Kanal7 yazarı Hasan Öztürk büğünkü köşesindeki yazısı şöyle: 6’lı masa dün sabah saatlerinde 84 maddelik anayasa değişiklik paketini kamuoyu ile paylaştı. Aynı gün akşam saatlerindeyse Bakanlar Kurul Toplantısı sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan, kamuda çalışan sözleşmeli personelin kadroya alınacağı müjdesini verdi. 420 bin çalışanı ilgilendiren düzenleme yürürlüğe giriyor.

Soru şu: Sizce sabah yapılan açıklama mı yoksa akşam yapılan açıklama mı vatandaşın dikkatini çekmiştir?

Bu sorunun bizdeki karşılığı elbette akşam Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kamudaki sözleşmeli personele verilen müjde çok daha dikkat çekmiştir. Hele bir de Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) ile ilgili düzenlemenin de eli kulağında olduğunun açıklanmasıyla birlikte…

6’LI MASA SEÇİMİ REFERANDUMA OLARAK PLANLIYOR AMA…

6’lı masa şayet seçimi kazanırsa… Dahası parlamentoda anayasayı değiştirecek çoğunluğu elde ederse, “Parlamenter Sistem”i önceleyen ve onunla birlikte bir çok anayasal düzenlemeyi yapacağına ilişkin vaadini açıkladı.

Dünkü açıklamanın bizdeki karşılığı açık. 6’lı masa, 2023 seçimlerini cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi için bir referandumu olarak görüyor.

Ya da savundukları parlamenter sisteme dönüşün ilk safhası olarak düşünüyor.

Xxx

Zira dünkü 84 maddelik anayasa değişiklik taslağına kadar 6’lı masanın neredeyse tüm paydaşları, önümüzdeki seçimin “son seçim” olacağına ilişkin defalarca açıklama yaptı.

Parlamenter sisteme dönmenin tek çaresi önümüzdeki seçimleri kazanmak olarak düşünülüyor.

Acaba öyle mi?

Ya da millete “parlamenter sisteme geçmek için bize oy verin” diyenlerin bir başka gerekçesi olabilir mi?

“BENİMLE MİSİNİZ”, “NOTER DEĞİLİZ”, “KAZANACAK ADAY”, “KULAĞINI ÇEK”, “APTAL ŞİZOFREN”

Burada biraz 6’lı masa içindeki tartışmalara bakmakta yarar var. Küçükler arasında “ittifak içinde ittifak” tartışması başladığında, birbirlerine nezaket kurallarını bile zorlayarak “hayır” diyenler olmuştu hatırlayın.

2 büyüğün… Ya da 6’lı masanın iki taşıyıcı kolonu olan CHP ve İyi Parti’nin geldi nokta ise ibretlik. “Kim kimin kulağını, kimin için çekecek” noktasına indirgenmiş bir süreç yaşıyoruz. CHP’lilerin, “Ceketimizi koysak seçilir” edasıyla, Kılıçdaroğlu’nun seçilemeyeceği ihtimalinin olmadığını anlatmak için kullandıkları cümleler özgüven patlaması ya da miyopluk mudur bilemeyiz… Ne var ki İyi Partililer için kullanılan ifadeler, en azından “nezaketsizlik” olmuştur. CHP’nin, İyi Partililerin Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı geliştirdikleri tüm argümanları boşa çıkartacak hamleler yerine, “dayatmacı” tutumu 6’lı masanın iki taşıyıcı kolonu arasındaki uyumu ciddi bir şekilde sarsmıştır.

KILIÇDAROĞLU CHP İÇİNDEKİ REKABETTİ HENÜZ KAZANMIŞ GÖRÜNMÜYOR

Tam da böyle bir ortamda, Kemal Kılıçdaroğlu’nun, başörtüsü çıkışı, Amerika ve İngiltere gezileriyle birlikte devleti narko devlet ilan eden açıklamaları kendi aleyhine cereyan edince…

İç kulvardan atağa kalkan İstanbul’un Belediye Başkanı, CHP İstanbul İl Başkanı Kaftancıoğlu tarafından “aptal” ve “şizofren” denilerek püskürtüldü.

Kılıçdaroğlu’nun, “Adayımız nefsinden arınmış olmalı” dediği bir ortamda “aptal ve şizofren” tartışmasının yaşanması da tesadüf olmasa gerek. Kılıçdaroğlu’nun “Kendimi taca atmam. Anketlerin oyununa gelmeyin” diyen ve “nefsi tavan yapmış” potansiyel aday adayını püskürttüğü söylenemez!

Xxx

6’lı masa iki büyük partinin adaylık üzerinden yürüttüğü muazzam rekabete kurban gider mi bilinmez. Ya da CHP içindeki “nefsini yenmişler”le “nefsine uymuşlar” arasındaki savaşı kim azanır bilinmez… Ama bilinen o ki 6’lı masanın gündeme taşıdığı “-şayet seçimleri kazanırsak- anayasanın 84 maddesinde değişiklik yapacağız” çıkışı vatandaşta büyük bir karşılık bulmamıştır.

Buna karşılık hükümetin kamudaki sözleşme personele kadro sözü çok daha büyük heyecan uyandırmıştır.

Xxx

Seçime kadar, hükümetin vaat ve icraatlarıyla 6’lı masanın vaatleri arasındaki uçurum çok daha netleşeceğe benziyor.

Uyum ve istikrar konusunda vatandaşın beklentilerini kim karşılarsa seçimden galip o çıkar.

Böyle bir tabloda 6’lı masanın mı Cumhur İttifakı’nın mı uyum ve istikrarı var siz karar verin!

Ne dersiniz?