PENCERE, evlerde, odalarda duvar ve kapıdan sonra gelen üçüncü eleman. Odalara ışık girsin, aydınlık olsun diye kare, dikdörtgen, oval (beyzi) olabilir. Camları da iki-üç ya da çok az da olsa tek kanatlı açılabilir kapısı olan ışık kaynağıdır. Pencerenin geniş olması odanın daha aydınlık olmasını sağlar. Mimarlarımız kapı, pencere ve balkon şekillerinde harikalar üretmeye muktedir olmuşlardır. Son zamanlarda daireler dar alana hapsedildiğinden balkonlar da sanal olmaya başladı. İnsan ve hayvan bedeni içinde oturan ruhun da penceresi var. En önemlisi göz. Gözler ruhun penceresidir. ‘Gözler ruhun aynasıdır’ diyen şarkı sözümüz var. Görme organı olan gözler, ruh o bedenden çıktığında, hiçbir eksikleri olmadığı halde işe yaramaz hale gelirler. Aslında diğer duyu organları da ruhun haber alma teşkilatının elemanlarıdır. Ruhun iki tane hayati organı var. Birisi beyin ve öteki kalp. Beyin ölümü gerçekleşen canlıda kalbi bir süre daha alet yardımıyla çalıştırmak mümkün oluyor. Ama onun zorla çalıştırılması hayatiyeti bir süre daha sürdürse de devamlı hayatı sağlamaya yetmiyor. Kalbi duran canlı yeniden hayata döndürülebilirken, beyin ölümü gerçekleşen canlıyı tekrar hayata döndürmek mümkün olamıyor. Buradan çıkarılacak sonuç şudur. Demek ki ruhun iki organından beyin kalpten daha hayatidir.

Hangi pecereden bakıyorsunuz

Pencere sadece ruhun değil, aynı zamanda ruhun en hayati organı olan beyinin de dünyadan, dış dünyadan haber alma, manzara seyretme organıdır. ‘Hangi pencereden baktığınız önemlidir’ diyen birisi bize bir hakikati söylemek, duyurmak ister. Pencere aynı ama, camı kirli, paslı, puslu, buharlı olabildiği gibi, temiz, cam renkli, berrak da olabilir. Kılişe laflardan biri daha var. ‘Bardağın dolu tarafını ya da boş tarafını görmek’. Bu da ruhun pencereyi nasıl kullandığını ya da pencerenin hangi niteliklere sahip olduğunu anlatır. Erhan Çelik beyefendi önce Rusya-Türkiye liderlerinin görüşmesini verdi. Türkiye’nin Suriye ile doğrudan resmi görüşme yapamayacağını, Çünki Suriye’de ölen bir milyon kişinin ölümünden Esad’ın sorumlu olduğunu iddia etti. Sonra da ABD’nin Venezuela’daki haksız müdahalesini eleştirdi. ABD’nin Maduro’ya karşı oluşunun başkalarının içişlerine karışmak olduğunu haklı sebeplerle anlattı. Suriye’de Esad’ın yaptıklarına müdahale edilip edilmediği Erhan Çelik Beyefendinin baktığı pencereden görülmüyordu demek ki.

Beyni doğru işletmek

Pencere odaya ışık ve aydınlık taşır. Pencerenin camının da tertemiz olması gerekir. Olaylara Baazan temiz pencereden baazan kirli pencereden bakmak çok da masum bir tercih değildir. Siyasi yandaşlıklar bize baktığımız pencereyi değiştirtiyorsa, biz doğru yola değiliz demektir. İnsanın istikamet üzere olması için değişik pencerelerden bakması, ama ilkeleriyle değerlendirmelerde bulunması, beynini doğru işletmesi gerekiyor. Pencereyi ruhun dünyadan haber alması için bir alet, organ olarak kullanmak gerek. Beyin değirmenini çalıştırmak gerek. Ama değirmende de doğru malzemeleri, sahih bilgi kırıntıları öğüterek hakiki bilgilere ulaşmak insan için harika bir kazanımdır.