05 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara
Ortadoğu Gazetesi POLİTİKA Savaş masası Avrupa’da, Barış masası Türkiye’de!

Savaş masası Avrupa’da, Barış masası Türkiye’de!

Doğu-Batı savaşı Ukrayna’da. Rusya-Avrupa çatışmaları, ABD-Rusya hesaplaşması Avrupa’da. Bu; 2. Dünya Savaşı’ndan bunu yana, son yetmiş yılın en büyük kırılması, derin değişimidir. Savaş masası Avrupa’da. Barış masası Türkiye’de. Türkiye aklı kıtalar dolaşıyor. Dünyanın ekseni değişecek!

Yeni Şafak Gazetesi Yazarı İbrahim Karagül'ün bugünkü köşesinde,   Savaş masası Avrupa’da. Barış masası Türkiye’de. - Türkiye aklı kıtalar dolaşıyor. Dünyanın ekseni değişecek!'' başlıklı yazısında son gelişmeler ışığında Türkiye' nin geldiği konum ve dünya üzerinde aldığı yer ve öneme dikkat çekerek önemli tespitlerde bulundu.

Karağül, “Savaş masası” Avrupa’nın Doğu sınırlarında. Batı’nın kendi içinde. Bu, Batı düzeninin dağılmasının, Batı’nın kendi içine hapsolmasının, kendi iç mücadelelerine mahkum olmasının en güçlü işaretidir tespitini yaptığı yazısı şöyle:

İşte tam da bu anda; dünyanın diplomasisi, jeopolitik pazarlıkları, güç kaymalarının yol açtığı yeni fotoğraf, barış masası Türkiye’de.

Avrupa korkuyla kıvranırken, ABD Rusya’yı dünyadan tecrit ederken, Rusya Batı’yı tehdit ederken, nükleer tehditler savrulurken, bu iki dünyanın bir araya gelebildiği, göz göze bakabildiği, konuşabildiği tek yer Türkiye oldu.

Antalya’da kurulan masa dünya için zaferdir. Sonuç çıkmasa da bir zaferdir. Kim bilir; Belki de bunun ikinci ayağı; Erdoğan, Putin, Zelensky zirvesi olabilir. Bu mümkündür ve olmalıdır.

Bu masanın kurulabilmesi umuttur. Rusya ve Ukrayna’yı, savaşın başından beri ilk kez bir araya getiren Türkiye, küresel diplomasinin merkezi, zirvesidir. Bu masanın kıymeti, savaşın gidişatı çok daha vahim noktalara ulaşınca anlaşılacaktır.

DOĞU’YA DA, BATI’YA DA SÖYLENECEK BİR SÖZ VAR: SAVAŞ ALANI OLMAYACAĞIZ.

Dikkat edin, bu masa Avrupa’da kurulamadı. ABD’de kurulamadı. Çin’de kurulamadı. Hindistan ya da Japonya’da kurulamadı. Hiç biri bunu yapamadı, yapmadı. Dünyanın merkez ülkeleri açık ve net biçimde boşa düştü.

Dünya savaşları dile getirilirken, herkes bir yerlere sığınmaya çalışırken Türkiye, iki dünya arasında dengeyi kurabilen tek ülke oldu.

Çünkü Türkiye’nin Doğu’ya da Batı’ya da söyleyecek sözü var. Çünkü Türkiye; coğrafyamızı sadece savaşlar, işgaller, iç çatışmalar, terör fırtınaları, mezhep kavgaları, yağma ve alan alanı olarak görenlere karşı bir aklı, bir duruşu, söz gücünü öne çıkarabilen tek ülkedir.

Türkiye aklı, imparatorluklar aklı, hamasetin, duygusallığın, katı taraftarlığın, Batılı nüfuz etkisinin, medyanın, enformasyon fırtınasının tuzağına düşmeden bugüne ve yarına bir şey söyledi. Söyleyebiliyor. Bunu üretebiliyor.

TÜRKİYE AKLI ÜLKELER, KITALAR DOLAŞIYOR… DÜNYANIN EKSENİ DEĞİŞİR.

Emin olun bu söz, bu duruş, bu akıl ülkeler dolaşıyor, bölgelere yayılıyor, kıtalara uzanıyor. Türkiye duruşu Afrika’dan Ortadoğu’ya, Güney Asya’dan Orta Asya’ya her millete çok şey söylüyor. Bu sadece iyi niyet değil, bir güç ilanıdır.

Türkiye; Doğu’nun da, Batı’nın da merkezine yerleşmiştir. Savaşın da; barışın da anahtarı haline gelmiştir. Güç kaymalarının, yeni güç oluşumlarının, yeni yükselişlerin sembol ülkesi haline gelmiştir. Türkiye bu yönüyle dünyanın eksenini değiştirebilir.

Ortadoğu’da, Afrika’da, Balkanlar’da, Kafkasya ve Orta Asya’da her ne olursa,  düğüm noktası, bağlantı noktası Türkiye’de. Bu artık uzun süre böyle olacaktır. Tarih kendi havzasına akmaya başlamıştır ve bunun geri dönüşü kısa ve orta vadede artık mümkün değildir.

Bu,  basit bir “arabuluculuk” işi değil. Romantik bir iyimserlik, dünyanın gözüne güzel, şirin görünme arayışı değildir. Türkiye’nin hem Rusya hem Ukrayna ile görüşebiliyor olmasının verdiği fırsatı kullanmakla sınırlı değildir. Türkiye’ye yüklenmiş “üçüncü derecede” rol, görev hiç değildir.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *