Ankara Üniversitesi Adli Bilimler Enstitüsü “bu bir komplo teorisidir” ana başlığı ile deniz salyası hakkında beyin fırtınası yapmış. Biz de dış güçler böyle bir şey yapabilir düşüncesi vardır. Ama hep de doğru çıkmıştır. Neden olmasın?

Şimdi o düşünceleri birebir alıntılayacağım. 2010’da bir sempozyum olmuş. Tek hücreli deniz canlılarının fizikokimyasal ya da biyolojik etkilerle aşırı çoğalması, buna mikroorganizmaların ilave olmasıyla meydana gelen sümüksü, yoğun ve yapışkan bir yapıdır“ denmiş deniz salyası için. Sonra pek de gündem olmamış.

“Arıtma Tesislerinin çalışmaması, Gemilerdeki Balast tankları ve sintine sularının boşaltılması, aşırı kimyasal gübreleme, batık gemiler, Meksika körfezi örneğinde gördüğümüz Petrol sızıntısı hep çeşitli etmenlerdir.”

Fakat denmiş ki: “SON GÜNLERDE YAŞANAN OLAĞANÜSTÜ BİR SICAKLIK ARTIŞI, ORGANİK DEŞARJLARI TETİKLEYEBİLECEK DEPREM, HEYELAN, BÜYÜK DENİZ KAZALARI, PETROL SIZINTILARI GİBİ DURUMLAR BİLİNDİĞİ ÜZERE MEVCUT DEĞİLKEN, BU DENİZ SALYASI NASIL OLUŞMUŞTUR?”

Öğreniyoruz ki İSTANBUL ATIK SULARI ÖNARITMA İLE BİYOLOJİK ARITMA YAPILMADAN DENİZE SALINIYOR. BU DA BÜYÜK KİRLİLİK OLUŞTURUYOR.

“Adli Bilimciler olarak Müsilajın içeriğinin analiz edilmesi ve olağan dışı mikro organizmalar araştırılması lazım diye düşünürken, 8 Haziran 2021 tarihli medya haberlerinde, İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü, Hidrobiyoloji Ana Bilim Dalında Prof.Özdelice ve arkadaşlarının Marmara Denizi'nden alınan müsilaj örneği üzerinde yaptıkları çalışmaları sonuçları açıklandı.

Özetle incelenen örnekteki mikroorganizmaların ağırlıklı olarak E.Coli gibi evsel, kanalizasyon kaynaklı olduğu belirtildi. Ancak iki önemli bilgi daha sunuldu Müsilaja neden olana Stres faktörlerinin belirlenmesiyle çözümün geleceği ve bu olaya yol açan tek hücrelilerin araştırmasında diğer olağan rastlanan türlerin yanında DİMETİL SÜFÜR OLUŞUMUNDAN SORUMLU FALASİTİS DENİLEN ENTERESAN BİR TÜR DAHA TESPİT EDİLDİĞİ.”

“Şimdi Adli Bilimci olarak olayı ele alırsak bu durumdan kim fayda, kim zarar görür. Zarar gören belli ülkemiz. BALIKÇILIK, ULAŞIM, TURİZM SEKTÖRLERİMİZ VE EKONOMİMİZ CİDDİ YARA ALDI. Olayın toksik (zehirleme) ve bulaşıcı hastalık boyutları ayrıca incelenmeli.

Fayda gören kim? Bu da araştırılmalı.

KOMPLO TEORİSİNE DÖNERSEK, MARMARA DENİZİ VE BOĞAZLARDA YOĞUN BİR GEMİ TRAFİĞİ MEVCUT. BU GEMİLERDEN MÜSİLAJ OLUŞTURABİLECEK BİR MİKROORGANİZMA İYİ NİYETLİ YAKLAŞIMLA KAZAEN, KÖTÜ NİYETLİ YAKLAŞIMLA KASTEN MARMARA DENİZİNE BIRAKILMIŞ OLABİLİR Mİ?”

Bakın sadece soruyoruz. Bir iddiamız yok. Kriminal incelemelerde önemli olan doğru yanıtları vermek değil doğru soruları sormaktır.

GÜNÜMÜZDE COVİD 19 VİRÜSÜNÜN BİLE GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ BİR LABORATUVAR VİRÜSÜ OLMA İHTİMALİ KONUŞULURKEN DENİZ SALYASINDAKİ MİKROORGANİZMALARIN DIŞARIDAN GETİRİLMESİ OLASILIĞI NEDEN GÖZ ARDI EDİLSİN.

Benzer komplo teorileri Balon balığı için de gündeme getirilmişti. Başka sorular; Son zamanlarda yabancı araştırma gemisi trafiğinde artış var mıdır?

Marmara Denizinde saptanan Doğal gaz sızıntısı mevcut mudur?

Bu durum Mavi Vatan Projesini, denilerde ve Gaz/Petrol arama çalışmalarını nasıl etkileyecek?

Mikroorganizmaların yayılması durdurulamaz ve Karadeniz e yayılırsa KARADENİZ'DE BİYOLOJİK ACİL DURUM YARATILIP, “BİLİMSEL AMAÇ” LA PEK ÇOK GEMİ KARADENİZ'E GİREBİLİR Mİ? MONTRÖ SÖZLEŞMESİ ETKİLENEBİLİR Mİ?

aradeniz'de 100 metreden sonra çözünmüş hidrojen sülfür olması nedeniyle, Müsilaj bunu yüzeye taşıyacak fitil olabilir mi? Hem beslenip hem de yüzeyi bitirebilir mi?

MÜSİLAJ BİR BESİYERİ OLARAK BAKTERİ VE VİRÜS ÇEKEBİLECEK NİTELİKTE OLDUĞUNDAN, SALGIN HASTALIKLARA NEDEN OLMA RİSKİ VAR MIDIR?

BU *MÜSİLAJ* IN ORGANİK DÜŞMANI VAR MIDIR? YOKSA BİR TASARIM MIDIR?

Deniz dibindeki canlı türlerinin ve sedimantasyonun kıta sahanlığı tespitinde önemli olduğu göz önünde tutulursa, kıta sahanlığı sorunumuz olan ülkelerle ilişiklerimiz nasıl etkilenecektir? (Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi kapsamında Birleşmiş Milletler Kıta Sahanlığı Sınırları Komisyonu “Commission on the Limits of the Continental Shelf (CLCS)” Sediment kalınlığının %1'e kadar uzandığı alanı kıta sahanlığı olarak kabul ediyor).

BU KONU PEK ÇOK BİLİM DİSİPLİNİN BİR ARADA ÇALIŞMASINI GEREKTİREN BİR DURUM GİBİ GÖZÜKÜYOR. BAŞTA BİYOLOJİ, DENİZ BİLİMLERİ ,TIP, TOKSİKOLOJİ, KBRN, JEOPOLİTİK, HUKUK, İSTİHBARAT, EKONOMİ, KİMYA VE YAZAMADIĞIMIZ DAHA PEK ÇOK DİSİPLİN

2000'de Marmara Denizi ile ilgili bir sempozyum yapılmış müsilaj hiç geçmemiş. Marmara Denizi'nde 2007'de yaşanan müsilaj olayından sonra yapılan 2010'daki Marmara Denizi Sempozyumu'nda dört bildiri yapılmış, 2015'deki sempozyumda sadece 1 bildiri yapılmış, 2017'deki 3. Sempozyumda ise sadece kelime olarak bir kere geçmiş.

GÖRÜNÜYOR Kİ BU OLAY EĞER BİR TASARIMSA HAZIRLIKLI OLMADIĞIMIZ BİR BİYOLOJİK SALDIRIYLA KARŞI KARŞIYA OLABİLİR MİYİZ?

Klasik KBRN bakış açısında ele alınan Şarbon, Çiçek gibi bakteri ve virüslerin yanında acaba parazitler, mantarlar, tek hücrelilere karşı da savunma sistemleri geliştirebilecek alt yapıyı oluşturabilecek miyiz?”

Prof.Dr.İ.Hamit HANCI*- Av.Alp ASLAN**

*Ankara Üniversitesi Tıp Faültesi Adli TıpA.D

** Ankara Üniversitesi Adli Bilimler Enstitüsü Doktora Öğrencisi