İşittiğimize göre Nuşirevan ölüm döşeğinde oğlu Hürmüz'e şu nasihatte bulunmuş:

Yalnız kendi rahatlığını düşünme. Fakirlerin gönlünü hoş tut. Sen yalnız kendi rahatlığını düşünürsen, ülkende kimse huzur bulamaz. Çoban uykuda ve kurt da koyun sürüsünün içine dalmış. Bu, akıl işi ve akıllı adamın işi midir? Şunu bilmiş ol ki, bir şah ancak milleti sayesinde şah olur ve başındaki tacı muhafaza edebilir. Bu bakımdan muhtaç dervişlerini ve yoksulları gözet. Fakirlerin elinden tut. Millet bir ağacın köküne benzer. Şah da o ağacın kendisidir ve ağacı tutan da köktür. Halkın gönlünü yaralama; yaralarsan, halkı incitirsen kendi kökünü kazımış olursun.. Elinden geldiği kadar halka iyilik et. Doğru bir yol tutmak istiyorsan ümit ve korku yolunu tut. Bu yol abidlerin yoludur. Bir kimsede iyilik ümidi ve kötülük korkusu olursa makul olur ve bu onun tabiatı haline gelir. İşte bu iyilik ümidiyle bu kötülük korkusu bir hükümdarda bulunursa mülkünde o da rahat eder, ahali de...

Allah'ın lütfunu ümid eden bir padişah halka iyilikte bulunur. Saltanatı elinden gider korkusuyla da halka zarar vermez. Bu iki huy onda yoksa o memlekette de rahat ve huzur kokusu bulunmaz.Böyle bir ülkede yaşıyorsan ve evli isen kaderine rıza göster; fakat bekar isen al başını nereye gidersen git. Bir millet hükümdarından memnun değilse öyle bir diyarda refah bekleme ve bahtiyarlık arama.

Kendini beğenmiş, dik kafalı, hovarda ve keyfi işgören padişahtan o kadar korkma da asıl Allah'tan korkmayandan kork. Bir hükümdar eğer milletini incitiyorsa o hükümdar, memleketinin ma'mur olduğunu ancak rüyasında görebilir. Bir yurdun mahv ü harab olması ve padişahın kötü ad kazanması onun zulmünden ileri gelir. Benim bu sözümün değerini ancak akıllı ve zeki kimse takdir eder. 

Millet, saltanatın desteğidir. Zulümle o desteği yıkmamak gerek. Kendin bir fayda sağlaman için köylülerle çiftçileri gözet. Çünkü ücretle çalışan bir kimse  aldığı ücretten memnun kalırsa daha çok çalışır. Ayrıca kendisinden iyilik gördüğün bir kimseye kötülük etmek de hiç yakışık almaz.