İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu; “Mülteciler üzerinden algı operasyonu yapılıyor” diyor. Yapmayın Sayın Bakan... Bu iş algıyı, algılamayı, mesele olmayı artık aştı. Kangrenleşti. Toplumsal bir sorun, bir mesele haline gelmeye başladı. Yönetenlerimize bir konuda hak veriyorum. Mülteci olayı vicdani bir olaydır. İnsani bir olaydır. Tamam... Ama veriler ve de görüntü artık olayın artık mülteciye acıma, ona savaşın acılarını unutturma, sahip çıkma aşamasından çıktı.

Savaş bitti gibi

Suriye’de savaş bitti gibi. ABD ve onun ortağı koalisyon emperyalistlerinin işgal ettiği, gasp ettiği topraklar hariç, bir tek İdlib’de çatışma var. Onun dışındaki bölgelerde hayat normale döndü. Hal böyle olunca Türkiye’de bulunan 3.5 milyon Suriyeli, niçin evlerine, ülkelerine gitmiyor? Niçin hala buradalar! İşte meselenin özü burada. Suriyeli gitmek istemiyor. Türkiye’yi terk etmek istemiyor. Sen göndermeye kalktığında ise, bir tek mülteciyi almamak için ölümüne direnen batılı ülkelerin piyonu bazı insan hakları kuruluşları da anında açıklama yapıyor; “Türkiye mültecileri zorla gönderiyor.” Alçaklığa, itliğe bak. Sen bir tane almıyorsun, Türkiye gönderince de ortalığı yaygaraya veriyorsun. İşte bu batı tipi demokrasi, insan hakları anlayışı bu!

Mülteci nerede olur?

Türkiye’de 3.5 milyon Suriyeli mülteci var. Bir milyona yakın da Iraklı, Kürt, Arap, Afgan ve değişik ülkelerden, kaçak ve bir şekilde kalan insanlar var. Bu görüntü artık vicdanı, insani bir sorun olmaktan çıktı. Türk insanını iş olarak aş olarak, huzur olarak, güvenlik olarak yaşam olarak etkilemeye başladı. Şöyle yolunuz, Sirkeci’ye düşerse, yoldan geçen 10 kişiyi çevirin konuşun, yarısından fazlasının yabancı olduğunu, yarım yamalak Türkçe konuştuğunu göreceksiniz. Bunlar turist değil.

Kaçak göçek yollarla gelen, çoğu uyuşturucu dahil her türle işlerle uğraşanlar. Ülkemizde Suriye TV’leri kuruluyor, Suriye dernekleri kuruluyor. Çoğunun ekmeği elden suyu gölden hastalığı tedavisi bizden yaşayıp gidiyorlar. Bu şartlarda niçin gitsinler ki! Şöyle Aksaray civarını bir dolaşın. Lokantaların iş yerlerinin hatta turizm şirketlerinin önüne asılan levhalarda, Türk ismi göremezsiniz. Sadece İstanbul’da 600 bin Suriyeli var. İnsanın sorası geliyor; “Mülteci nerede olur? Mülteci kampında. Bizdeki mülteciler mülteci değil, Sayın Bakan ve AK Parti hükümeti kusura bakmasın da, bu Suriyelileri ne için ülkemize soktu yahu! Mülteci oldukları için. Peki, onlar şimdi neredeler? Türkiye’nin her yerinde.

Böyle mülteci politikası mı olur Allah aşkına! Gayrı resmi rakamlar ne kadar bilmiyorum ama yüz binin üzerinde Suriyeliyi vatandaş yaptılar. Bizim Suriyeli vatandaşa ihtiyacımız yok ki! Bu vatandaşlık hamlesinin sebebi ne! Öze gelirsek gönül dostları, bu Suriye ve mülteci meselesi artık ülkemiz için, ekonomiden, Fırat’ın doğusundan bile daha büyük bir mesele olmaya başladı. Yönetenlerin onları pek gönderme niyeti de yok gibi(!). Mesele ne olur nereye varın bilmiyorum ama, mültecilerin artık gönderilme veya gitmelerinin zamanı gelmiştir. Mızrak çuvala sığmamaktadır. Hatay’ın, Kilis’in, Türk insanından çok, Suriyeliye ihtiyacı yok.