Sırasını biraz şaşırabilirim. Bağışlayın!..
 
Ama, son yıllarda bizi çok şeyin terk ettiği ortada…
 
Sırayla da olmadı zaten bu terk edişler… “Erkekseniz tek tek gelin” diyebileceğimiz bir “teklikte” gelmediler yani…
 
Ama pirzola terk edeli soframızı çoooook oluyor…
 
Bahar pikniklerinde etin yerini tavuğa bıraktığı yıllarda ettiğimiz sitemler, tavuğu bile bulamadığımız yıllara uzandığında anladık etin değerini…
 
Hiç umursamazdık siz de bilirsiniz; elektrik faturasını, su faturasını… Ama o umursamadığımız  yıllar da terk etti bizi…
 
Şimdilerde sadece “sayaç okuma bedeli”ne bile çocuğumuzun 1 aylık okul harçlığını ödüyoruz… Düşünsenize!.. Kitapçıya gidip roman alıp okusa, daha ucuz!.. Nasıl bir sayaçsa artık…
 
Benzin de terk etti bizi… Ben deli gençliğimde arabanın deposunu 20 liraya dolduruyordum… Babamın verdiği harçlık bile 100 lirayken… Babam gitti, benzin de vefasını yitirdi… Giyindikçe giyindi… Sanki çok soğukmuş gibi, KDV sardı üstüne, sanki çok “özel”miş gibi ÖTV ekledi etiketine…
 
“Kurufasülye terk eder mi adamı?” demeyin… Etti… Fakir sofralarının eti olan  kurufasulye bile terketti soframızı… Ekemediğimiz için dışarıdan alır olduk ya… İşte dışarıdan aldığımız için evime alamaz olduk… Burnumda tütüyor valla!..
 
Hele doğalgaz yok mu o doğalgaz… Gelişiyle çoğumuzu terk edişi bir oldu… Emekli maaşı 900 lira, doğalgaz faturası 500 lira… Bu nasıl bir acımasızlıktır be doğalgaz… Bu ne menem bir değerdir ki seninki, ekmek paramıza bile sulanırsın…
 
Komşuluk, terk etmedi mi bizi?.. Hadi etmedi deyin… Diyemezsiniz… Eskiden komşu teyzeler vardı… Komşu amcalar… Öz ana baba gibi… Kaldı mı bir kırıntısı komşuluğun… 4 gündür evde 40 derece ateşle yatıyorum. Ne telefonumu çaldırıp halimi soran bir komşum oldu, ne bir kase çorba getiren… Bundan daha değerli neyi kaybeder ki bir toplum…
 
Süt terk etti bizi be süt… Babam hayvan besleyip süt sağıp satarken 80 kuruş, markette bir kutu süt 4 lira… Sizler özlemediniz mi gerçekten o beyaz bereketin lezzetini… Özlemediniz mi süt sağıp sattığınız yıllarda sütten gelen bereketi!...
 
60 yaşına varanlar; yani bizler, bir gün gelip de suya bile para ödeyeceğimize gülmüştük yıllarca… Suya ödemeyi öğrendik… Ya yola?.. Devletin zorunlu hizmeti olarak yaptığı yola bir gün gelip de para ödeyeceğimizi nasıl bilebilirdik… Suyla birlikte yollar bile terk etti bizi….
 
Sevdalar bile terk etti, sevdalar bile hepimizi… Aşkın en yüce değer olduğu yıllardan; cebinde para olmayan delikanlıların adamdan sayılmadığı, yuva kuramadığı yıllara ne tez geldik baksanıza…
 
Umut terk eder mi adamı?... Etti işte… Umut bile terk etti hepimizi nicedir… “Size de çıkabilir” bile terk etti… O kadar çok oldu ki hiçbirimize çıkmayalı….
 
Çocuğun terk etti seni… Okuttun, para harcadın, yetiştirdin, adam oldu… Kafası çok çalışmıyorsa kaldı ancak yanında… Benim çocuğum, zekiydi, akıllıydı, bilim insanıydı. Çocuğum bile başka ülkeye gitti…
 
Bir sen terk etmedin bizi!...
 
Bir sen vefalı çıktın…
 
Selvi boylum …
 
Bir sen kaldın yanımızda, başımızın ucunda…
 
Bir sen…
 
Tek sen…
 
Fukaralığımızın al yazmalısı...
 
Yokluklarımızın  anası!..
 
Bir sen kaldın!..
 
Merak işte…
 
İstanbul Büyükşehir’i Binali Yıldırım’ın kazanamaması durumunda, YSK, “Meclis başkanlığından istifa etmeliydi. Seçim yasal olmadı” gerekçesiyle “yenilenmesi” kararı verir mi, vermez mi?..
 
Dine dönmek!.
 
AKP İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Nihat Zeybekçi, İzmirliler’e “silikon vadisi” vaat ediyor… Sizce, “gavur” dedikleri İzmir seçmeni, bu vaatle dine döner mi; yoksa vaatte mi umutsuzluk var?..
 
Ya çocuklar?..
 
Niğde’nin Ulukışla ilçesinde seçmen sayısı, nüfusu aşmış… Yetkililer bunu “çok göç aldık” diye tanımlıyor… İlginç ki, alınan göç içinde hiç çocuk yok. Hepsi seçmen. Bunlar çocukları yuvaya mı verdi, sattı mı?..