05 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara
Ortadoğu Gazetesi POLİTİKA HÜDA PAR'dan Atatürkçü Düşünce Derneği'ne cevap!

HÜDA PAR'dan Atatürkçü Düşünce Derneği'ne cevap!

Atatürkçü Düşünce Derneği'nin çalıştay ile ilgili suç duyurusunda bulunması üzerine HÜDA PAR'dan cevap geldi.

HÜDA PAR İnsan Hakları ve Hukuk İşleri Başkanlığı, 15-16 Şubat'ta "Kürt Meselesine İnsani Çözüm Çalıştayı" ile ilgili suç duyurusunda bulunan Atatürkçü Düşünce Derneği'ne cevap verdi. Açıklamada, "Çalıştayımızda bölücülük de yoktur, hakaret de yoktur! Ama gerçekler vardır ve gerçekler, Kemalist statükoyu rahatsız etmiştir." ifadelerine yer verildi.

HÜDA PAR İnsan Hakları ve Hukuk İşleri Başkanlığı tarafından yapılan açıklamada, " Çalıştayda Mustafa Kemal veya herhangi bir kimseye hakaret edilmemiştir. Şahıslar gündemimizde olmadığı gibi hakareti meşru bir yol ve yöntem olarak da kabul etmiyoruz." ifadelerine yer verildi.

15-16 Şubat'ta Diyarbakır'da düzenlenen Kürt Meselesine İnsani Çözüm Çalıştayı'nın barışçıl, sivil ve meşru bir girişim olduğuna değinilen açıklama, "Kürt meselesini hakikat temelinde, hukuki ve insani boyutlarıyla ele aldık. Ancak, Kemalist vesayetin kalıntıları ve ulus devletçi refleksleriyle hareket eden bazı çevreler, bu tartışmayı boğmak için asılsız suçlamalara sarıldılar. Bilmeyenler için tekrar edelim: Çalıştayımızda bölücülük de yoktur, hakaret de yoktur! Ama gerçekler vardır ve gerçekler, Kemalist statükoyu rahatsız etmiştir." ifadelerine yer verildi 

ADD'nin suç duyurusunda şikâyet konusu yapılan suçlamamalar hakkında  şu ifadeler kullandı;

"Anayasa'yı ihlal suçu, ancak cebir ve şiddet kullanılarak işlenebilir. Peki, Kürt meselesini sivil siyaset zemininde meşru yollarla konuşmak mı suç, yoksa 100 yıldır inkâr ve asimilasyon politikalarını dayatmak mı? Gerçek şu ki, bu zihniyet Kürtlerin haklarını ancak şiddetle talep etmelerini istiyor, barışçıl yolları ise tehdit olarak görüyor!

Çalıştayda Türkler ve Kürtler kardeştir dedik, Diyarbakır'ın huzuru Ankara'nın huzurudur dedik. Ama belli ki bazıları kardeşlikten değil, tek tipleştirmekten yana! Bu ülkede halkı kin ve düşmanlığa tahrik eden kim? Kürtçe anadilde eğitim ve öğretimi yasaklayanlar mı, Kürt varlığını inkâr edenler mi?

Çalıştayda "kanunlara uymamaya" değil, evrensel hukuka, müktesebatımıza ve medeniyet tasavvurumuza aykırı kanunları sorgulamaya davet ettik! Çünkü hukuksuzluk kanunlaştırılabilir ama meşrulaştırılamaz. Kemalizm'in dogmalarıyla şekillendirilmiş hukuk düzeni, toplumu baskı altında tutmayı amaçlayan bir ideolojik aparattır. Kemalist vesayetin anayasaları ve yasaları değiştirilmeden, adalet tesis edilemez!

Çalıştayda Mustafa Kemal veya herhangi bir kimseye hakaret edilmemiştir. Şahıslar gündemimizde olmadığı gibi hakareti meşru bir yol ve yöntem olarak da kabul etmiyoruz. Ancak Kemalizm eleştirilmiştir. Çünkü Kemalizm, ulus devlet adına halkları yok sayan, tek dili, tek kimliği, tek ideolojiyi dayatan despotik bir anlayıştır. Bu topraklarda darbelerin, yasakların, asimilasyonun, inkâr politikalarının temeli Kemalist ideolojidir. Bu minvalde Mustafa Kemal'in arkasına sığınarak yapılan her türlü yalan, iftira ve karalamalarınızı meşrulaştıramazsınız. Kemalizm eleştirilemez bir tabu değildir. Tarihsel ve toplumsal sonuçlarıyla yüzleşilmesi gereken bir vesayet mekanizmasıdır."

Açıklamanın devamında ise;  "Bu ülkenin en büyük açmazı şudur: Gerçekleri konuşmaya çalışanlar susturulmak istenir, hukuksuzluk eleştirildiğinde ise "suç işleniyor" denir. Ama bilinmelidir ki, susmayacağız!" denildi. "Sonuç olarak, Kürt meselesini çözmek isteyenler değil, statükoyu korumak isteyenler asıl sorun kaynağıdır." denilen açıklamada, son olarak şu ifadelere yer verildi: "Çalıştayımıza yönelik bu saldırılar, Kürtleri ve farklı kimlikleri inkâr eden anlayışın günümüzde hâlâ sürdüğünü göstermektedir. Ama artık bu anlayış can çekişmekte ve er ya da geç çökecektir! Biz, hakikatin tarafında olmaya devam edeceğiz. Ne tek tipçi ulus devlet anlayışına ne de Kemalist vesayetin hukuk dışı dayatmalarına boyun eğmeyeceğiz!" ifadeleri kullanıldı. 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *