Başbakanımız bağırıp çağırıyor.

BDP"liler tepki gösteriyor.

Haklı…

Hem de sonuna kadar.

Vatandaşlar da bağırıp çağırıyor,

Tepki gösteriyor.

Yanan arabasının,

Evinin,

Taşlanan dükkânının,

Molotof la yakılma tehlikesi olan çocuklarının,

Endişesi içinde.

Bizde bağırıp çağırıyoruz,

Gazeteci olarak yapılanların yanlış olduğunu,

Kimsenin, sokaktaki masum insanların,

Canına,

Malına,

Irzına kastetmeye hakkı olmadığını anlatmaya çalışıyoruz.

Bizim bağırışımız çaresizliğimizden.

Caniler,

Kundakçılara karşı elimizden bir şey gelmiyor.

Arabanı yakanı vursan, yıllarca cezaevinde çürüyeceksin.

Saldırsan başka türlü ceza yiyeceksin.

Peki, bu kimin işi?

Tabii ki güvenlik güçlerinin.

Anayasal hakkımız olan mal ve can güvenliğimizi korumak onların işi.

Peki, bu görev yapılıyor mu?

Yapılıyor…

Ancak oya yönelik "SUÇ' içermeyen kanunlar yüzünden elleri kolları bağlı.

Peki burada inisiyatif alması gereken kim?

Tabii ki başta Cumhurbaşkanı,

Başbakan olmak üzere hükümet.

Cumhurbaşkanı bu konularda sessiz.

Sanki insanların canına kastedilmesi mallarının yakılması onu pek ilgilendirmiyor.

Görmem, duymam, konuşmamı oynuyor.

Peki, Sayın Başbakanımız!

BDP' ye saldırıyor.

Sonuna kadar yayındayız.

Yapılan her suçun asla kimsenin yanına kar kalmamasını istiyoruz.

Peki, bağırmak çağırmakla bu iş yola girer mi?

Asla…

Her suçun bir cezası olmalı.

Ve en önemlisi cezanın da "Caydırıcılığı" olmalı.

Peki, Molotof atanlara, araba yakanlara,

Ev kundaklayanlara,

Askere polise saldıranlara,

Polisi tokatlayanlara,

Devlet malına zarar verelere,

Ellerinde "MOLOTOF" ile halk içinde "TURİSTİK" gezi yapanlara,

Ceza veriyor muyuz?

Daha dün bu sokağa salınan,

İnsanlarımızı katleden kişilerin "COCUKTUR" bahanesi ile cezalarını indirmedik mi?

Bu suça ceza indirimini yapan kimdi?

Tabii ki AKP Hükümeti.

Yani Başbakan.

İktidarda onlar var.

Buradan Başbakana seslenmek istiyorum,

Bağırmakla çağırmakla bir şey olmaz.

Vatandaşların mal ve can güvenliği problemi devam eder.

Suç cezasız kalmamalı,

Sayın Başbakan.

Cezasız kalırsa işte öyle her gece sokalardı yüzlerce araba yakılır,

Evler kundaklanır,

Serap"lar ortaçağın karalık sayfalarında olduğu gibi cayır cayır yakılır.

Sayın Başbakan, sizin gözyaşı dökme, ona buna bağırma lüksünüz yok.

Bunlar afakî söylemler.

Siz icraatın başısınız.

Bizi koruma kollama inisiyatifi iktidar olduğunuz için sizin insafınızda.

İnsan yakana,

Ev yakana,

Araba yakana "CEZA" vereceksin,

Hem de "AĞIR ceza.

Gerekirse "VUR' emri çıkartacaksın.

Ki bir daha bunu yapmansın.

Hatta onu sokağa salana,

Emline o Molotof'u verene,

Bulundurana, hazırlayana, teşvik edene,

Çok ağır cezalar vereceksin ki, devlet caydırıcı olsun,

Bizde canımızdan malımızdan endişe etmeyelim.

Yoksa ekrana çıkıp bağırıp çağırma,

Şov türünde konuşmalar sadece siyasi ve boş işler.

VE bizim bu tür "BOŞ" işlere artık karnımız tok.