ÇEVRE Bakanı Murat Kurum, 81 ilin valisine bir genelge yayınlayarak kaçak yapı, bina konusunda bilgi isteyip envanter çıkartılması talimatı verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın direktifiyle Kapadokya bölgesindeki Peribacaları etrafında bulunan 15 otelin yıkım işleminden sonra sorun ülke çapında içerik gösterdi. Yıllardır büyük bir sorumsuzluk duygusuyla oluşan çarpık yapılaşma öyle bir seviyeye geldi ki devleti önlem almaya mecbur kıldı. 
 
Bunun için 81 ilin valisinden envanter istemeye gerek yok aslında. Şöyle bakıldığında her şey açık çiplaklığıyla ortaya çıkacaktır. Bugüne kadar duyarlı insanların ihbarları da değerlenmemişken, 81 ilin valileri de demek ki, görevlerini yapmamışlar. Tabii söz konusu vali değil, vali emrinde çalışan birimlerden söz ediyoruz. Yoksa valinin çıkıp tek tek imara aykırı, çarpık yapılaşma ve kondu tipindeki araştıracak hali yok. 
 
Yıllar önceye dayanan alışkanlık bu. Gecekondu sistemi bu alışkanlığın doğurduğu bir kötü eserimizdir. Bugün Ankara, İstanbul ve İzmir'in en kıymetli arsalarına yerleştirilen gecekondulara tapu verip elektrik ve suyunu bağlayan aynı devlet değil mi? Daha sonra da yıktırmak için devlet kendi arazisinin üstüne kaçak yapılan bina sahipleriyle pazarlığa girerek kat karşılığında dev binalar oluşturmadı mı?
 
Güneşe hasret kaldık
 
Kaçak binaya göz yummak hata, bunları yıllar sonra yıkıp şimdi şikayet ettiğimiz dikey binalar oluşturmak başka hata. Ortasını bulamıyoruz. Bunca yıldır 20-30 katlı binalar yapılırken, seyirci kaldık. Ankara'nın Demetevler semtindeki bu yüksek binaların hiçbirinde iskan yok. Bina kaliteleri çok düşüktü. Ama zaman içinde iskan verildi, tapular dağıtıldı. Elektrik, su, doğalgaz aboneliği de ikram edildi. Şimdi Demetevler semtinde küçük birer gökdelen olan bu binalar nedeniyle yaz günü dahil güneşe hasret bir ortam var. 
 
Bakan Kurum'un bu hamlesinden şikayetçi olamayız. Güzel gelişme. En azından turistik bölgelerin doğal güzelliklerinin bozulmasını önlemek, bozulan güzelliklerin eskisi gibi tekrar doğal yapısına kavuşturmak için önemli bir hamle. Ama unutmayalım ki Bodrum, Marmaris, Kuşadası gibi dünya güzeli sahil şeridi tolerans gösterilerek yapılan beton yığınlarıyla dolu. 
 
Nerede kaldı Halikarnas Balıkçısı'nın Bodrum'u? Nerede kaldı güzelim Datça'nın doğal yapısı? Adalar keza öyle. Ya Marmaris? Marmaris'in o muhteşem görünümünün elden çıkalı çok oldu. Kuşadası'nda kadınlar plajı vardı. Tek katlı, bilemediniz dubleks evlerden oluşan nefis doğasıyla şahane bir kıyı şeridiydi. Adı kaldı. 
 
Didim'in altın kumu aynı şekilde... Yazlık evim olmasına rağmen 15 yıldır gitmiyorum. Gidilecek durumda değil ki...
 
Kapodokya kurtulacak
 
Karadeniz'den söz etmeye gönlüm razı gelmiyor. Başta Uzungöl olmak üzere Karadeniz'e akan nehir ve derelerin etrafını 10-15 katlı evler duvar örmüş. Ne yazık ki, hepsi tapulu. Doğal güzelliğiyle bir dünya mirası Hopa'dan İskenderun'a kadar olan bu sahil şeridi için kırmızı alarm vakti geldi de geçti... Bugün itibariyle alınacak önlemler kaçak, binaların yıkımı gerçekleştiği taktirde gelecek için büyük katkı sağlanyacak.
 
Bu adımı atan kim olursa olsun ismi altın harflerle kazınır. Kapadokya bu ilk hamleyle kurtulacak. Bunda şüphe yok. Ama Karadeniz ve Ege sahillerindeki çirkinliklerden nasıl kurtulacağız? Bunca yapılmış yatırım, bunca turistik tesis ve bunca istihdam karşısında elbette yapılacak bir şey yok. Ama en azından bundan sonra için önemli ve özel bir girişim olacaktır. Sonraki yıllar için kimsenin tevessül edemeyeceği kırmızı çizgi oluşması adına bu hamleyi önemsiyoruz. 
 
Günümüzün dünyasında doğa kirliliği ve doğal yapının bozulması ilk sırada gündem. Her ülkede sempozyumlar düzenleniyor nlemler için, çareler üretiliyor. Buzullar eriyor. Binlerce dönüm toprak kaybediyoruz. İklim değişti. Hayvanlar türedi. Kuşların göç yolları değişti. 
 
AK Parti hükümetinin aldığı kararları olumlu görmek vatandaşlık görevimizdir. Kimsenin itirazı olamaz. Bu bakımdan Murat Kurum'un yayınladığı genelge il valileri tarafından da dikkatle ele alınacak ve inanıyorum ki medya da zabıta güçleri kadar bu sorunun takipçisi olacaktır. 
 
Çare yok. Çünkü başka vatan yok! Bu özeni devlet kadar biz bireyler de göstermeli. Otel yapacak yer mi yok. Koca Kapadokya'da? Bina yapacak yer mi bulamadık koca Karadeniz'de? Ege ve Akdeniz kıyılarını binalaştırarak ne kazandık? Şimdi farkında değiliz ama torunlarımız bunun hesabını bizlerden soracak. Ve asla rahmet okumayacaklardır.