millî, manevi, hukuki değerler yok sayılarak bu olaylalar çözülemez.