Siyaset Bilimci Doç. Dr. Enes Bayraklı, yazısında gündeme ilişkin dikkart çeken tespitlerde bulunarak;Türkiye yaptıkça, ürettikçe, dünyaya ihraç ettikçe; yapamayız edemeyiz diyenlerin sayıları azalacak. 

Millî teknoloji hamlesiyle sanayide yaptığımız bu atılımın ürettiği özgüven zamanla diğer alanlara da sirayet edecek.İşte 21. yüzyılı Türkiye Yüzyılı yapacak gelişmelerin başı bu özgüven devrimi olacaktır dedi.

Diriliş Posta yazarı Siyaset Bilimci Doç. Dr. Enes Bayraklı'nın yazısı:

"Bursa’da bulunan Gökmen Uzay Havacılık Eğitim Merkezi geçtiğimiz hafta Dünya Uzay Haftası münasebeti nedeniyle gençliğin ilgisini uzay çalışmalarına çekmek için bir etkinliğe imza attı. 

Bu kapsamda Nizam Karasu AİHL öğrencileri merkezin bahçesinde “İstikbal göklerdedir” sözünün koreografisini yaptılar.

Türk Hava Kuvvetleri Keşif Uydu Komutanlığı bünyesinde görev yapan Göktürk 1 uydusu da 700 km mesafeden bu görüntüyü yüksek çözünürlükle fotoğrafladı.

Görüntülerin sosyal medyada paylaşılmasından sonra gelen negatif tepkiler ve yorumlar ibretlik denecek cinstendi.

Türkiye’nin 700 km mesafeden yüksek çözünürlüklü bir askerî uyduya sahip olamayacağını “700 km değildir, 700 metredir o” diyerek inkâr edenlerin yorumları aslında bir zihniyete işaret etmekte.

Bugün toplumumuzun önemli bir kesimi hâlâ Osmanlı İmparatorluğunun Batı karşısında gerilemeye başlaması ile bu topluma sirayet eden aşağılık kompleksi ile malul.

Bu zihniyete göre bizden adam olmaz, biz yapamayız, biz üretemeyiz, yaparsa ancak Batılılar yapar, biz de onları taklit ederiz.

Sanayi ve teknolojide, montaj sanayisi kavramında ifadesini bulan bu zihniyetin izlerini Kültür, Sanat, Akademi ve diğer sektörlerde görmek mümkün.

Örneğin akademi, kültür ve sanat camiasında, Batı’da üretilen bilgiyi ve Batılıların hegemonyasını sorgulayanların sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor.

Nasıl ki sanayide montaj sanayisi ve batılı firmaların distribütörleri var; akademi, kültür ve sanatta da distribütörler ve montaj üretim yapanlar var.

Batı’da üretilen bir teori, fikir ya da konsepti Türkiye’ye uyarlamak ya da o teorinin, fikrin ya da konseptin Türkiye’deki distribütörlüğünü yapmak bunların en büyük başarıları.

Risk alıp ayakları bu topraklara basan ve küresel cari düzeni sorgulayan özgün bir fikir, düşünce, ürün üretmek ise ancak emek verip büyük bedeller ödeyerek mümkün.

Geçmişte Nuri Demirağ ve Devrim Otomobili’nin başına gelenler ve kamuoyuna yansımayan nice olaylar bu tespitin kanıtı.

Türkiye’yi bugün İnsansız Hava Araçları alanında sayılı ülkelerden haline getiren Baykar firmasının önüne konulan engeller ve bunları aşmak için verdiği mücadele ise bunun yaşayan örneği.

Özelde Baykar’ın genelde ise Türk Savunma Sanayisi’nin başarıları ve halkımızın TEKNOFEST gibi etkinliklere teveccühü bir özgüven devrimine işaret ediyor.

Artık toplumumuzun ve gençliğimizin önemli bir kısmı Türkiye’nin de başarabileceğini ve üretebileceğini gördü ve buna inandı.

29 Ekim’de Türkiye’nin yerli ve millî otomobili TOGG’un fabrikasının açılması ve otomobilin yollarda görünmesi ile bu özgüven devrimi daha da güçlenecek ve yaygınlaşacak.

Türkiye yaptıkça, ürettikçe, dünyaya ihraç ettikçe; yapamayız edemeyiz diyenlerin sayıları azalacak.

Millî teknoloji hamlesiyle sanayide yaptığımız bu atılımın ürettiği özgüven zamanla diğer alanlara da sirayet edecek.

İşte 21. yüzyılı Türkiye Yüzyılı yapacak gelişmelerin başı bu özgüven devrimi olacaktır."