Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan, bugünkü "Şunu ben yapsam" başlıklı yazısında İsmail Küçükkaya'yı hedef aldı.

Hakan'ın yazısı şöyle:

YER: Halk TV.

Konuk: Meral Akşener.

Sunucu: İsmail Küçükkaya.

Şunu ben yapsam

*

İsmail soruyor:

*

“Efendim, AK Parti’nin toplantısına bizi de davet ettiler. Ne dersiniz? Gidelim mi?”

*

Akşener cevap veriyor:

*

“Bence gidin.”

*

Şimdi bu manzarayı bir tarafa bırakalım.

*

Bambaşka bir ekran manzarası gözünüzün önüne gelsin.

Şöyle bir manzara:

*

CNN Türk’teyiz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuğumuz.

Ve ben aniden şöyle bir şey söylüyorum:

*

“Efendim, İYİ Parti’nin etkinliği var. Beni de davet ettiler. Ne dersiniz, gidelim mi?”

*

Ne olurdu?

Gerçekten ne olurdu?

*

Dininize imanınıza dürüstçe cevap verin.

Ortalık yıkılmaz mıydı?

*

Halk TV’de Ayşenur abla, bu bölümü zirilyon kere yayınlayıp beni ıskartaya çıkarmak için çabalamaz mıydı? Günlerce TT listesinde tutulup hakaret üstüne hakaret yemez miydim? İYİ Parti’de siyaset yapan Bahadır Erdem denilen şahıs, bunun üstünde tepinmez miydi? Sosyal medyada linç oğlu linçe maruz kalmaz mıydım?

*

Canlı yayında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı bir espri nedeniyle...

Aradan geçen şunca zamana rağmen iştahla tepinmeye devam ediyorlar.

*

“Ben sadece vicdanımın gereğini yaparım” diye yazdığım halde... Hiçbir zaman bir siyasi partinin militanı gibi davranmadığım halde... İsmail’in yaptığının binde birini bile yapmadığım halde...

*

Sonuçta ne oluyor?

Şu oluyor:

*

Ben taraflı gazeteci oluyorum.

İsmail tarafsız gazeteci oluyor.

*

Bu sonuca ulaşan herkese sesleniyorum:

*

Riyakârsınız. Tarafgirsiniz. Hakkaniyetsizsiniz. Aşiretçisiniz. İlkesizsiniz. Mahallecisiniz.

Ve işin kötüsü, bunun farkında bile değilsiniz.