CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun çok konuşulan ABD gezisi sürerken, Habertürk'ün Washington temsilcisi Oray Eğin'den dikkat çeken bir haber geldi. Eğin, Kılıçdaroğlu'nun 8 saat boyunca ortadan kaybolduğunu bildirdi.

Oray Eğin'in bugünkü yazısından öne çıkan bölümler şöyle:

- Kemal Kılıçdaroğlu’nun Salı sabahı Boston’da yaptığı bir görüşmeden sonra tarifeli uçakla başkente gelmesi bekleniyordu. Ama biletini yaktı ve otomobille yola çıkmaya karar verdi. Boston ve D.C. arası trafiksiz, hiç durmadan en az sekiz saat demek. Amerikan otobanı da olsa yorucu. Tren ve epey kısa sayılabilecek uçak seferleri var. 15 bin dolar gibi cüzi bir ücrete 10-15 kişilik özel uçak bile kiralamak mümkün.

- Ama Kılıçdaroğlu otomobille gelmeyi tercih ediyor, yanındakiler de şaşırıyor. Sabah Erdoğan’ın anayasa ve aile çıkışına yanıt vermek, bunu da daha evvel gündeme getirdiği Türken Vakfı için yapılan gökdelenin önünde yapmaya karar veriyor. Çalışma arkadaşlarına “Gökdelen neredeydi, Washington’da mı, gidip önünde bir video çekelim,” diyor. Gökdelenin yol üzerinde—dört saat mesafede—Manhattan’da olduğun öğrenince istikamet New York’a doğruluyor.

- Gazeteciler, parti sözcüsü, başka milletvekilleri planlandığı gibi tarifeli uçakla D.C.’ye geldiklerinde Kılıçdaroğlu epey izlenen New York video’sunu daha yeni paylaşıyordu. CHP söz konusu gökdeleni Erdoğan’ın ailesine yaptırdığını iddia ediyor, Türken Vakfı ise New York’ta öğrenci yurdu yapıldığını.

- Gazetecileri böyle atlatıyor Kılıçdaroğlu. Hiçbir gazetecinin de aklına bir araba kiralayıp peşine düşmek gelmiyor. Türkiye’yi yönetme iddiasındaki bir lider gezisi üzerine epey spekülasyonlar yapılan ABD gibi bir yerde en azından sekiz saat ortadan kayboluyor. O sırada ne yaptığına dair hiçbir bilgi yok. Bildiklerimiz sadece parti yetkililerinden aktardığından ibaret.

- Kılıçdaroğlu’nun siyah Tahoe tarzı SUV tarzı özel aracını Boston’da da hizmet veren özel bir şoför kullanıyor. Boston’dan New York’a dört saat boyunca hiç mola yok. New York’ta gökdelen inşaatının önünde bir video çekiliyor. Ardından hiç vakit kaybetmeden D.C. için yola çıkılıyor, çünkü akşam Johns Hopkins’in şehirdeki kampüsünde öğrencilerle buluşma var. Gecikileceği için toplantı saati 17:00’den 18:00’e itiliyor—Amerikan teamüllerinde alışılmadık bir son dakika değişikliği.

- Kılıçdaroğlu’nun kara yolculuğunda yanında basından sorumlu Ömer Topsakal (şeffaflık adına not: 2019’a kadar Habertürk’te çalışıyordu), İBB başkan vekili ve bu gezinin organizasyonunu üstelenen Selçuk Sarıyar ve bir de kameraman var. Keşke bir de yaka mikrofonu olsaymış.

- New York ve D.C. arası en iyi ihtimalle bir dört saat daha. Ekip ihtiyaç molası için New Jersey’de hızlıca duruyor, bir hamburger yiyip yola devam ediyorlar. Johns Hopkins’deki görüşmeye de 10 dakika gecikmeli varıyorlar.

- Ben Amerika’da Joe Biden’ın seçim kampanyasını takip ettim. Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler için gezilerini takip ettim. Hepsinde program önceden saat saat belli, bir milim bile oynamazdı. Biden’ın gezilerinde—Amerika’daki bütün kampanyalarında gelenek olduğu üzere—gazeteciler bir haber havuzu oluşturur, kendi aralarında gelişmeleri an be an e-mail üzerinden duyurur. Amerikan Başkanı için bir Türk gazeteci dış kapının dış mandalıdır, ama her gün günde en az 10 tane e-mail alıyorum ve şeffaf demokraside Joe Biden’ın her gün ne yaptığına hakimim. Erdoğan ekibinin de tercih ettiği bir gazeteci olduğumu zannetmiyorum, ama istediğim zaman gezi programı hemen yollanıyor.

- Özgürlük ve şeffaflık vaat ettiğini iddia eden Kemal Kılıçdaroğlu’nun programına ise hakim değilim. ABD bir Türk siyasetçinin her gün gideceği bir yer değil, programın çok önceden belli olması ve ayrıntılarıyla paylaşılması gerekirdi. Ama sadece ben değil başka gazeteciler de son dakikada, biraz da zorla, programa ulaşıyor. Gezinin olup olmayacağı bile son ana kadar net değildi. Ben geziyi, oteli, programın taslağını CHP’deki bir sürü başka kaynağımdan öğrendim.

- Dün AK Parti’ye yakın biriyle konuştuğumda ısrarla şöyle dedi: “Kılıçdaroğlu durup dururken ABD’ye gidemez. İllaki bir yerde, bir saat de olsa biriyle görüşecektir, bir gizli buluşma vardır. Bunlar programda yer almaz, ya da dinlenme saati olarak yer alır. Bir akşam yemeği ya da sabah kahvaltısı olabilir.”

- Basına kapalı görüşmeler, programın son an’a kadar belli olmaması hakikaten de bu komplo teorilerini besliyor. Karşı tarafa böyle bir malzeme vermeye ne gerek var?

- Yanıt olarak “Keşke,” dedim. “Keşke o kadar ince hesaplar yapabilecek kadar usta ve kurnaz olabilse CHP.”