İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 14 Mayıs 1950’deki seçimin 72’nci yıl dönümü nedeniyle, Aydın’daki Adnan Menderes Müzesi’nde düzenlenen ‘Adnan Menderes ve Türkiye Demokrasi Tarihi Forumu’nda açıklamalarda bulundu.

Soylu'nun açıklamalarından öne çıkan bölümler şöyle:

- Adnan Menderes, Celal Bayar ve arkadaşları Çanakkale Abidesi’ni yapanlar ve bu ülkeye kazandıranlardır. Uzun yıllar geçti. Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Belediye Başkanlığı’na kadar ve ondan sonraki sürece kadar o duruş sadece seyredildi.

- Oradaki bütün yapıtlar Erdoğan ile beraber yeniden ihya ve inşa ediliyor. Adnan Menderes ve arkadaşları şehirlerle köyleri birleştirdi. Hatta o dönemde CHP’liler bu köylüleri şehirlere getirilmesiyle ilgili eleştiriler ortaya koydu.

- Daha da öteye gidip kasketlileri, poturluları, şalvarlıları halkın içine sokmamak için gayret gösterdiler. Adnan Menderes o adımı atmasaydı şuradakilerin yüzde 99’u kendi köyündeydi. Hepimiz köyümüzde ailelerimizin çocukları olarak kalacaktık.

- Bir hakime hanım, bir vali, bir iş insanı ya da bir bakan, köylü çocuğu olamazdı. Bu yol bir vesileyle açıldı. Bugün çok tartışılan milli ve yerellik kavramı bu toplumun bütün unsurlarında her zaman var olmuş. Ama sadece yolları köyle ve şehirle Adnan Menderes buluşturmadı.

- Rahmetli Özal büyükşehirleri buluşturdu. Bir kalkınma hikayesini anlatmaya çalıştı. Erdoğan da bütün şehirleri tüm şehirlerle bölünmüş yollarla buluşturdu. Türkiye büyümeye ve kendini bulmaya çalıştı.

- Ne zaman kendine bir güç buldu, Türkiye’yi bekletmek isteyen, varlığını buzdolabına koymak isteyen, bu milletin dünyayla buluşmasını engellemek isteyenler ortaya çıktı.

- Siz doğru mücadeleyi ortaya koyarsanız hiçbir algı bunun önünü kesemez. Belli dönemler içinde birtakım konjonktürel olayların altında kalabilir ama gerçeğin önü kesilemez. 
- Yıllar sonra gelinir, 72 yıl, 172 yıl ya da 372 yıl sonra Adnan Menderes’ten Tayyip Erdoğan’a kadar bu millete toplu iğnenin ucu kadar hizmeti olan herkes için bu ülke seferber olur.

- Bugün bazıları ‘Bu Atatürk’ün CHP’si değil diyor. Peki bu kimin CHP’si? Bu İsmet İnönü’nün CHP’sidir. O gün darbeyi yapan da İsmet İnönü’nün CHP’sidir. Kurulduğu tarihle bugün arasında hiçbir benzerlik söz konusu değildir.

- Gençlere tavsiyem, Türk siyasi tarihinde İsmet İnönü’yü iyi anlamadan, onun yaptıklarına bakmadan, Türkiye demokrasiye kavuşamaz. Bu benim iddiam ama bu sözümü hafife almayın. Yakın demokrasi tarihinde İnönü’nün yaptıklarını, bütün siyasi cenaha yaptıklarını iyi anlamadan Türk demokrasisi kendini bulamaz.

- Batıcılık dahil olmak üzere bütün savların arkasında vardır. Bugün CHP’nin ortaya koyduğu bütün süreçlerin ruhunu, cümlelerini, psikolojik hareket tarzını ve tablosunu resmetmiştir. Hala o çizgiden devam edilmektedir. Türk demokrasi tarihi iki ayrı nehirde akar. Birisi millet nehri. Millet demek bu ülkenin kalkınması, dini değerleri, inancı, geleneği, hürmet, saygı demektir. Etrafındaki coğrafyayı anlamak, şefkat, merhamet demektir. Millet demek, bütün etrafımızdaki tarihin ta kendisidir. Bir de vesayet dediğimiz millet karşıtlığı vardır. Bugün elçilerle iş birliği yapanlar, Amerika talimatıyla darbe gerçekleştirenlerdir. Aralarında hiçbir fark yoktur.

- O gün barajlar yapıldı. Bugün barajlar yapıldı. O gün yollar yapıldı, bugün yollar yapıldı. O gün Adnan Menderes uluslararası bir anlayış oluşturmaya çalıştı. Bugün Türkiye, Sayın Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan liderliğinde aynısını yapmaya çalışıyor. Bütün bu Türkiye üniversiteleri, yolları, limanları ile bu mücadelesini devam ettirmektedir. Bu milletin değerlerini alt üst etmeye çalıştılar. Kimliğini değiştirmeye çalıştılar. Fırsat geldiğinde 28 Şubat’ta olduğu gibi.

- Biz İstiklal Marşı ile büyüdük. ‘Bendimi çiğner aşarım’ derken nerede harekete geçebileceğimizi bize bu marş öğretti. 15 Temmuz’da gençlere burun kıvıranlara, gençler büyük bir ders vermiştir. Tayyip Erdoğan’ın Türkiyesi bize kendimize güvenmeyi öğretti.

Editör: Haber Merkezi