ÖNCÜ felaket haberi sabah saatlerinde Rize’den geldi. Rize Valisi Kemal Çeber önlem alınmasıyla ilgili bas bas bağırırcasına hem kamuoyunu hem de Rizeliler’i uyardı. İşte devlet adamına ve bir valiye yakışan da budur. Arka arkaya gelen sağlıksız bina oluşumu nedeniyle Rize’de geniş çaplı bir araştırma yaptırtan Vali Çeber teşhisi koydu: 173 bin metrekarelik dolgu alanında korozyon nedeniyle 8 bin bina çökme tehlikesiyle karşı karşıya. Eğer kentsel dönüşüm yapılmazsa Allah korusun Rizeliler kendilerini adeta intihar gibi bir sürece sokmuş olacak.

Yıllar önceyi hatırlıyorum. Rize’de sahilde Turist Otel vardı. Karadeniz dalgaları adeta binanın duvarlarını yalıyordu. Son yıllarda gittiğim ise bu oteli şehrin ortasında gördüm. Kıyıya paralel dağlar yüzünden yerleşim alanının çok dar oluşu nedeniyle deniz dolduruldu. Kazanılan topraklara bina yapıldı. İşte bu dolgu alanı, Vali Çeber’in açıklamasına göre, geçen yıllar içinde sağlıksız yapılaşmanın getirdiği sorunlarla tehlike saçıyor. Yaklaşık 8 bin binayı ilgilendiren bu sorun ancak kentsel dönüşüm ile çözümlenebilecek, yani her şey sil baştan ele alınmak zorunda. Rezerv alanıyla ilgili daha önce bir çalışma yapıldığına değinen Vali, Çevre ve Şehircilik Bakanı ile de sorunu görüşüp incelemelerde bulunmuş. TOKİ ile birlikte yeni projenin çalışmaları yapılıyor.

Fazla zaman yok

Yeniköy mahallesinde oluşan çatlaklar nedeniyle 8 katlı, 21 daireli kent apartmanın boşaltılması ilk müdahale olmuş. Vali Çeber’e göre, Rize’de, İstanbul Kartal’dakine benzer bir tehlikeyle, can kaybı olmadan süreç atlatılmış. Rize’nin deprem alanındaki yerinin güncellenmesi riskin bir derece arttığını da gösteriyor. İnşaatlarda yapılan çalışmalar sonucunda demir ve inşaat kalitesi, binaların durumunun çok parlak olmadığı da gözle görülüyor. Yani bir an önce faaliyete başlanması gereken bir süreç içinde Rize...

Riskli binalarda yüzde 6 eğim var

Vali Kemal Çeber’in sözleri tüyler ürpertici. Engindere mahallesinde yıllar önce inşa edilen 96 daireli 4 binanın dolgu zeminindeki kayma nedeniyle yan yatmaya başladığı da saptanmış. 1994’ten bu yana her yıl bu binalar gündeme gelmiş. Her seferinde riskler anlatılmış. Hatta mevzuatı da bina sahipleriyle paylaşmışlar ve risk tespiti istemeleri tavsiye edilmiş. Ama re’sen valilik tarafından yapılan bu tespit neticesinde oturanlara 18 ay kira yardımı da teklif edilmiş. Vergiden muaf olarak binaların yenilenmesi teklifi götürülmüş. Şimdi süreç yeniden başlıyor ve teklifler yapılıyor. Yüzde 6’ya kadar olan bir eğimin felaket habercisi olduğundan söz ediliyor. Bir an önce bu binaların risk analizlerinin yapılıp tahliye edilmesi, güçlendirilmesi veya yıkılıp yeniden yapılması zorunlu. Bu büyük felaket öncesi Rize İnşaat Mühendisleri Odası da bir rapor hazırlamış. Raporda üç kat yapı izni verilen dolgu alanına mühendislikten uzak zihniyetle yüksek katlı binaların yapıldığı saptanmış. Deniz suyu seviyesinin altında kalan bina temellerinin oluşan korozyon nedeniyle zarar gördüğü de saptanmış. Tuzlu su altında kalan bina demirleri özelliklerini yitirmiş. Raporda ayakta kalabilecek birkaç bina dışındaki tüm binaların yıkılma zorunluluğu olduğuna dikkat çekiliyor.

3’üncü derece riskli

Geçtiğimiz yıl Gürcistan’da 5.1 büyüklüğünde bir deprem olmuştu. Deprem fay hattını da etkilemiş ve dolgu alanındaki yarılmayı hızlandırmış. Yani Doğu Karadeniz’in 4’üncü derece olan deprem riski 3’üncü dereceye çıkmış. Bu da çok sayıda binanın temelinin ağır hasarlı olduğuna dair başka kanıt. Asıl felaket ise bina temellerindeki demirlerin açığa çıkıp kolonların da tahrip olması. En fazla hasar üç kat olarak inşa edilen binalar. Çünkü bu binalara üç ilave kat daha çıkılmış. Cami, mescit, lokanta ve çok sayıda dernek ve vakfa ait yerlerin bulunduğu alanlar tamamen riskli. Yıllardır gündeme gelen ve ilk kez Rize Valisi tarafından ‘intihar’ olarak nitelendirilen bu çağrı için TOKİ’nin yapacağı hamle ile bütün binaların boşaltılması bekleniyor. Daha önceki yazımızda da belirttiğimiz gibi Türkiye çapında geniş bir seferberlik ilan edilip bireysel veya valilik nezdinde bu analizleri yaptırtmak artık şart oldu. Yoksa pimi açılmış bombanın üstünde oturuyoruz gibi geliyor. Başka çare yok. Bu analizler ya yapılacak, ya da yapılacak! İşte kontrolsüz, sağlıksız dolgu ve üstündeki çarpık yapılaşma facia habercisi.