TBMM (AA) - Destici, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Azerbaycan'ın 30 yıl işgal altında kalan toprakları Karabağ ve Doğu Zengezur'un, Ermeni işgalcilerden geri alınışının 2. yılını kutladı.

Cemevlerine yönelik düzenlemeler içeren kanun teklifi ile Alevi vatandaşlara yönelik olumlu adımların atılacağını söyleyen Destici, "CHP zihniyeti ve onun yanında saf tutanlar bunlardan bile rahatsızlar. İstiyorlar ki devlet, hükümet, Cumhurbaşkanı, Cumhur İttifakı, Alevi vatandaşlarla, onların beklediği hizmetlerle ilgili olumlu adımlar atmasın; problemler, rahatsızlıklar devam etsin ve CHP buradan oy devşirmeye devam etsin." diye konuştu.

CHP'nin "Alevi vatandaşların problemlerinin kaynağı olduğunu" dile getiren Destici, "Bu ülkede CHP onlarca yıl tek başına iktidar olmadı mı? Neden çözmedin? Bu problemlerin kaynağı sensin. Şimdi atılan adımlar CHP'ye rahatsızlık veriyor, çünkü onların elindeki koz alınmış oluyor. Onlar ne derse desin Cumhur İttifakı olarak 85 milyon vatandaşımızı kucaklamaya, onların dertlerini çözmeye ve haklı taleplerini karşılamaya devam edeceğiz." dedi.

Birkaç yıldır ısrarla dillendirdikleri EYT sorununun çözümü konusunda sona gelindiğini belirten Destici, yılbaşından önce EYT'li vatandaşların mağduriyetini gideren düzenlemenin Meclis'te olacağını; 600 bin civarındaki sözleşmeli personelin kadroya geçeceğini söyledi.

Vatandaşların taleplerini hükümetle de paylaştıklarını; konut ve iş yerlerine yönelik elektrik fiyatları konusunda yüksek düzeyde serzeniş olduğunu aktaran Destici, vatandaşa sağlanan doğal gaz faturası desteği gibi elektrik konusunda da bir destek paketi hazırlanmasını talep etti.

- Başörtüsüne anayasal güvence

Başörtüsüne anayasal güvenceye yönelik anayasa değişikliği teklifi çalışmalarına da değinen Destici, "Teklifi gördük, inceledik, yeterli bulduk ve yaptığımız çalışmalarla örtüştüğünü gördük. BBP olarak teklifin arkasındayız." ifadesini kullandı. BBP Genel Başkanı Destici, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sayın Cumhurbaşkanımız, görüşmeler tamamlandıktan sonra, uzlaşma sağlanabilirse ortak teklif, sağlanamazsa Cumhur İttifakı olarak teklifin Meclise sunulacağını açıkladı. CHP, başörtüsü serbestliği konusunda samimi ise bu anayasa değişikliği teklifine 'evet' verir; vermezse samimiyetsizliği ve başörtüsü düşmanlığı bir kez daha tescillenmiş olur. Kılıçdaroğlu'nun düştüğü bu çukurdan çıkmasının tek yolu var, o da partisinin anayasa değişikliği teklifine 'evet' demesi."

AK Parti heyetinin, Mecliste grubu bulunan siyasi partileri ziyaretini hatırlatan Destici, "HDP ile terörle arasına mesafe koymadığı ve PKK'nın açık siyasi şubesi olduğu için görüşmüyoruz. Bu anlamda HDP ile görüşülmesini doğru bulmuyoruz. Durduğumuz yer aynı. CHP ve 6'lı masanın gündeme taşımaları, yalnızca Cumhur İttifakı içinde fitne çıkarma çabasından başka bir şey değil." değerlendirmesinde bulundu.

Gündemde tutulan görüşmenin, Meclisin işleyişiyle ilgili olduğunu dile getiren Destici, "Meclisin işleyişiyle ilgili görüşmek başka bir şey, seçim işbirliği yapmak başka bir şey. Mecliste grubu bulunan siyasi partiler, Meclisin işleyişiyle ilgili neredeyse her gün zaten görüşüyorlar. CHP ve 6'lı masa, yerel seçimlerde PKK'nın siyasi partisiyle açıktan işbirliği yaptı. PKK'nın Meclis'teki sözcüleri, bunu açıkça dile getirdiler, 'O koltuklarda bizim sayemizde oturuyorsunuz' dediler. Onların da gıkı çıkmadı." görüşünü paylaştı.

- "Hepsinin hedefi aynı"

Türk Silahlı Kuvvetlerine, Türkiye'ye kim iftira atmışsa kim "kimyasal silah" iddiasında bulunduysa hepsiyle ilgili aynı işlemin yapılması gerektiğini vurgulayan Destici, "Birine yapınca iş bitmiyor, diğerleri ötmeye, konuşmaya devam ediyor. Burada 'it ürür, kervan yürür' diyemeyiz. Hukuk, ürüyen bütün itlerle ilgili gereğini yapmalı." diye konuştu.

ABD ve bazı AB ülkelerinin istihbarat kuruluşları tarafından yönlendirilen yayın organlarının, PKK, FETÖ trollerinin, aynı argümanlarla aynı doğrultuda ve aynı hedefe yönelik propagandalarına devam ettiğini ifade eden Destici, hepsinin hedefinin, efendilerinin emriyle Türkiye'de yönetimi değiştirmek olduğunu kaydetti.

Destici, "Bu kampanyaya, terör örgütlerinin enstrümanı haline getirilmiş birtakım meslek kuruluşları ve sözde sivil toplum örgütleri de alet ediliyor. Hukuk ise maalesef işlevini tam olarak yerine getiremiyor." dedi.