05 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara
Ortadoğu Gazetesi POPÜLER HABERLER Coşkun Aral: Ben de yarasa yedim!

Coşkun Aral: Ben de yarasa yedim!

Uluslararası savaş fotoğrafçısı, gazeteci, gezgin ve belgesel yapımcısı Coşkun Aral, koronavirüsün başlangıç ülkesi olan Çin'de neden yarasa yendiğini açıklarken, kendisinin de yediğini söyledi

Coşkun Aral, 63 yaşında bir gazeteci. Uluslararası savaş fotoğrafçısı, gezgin ve belgesel yapımcısı. Dünyada görmediği ülke kalmadı. 

Çin'e de defalarca kez giden Coşkun Aral, Habertürk Tv'de katıldığı bir programda Çin'de neden yarasa ve vahşi hayvanların yendiğini açıkladı.

Aral'ın sözlerinden öne çıkan bölümler şöyle:

- Gittiğim vahşi hayvan pazarlarında satılanlar, o bölge insanlarının günlük beslenmesinde ihtiyaç duydukları şeylerdi. 
- Bunları inanç sistemi içerisinde değil, metabolizmalarının ihtiyaç duyduğu protein ve vitaminlere göre istiyorlar.

- Sadece Çin'de değil, dünyanın farklı yerlerinde de yarasa yendiğine tanık oldum.

- 1980'lerde Çin'e ilk gittiğimde, Şangay'da bir pazarda gözüme çarpmıştı. Bir maymun beyniydi. Onun nerelerde ve nasıl yenildiği konusunda meraklandım ve araştırma yaptım. Bana bir hayvan pazarından bahsettiler. Gittiğimde maymunlar, kedi, köpek, yarasa ve farklı yılan türleri vardı. Canlı maymun yenme operasyonu çok ciddi maliyetli bir işti. O yüzden girmedim. 5 bin dolar gibi bir rakam istediler çünkü ve 1980'lerde o rakam büyük bir rakamdı.

- Pazarlara gittiğimde şaşırmadım. Ben ön yargılı değildim. Endonezya'da Bali'de Müslümanların yaşadığı bölgelerde yine bu tür canlıların, hem çiğ hem de pişirilmiş halinin pazarlanmasına tanık oldum. Hayvan pazarlarında benim gördüğüm köpekti, yarasaydı, lizard dedikleri büyük kertenkelelerdi. Farklı türlerde yılanlardı. Bunlar yeniyordu.

- O gittiğim vahşi hayvan pazarlarında satılanlar, o bölge insanlarının günlük beslenmesinde ihtiyaç duydukları şeylerdi. Bunları inanç sistemi içerisinde değil, metabolizmalarının ihtiyaç duyduğu protein ve vitaminlere göre istiyorlar.

- 1987-89 yıllarında ve 1992'de Borneo Yağmur Ormanları'nda ve 1988'de Amazon Ormanları'nda çok uzun süreler kaldım ben. O süre içinde beni konuk eden yerlilerin her türden canlıyı yemelerine tanık oldum. 

- Yarasa bugün gündemde olan canlı. Yerliler belli dönemlerde avlayıp yiyorlar. Ben de onlarla beraber yedim. 

- İlla bizim gibi yemiyor deme alışkanlığımızdan vazgeçmemiz lazım. Niye yendiğini niye yiyorları sorgulamadan önce niye biz bu paradan başka bir şey görmeyen gözümüzle o havzaları korumak yerine, yok edip yerine kendi çıkarlarımıza uygun tarım alanlarını inşaat alanlarına çeviriyoruz veya dokunulmamış yağmur ormanları yerine ananas veya palmiye türündeki bitkileri ekiyoruz diye sormamız lazım. 

- Düşünebiliyor musunuz tüm dünyanın bizim sadece klasik bildiğimiz pizza, pirinç pilavı ve mantı yediğini.
 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *