Hem duyguya hem de düşünceye dayanan milli şuur, bir milletin manevi kuvvetlerinden en önemlisidir.
Milletin hayatını koruyan savunma hattından birisi ve en mühimi milli şuurdur.
Sağlıklı bir insanı ayakta tutan dört önemli organlar neyse, Milleti ayakta tutan Ordu, bağımsızlık, dil ve milli şuur da dört büyük kaledir.
Milletler her şeyini kaybedebilir ama kendi milli dilini korudukça, o millet kaybetmiş değil, yaşıyor canlı demektir. Dilini kaybeden milletler ölmüş yok olmuş sayılır, yok olur gider.
Dilini ve bağımsızlığını kaybettiği halde, milli şuura sahipse, o millet zorla kabul ettirilen yabancı diline rağmen yabancılaşmış olsa da, milli diliyle gerçek şuurla kişiliğini bulur ve günün birinde bu milli şuur sayesinde öz dilini yeniden öğrenerek gerçek özüne benliğine döner.
Milli şuuru uyanık milletlerde, yabancı unsurların önceliği özelliği ve sözü dikkate alınmaz, milli idare işlerinde önemli görevler verilemez ve milli şuur uyanık olanlarda yabancıyı kendinden saymaz, yabancılardan da milli şuur beklenemez.
Geçmişin acı tecrübeleri; kendi içimizdeki, kendimizden bildiğimiz yabancılar tarafından hep sırtımızdan hançerlendik.
Milli şuurun yüksekliği, dürüstlük, samimiyet, vatan sevgisi, adaletli iş, ahlaklı ve edepli, geçmişine saygılı, geleceğine güvenle bakan milli düşünen, millî değerlerin yükselmesi için gayret eden, kendi nizamına sahip çıkan saygı gösteren, millî menfaatleri korumak ve milletinin yükseltilmesi için çabalayan şuuru uyanık gayretli gençler, bu şuurla ülkemizi ayakta tutan kaleleridir.
Milli şuuru uyanık meslek erbabı insanlar ve her meslek dalında üreten, kurumlarda hizmet veren memur ve idareciler ülkesine yanlış yapmaz, aldatmaz. Adaletsiz davranmaz, görevini mesleğini sanatını milli değerlere bağlı milli ruh ve şuurla eksiksiz yerine getirmeyi kendisine milli görev addeder.
Büyüklerine, gençlerine, kadınlarına, öğrencilere saygı gösterir. Milli heyecanla coşan maneviyatla donatılmış bir yürek taşır. İşinde ciddi davranır. Keyfilik başıbozukluk olmaz. Bu vasıfları taşımayanlardan da milli olmaz.
Ülkede milli şuur uyanık ise, hizmeti olanların hizmetleri inkar edilmez, geçmişine tarihine hizmeti olan şahsiyetlere azami değer verilir.
Şuuru uyanık ülkede küçük kişiler yüzünden, değerli şahsiyetler ne küçültülür ne de milli şuurdan yoksun millî manevi ve ahlaki zafiyeti olan insanlar, büyütülür devleştirilir.
Ülkemizdeki küçük hesapları olan şuursuz kişiler, büyük hizmetleri olan, sahip oldukları birçok hizmeti kendilerine ve ülkesine sunan değerli şahsiyetleri, bilinçli yalanlarıyla küçültülür kılmak istiyorlar.
Bir milletin şuuru, o milleti aydınlatan ışığıdır. Milli şuurla hareket yurdu aydınlatır. Karanlıkta gayri milli iş görenleri, ülkesinin şuurunu karartmaya çalışanları da açığa çıkartır. Ülkesini aydınlatan ışığının sönmesine engel olur.
Milli şuur insan beyni gibidir. İnsan beyni ne ise millet içinde milli şuur odur.  İnsanın diğer organları zarar görmesi halinde insan yaşar, ancak beyni zarar gören insanın yaşaması mümkün olamaz. Beyninde parçalanan bir insanın nasıl yaşama şansı yoksa bir milletin şuursuz yaşama imkanı da yoktur. Kaybedilen her şey kazanılabilir yeter ki milletin milli şuuru uyanık olsun.
Milli şuur, Türk milletinin yaşama iradesi hayat kaynağı, damarlarındaki asil kan, en kuvvetli savunma silahıdır. Tarihte milli şuura sahip olmayan devletler yıkılmış, yok olmuştur.
Geçmişten bugüne, milli şuur iradesini gösteren Türk milleti bağımsız yaşam iradesini ilelebet korumuş ve koruyacaktır.
Ülkemizin milli şuurunun harekete geçip şahlandığı, eski uyuşuk, karamsarlıktan ve yılların uyuşukluğundan kurtularak, milli ve manevi değerlerimize, millî şuurla topyekûn sarılarak ülkemizin ayakta durması, kalelerinin yıkılması ve şahlanışımızın hızının kesilmesini isteyenlere fırsat vermemeliyiz.
Türk milletinin mayasındaki cevherle, yalnız Türkiye Türkleri değil, dış dünyadaki Türkleri de milli şuurla ruhlandırarak, onların da gençleriyle yarına umutla bakması, kendi milletlerinin kaleleriyle ayakta dimdik durması, geleceğe güvenle yürümelerini birlikte milli şuuru yüksek gençlikle sağlamalıyız.
Her şey milletin milli şuurunun harekete geçmesiyle başlar. Milli şuuru harekete geçmiş olan büyük Türk milleti, şanlı mazisiyle, muzaffer ordusuyla, milli şuura sahip genç nesilleriyle, güçlü müreffeh tam bağımsız muasır medeniyetlere ulaşma hedefi görünmüş demektir.
Bu hedefe ulaşmak ve geleceğimiz için gençliğimizi milli şuurla yetiştirmeliyiz.
Gençlerden yeni bir ruh yaratmalıyız. Yüksek kabiliyetli gençleri ve kahramanların mili ve manevi şuurunu harekete geçirmeliyiz.
Gençliğimizi milli şuurdan yoksun, gayri millî manevi ve ahlaki zafiyeti olan söz de insanların ellerine bırakmamalıyız.
Türk milletinin istikbali gençliğimizin terbiyesine emanet edilmiştir.
Milli şuurla yetişen gençler geleceğimizle umudumuz, milletimizin iradesi, hayat kaynağı ve en kuvvetli silahıdır.