ANKARA (AA) - AK Parti Çevre, Şehir ve Kültürden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Çiğdem Karaaslan, "Çevreyi sadece siyasi bir malzeme olarak görenlerin Atatürk Havalimanı'na yapılacak Millet Bahçesi'ne karşı çıkarken ortaya koyduğu yaklaşım ve savunduğu argümanlar ne kadar yanlışsa bugün Çevre Ajansı ile ilgili iddianın arkasındaki dil de dayanak da o kadar sorunlu ve yanlıştır.Çevreyi bu kadar çok konuşup çevre katliamlarına kendi yönetimleri eliyle yapıldı diye sessiz kalmaları acı bir durumdur. En acısı da bundan en ufak bir utanç ve pişmanlık duymamalarıdır" ifadelerini kullandı.

Karaaslan, son günlerde sosyal medyada ve bazı basın organlarında yer alan çevre konusundaki iddialara ilişkin açıklama yaptı.

Türkiye'nin geleceğine dair bir vizyonu, hedefi, hayali, hatta Türkiye için hayırlı bir iş yapma noktasında niyeti dahi olmayan muhalefetin, özellikle son günlerde çevre meselesi üzerinden gündem oluşturma çabası içinde olduğunu gördüklerini belirten Karaaslan, "Projeleri ve önerileri ile gündemde yer alması beklenen muhalefetin, asılsız iddialarla, yalanla, iftirayla gündemde yer bulması siyasetimiz açısından üzüntü vericidir." ifadelerine yer verdi.

Karaaslan, "Çevreyi sadece siyasi bir malzeme olarak görenlerin, çevreyi koruma ve yaşatma konusunda kayda değer bir eseri bulunmayanların Atatürk Havalimanı'na yapılacak Millet Bahçesi'ne karşı çıkarken ortaya koyduğu yaklaşım ve savunduğu argümanlar ne kadar yanlışsa bugün Çevre Ajansı ile ilgili iddianın arkasındaki dil de dayanak da o kadar sorunlu ve yanlıştır. Neresinden bakarsak bakalım her söylemleri, açık bir 'yalan' üzerine temellenmektedir." değerlendirmesinde bulundu.

- "Ortaya atılan iddialar asılsız ve gerçeklikten uzaktır"

Gezi Parkı odaklı gelişmelerde ağaç bahanesiyle şehirleri yakıp yıkanların, İstanbul'un en büyük millet bahçesine dikilecek 145 bin 300 ağaca karşı çıkmalarının acı bir durum olduğunu belirten Karaaslan, şöyle devam etti:

"Çevreyi bu kadar çok konuşup, çevre katliamlarına kendi yönetimleri eliyle yapıldı diye sessiz kalmaları acı bir durumdur. En acısı da bundan en ufak bir utanç ve pişmanlık duymamalarıdır. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına bağlı bir kuruluş olan Türkiye Çevre Ajansı, geleceği öngören bir vizyonun ve çağın gerekliliklerinin bir sonucu olarak TBMM'nin onayıyla, kanunla kurulmuştur. Ajansın kuruluş amacı ve görevleri açık ve net şekilde ortadayken Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi'nin ismini kullanarak ortaya atılan iddialar asılsız ve gerçeklikten uzaktır. UNDP Türkiye tarafından 'Küresel Amaçlar Eylem Ödülü'ne, UN-Habitat tarafından 'Atık Alanında Akıllı Şehirler Küresel Şampiyonu Ödülü'ne layık görülen Sıfır Atık Projesi'ni himayelerine alan, aynı şekilde ülkemizin en önemli değerlerinden olan Salda Gölü'nde yürütülen çalışmaları yakından takip eden, ülkemizde ve dünyada takdirle karşılanan işlerin altında imzası bulunan Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi'nin çevre hassasiyetini ve çevre projelerine güçlü desteğini bu tarz yalan ve iftiralara malzeme yapmaya çalışmak, ilkesiz bir tutumdur ve bunların milletimiz nezdinde de bir karşılığı yoktur."

- "Çevreyi her meselede kullanan ve kendi tekelinde gören muhalefet"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın çevre konularını sahiplenmesinin, çevreye dair hayırlı iş yapma gayesinde olan çevreci gruplarda ve toplumun tüm kesimlerinde büyük bir memnuniyet uyandırdığına işaret eden Karaaslan, şu görüşleri dile getirdi:

"Belki de son dönemde art arda gerçekleşen bu sosyal medya saldırılarının nedeni, çevreyi her meselede kullanan ve kendi tekelinde gören muhalefetin, 'siyaseten muhalefet etme vasfını' artık bu alanda kaybetmiş olmasıdır. Cumhurbaşkanımız ve Genel Başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde AK Parti iktidarları olarak son 20 yılda kanayan yaraya dönüşmüş çevre meselelerine kısa vadede çözüm üretirken, orta ve uzun vadeli hedeflerimizi hayata geçirme gayreti içerisinde olduk."

Şehirlerin dört bir yanı vahşi depolama alanları ve çöp dağlarıyla çevriliyken işe bu manzaraları ortadan kaldırmakla başladıklarını aktaran Karaaslan, atıklara değer gözüyle bakarak "Sıfır Atık" vizyonunu ortaya koyduklarını vurguladı.

Haliç'i çamur bataklığından kurtararak İstanbul'a yeniden nasıl armağan ettilerse özellikle iklim değişikliğinin de etkisiyle denizleri kuşatan müsilaj sorunuyla gece gündüz mücadele ederek denizleri kurtardıklarını belirten Karaaslan, şunları kaydetti:

"Diktiğimiz milyarlarca fidanla orman varlığımızı arttırdık, şehirlerimizin en merkezi noktalarını millet bahçesi olarak vatandaşlarımızın istifadesine sunduk. Ulaşım kaynaklı emisyonların azaltılması için yol altyapımızı güçlendirdik, emisyonsuz aracımız olan Türkiye'nin otomobili TOGG'u ürettik. Sıfır Atık'ın yaygınlaştırılması, yeşil alan varlığının arttırılması, denizlerdeki kirliliğin kontrol altında tutulması, bisiklet gibi emisyonsuz ulaşım araçlarının kullanımının yaygınlaşması ve diğer birçok çevreye duyarlı projenin yürütülmesi amacıyla Türkiye Çevre Ajansı'nı kurduk. Bugün de ülkemizin yarınlarına dair yeni hedeflerle yolumuza devam ediyoruz."

Editör: Haber Merkezi