ORTADOĞU ilginç bir yer. İlginç oldu kadar da çözülemeyen denklem türünde bir yer. Herkesin eli, yüzü, gözü, ayağı burada. Dünyada bu kadar dikkat çeken, ülkelerin emperyalistlerin iştahını bu kadar kabartan başka bir yer yok. Bu sebeple bölgeye hâkim olmak için özelikle batılıların, her türlü oyunu kumpası ve de işbirliği var. Trump: “DEAŞ’ı yendik” diyor. Hadi canım sende! İnsan kendi kurduğu bir terörist örgütü nasıl yener ki! Türkiye’nin askeri hamlelerinden sonra bölgeye bir bakalım. Almanya’ya BM kontrolünde bir güvenli bölge istiyor. Niçin? Türk askeri yeterli değil mi? BM askerleri kimi koruyacak? Yarattıkları teröristleri mi? Fransa ,Türkiye karşıtlığının elebaşı. Teröristleri sarayda ağırlıyor. Güvenlik Konseyini toplatıyor. AB’de Türkiye için kınama kararlarının elebaşılığını yapıyor. İngiltere’de aynı çetenin içinde. AB’den ayrılmalarına rağmen beyinlerindeki düşünce aynı; “Ortadoğu’dan ne kaparım mantığı?”. Aslında bu sömürü kapkaçlarını kimse soğrulamıyor. İngiliz Brithish Petrol’ün Irak petrollerinin üzerine, 50 yıllık bir anlaşma ile nasıl oturduğunu, bu üç ülkenin Suriye özelinde, Ortadoğu genelinde buralarda ne aradığını?

Trump bir şans

Belki dengesiz... Belki dünyanın en yalancı başkanı. Belki stratejiden pek anlamıyor. Ama Türkiye’nin Trump ile düzlemleri aynı. Trump ABD’yi ticari bir kafa ile yönetmek istiyor. Ortadoğu’ya akıtılan trilyon dolar’ın hesabını yapıyor. Onun kafasında savaş yok. Ticaret var. Mal satma var. Kazan kazan mantığı var. Obama döneminde Ortadoğu’ da ki hamleleri Pentagon yönlendiriyordu. Mc Gurk’un özel olarak gönderilmesi. Terörist DEAŞ ve de PKK-YPG militanlarının eğitilmesi, sahaya sürülmesi. Bunlar hep bir planın parçası, nedir o plan? İsrail’e kardeş, Ortadoğu’nun göbeğine bir hançer gibi saplanacak, ABD ve batının boyunduruğunda korumasında, piyon bir Kürt Devleti. Böylece bu devleti hem parya olarak kullanacaklar. Hem de bölgenin hâkimiyetini ellerinde bulunduracaklar. Bu işin arkasında da büyük oranda İsrail var. Şöyle bir dikkatli gözle bakın. Danışman Bolton Türkiye’ye geldi, görüşmeler yaptı. Sonrasında nereye gitti. Tabii ki İsrail’e. Pompeo, Pence, ABD’nin yönetimdeki en güçlü iki ve üç numarası. Türkiye’ye geldiler, görüştüler. Sonraki durakları neresi oldu? Tabii ki İsrail. Niye İsrail? Hemen akabinde bu adamları İsrail’e gidiş nedenleri ne? Ne konuşuyorlar? İsrail’e gitme ihtiyacını niye duyuyorlar. Aslında bu sorularının cevabı, Ortadoğu denklemenin de anahtarı.

Pentagon

Beğeniriz beğenmeyiz... Ama Türkiye bu planlara karşı cesurca bir hamle yaptı. Ülkemizin bekası için teröristlerle veya ABD, Batı ve de İsrail ile savaşmayı göze alarak bölgeye girdi. Bu hamle Pentagon ve İsrail’in bütün planlarını bozdu. Trump’da işine gelen bir hamleydi. Çünkü Trump Ortadoğu ya daha fazla para güç ve kan harcamak istemiyordu. Trump arada olmasa kongre ve Pentagon Türkiye’ye savaş bile açabilir. O kadar kinliler yani! Pentagon kinci, milliyetçi ve de kendini beğenmiş bir yapıdır. Pentagon’un Türkiye’ye bakış açısı pek sevimli değil. Bizi sevmezler çok hoşlanmazlar, bize hep yukarıdan bakarlar. Tüm dünyaya baktıkları gibi. Bunu ben değil NATO’da yallarca görev yapan bir Türk komutanı söylüyor. İşte burada düşünmemiz gerekiyor. Harekât ile bütün planları bozulan, Pentagon’dan ileriki yıllarda, Türkiye’ye karşı bir rövanş hamlesi gelebilir mi? Aynı komutan Trump’un gitmesi durumunda olabilir diyor.

Masraf artıyor

Türkiye hamlesini yaptı. Terör koridorunu parçaladı. ABD ve yandaşı teröristleri aşağıya doğru sürdü. Ama Suriye’de ki işimizi çabuk bitirmeliyiz. Orada kaldığımız her dakika her saniye para demektir masraf demektir. Öyle 14 milyar euroluk şehirler, kasabalar, köyler yapma planımız bizi batırır Çünkü bizim deprem için yıkılıp yapılmayı bekleyen milyarlarca dolarlık bir geri dönüşüm projelerimiz var. Bunlara öncelik vermeliyiz. Özetle dostlar Kemal Kılıçdaroğlu’na rağmen, dik olacağız, bir olacağız, beraber olacağız, birbirimizin sırtını kollayacağız, bayrağımıza vatanımıza toprağımıza sahip çıkacağız. Ve de Pentagon’un sinsi planlarına karşı da uyanık olacağız.