Yaratan ile bağ kurmanın, ona sesini duyurmanın en kolay yolu olan dua, Resulullah sav in en çok yaptığı ibadet..

Çünkü dua, ibadetin özüdür  ta kendisiydi. (Tirmizi)

Allah resulü dua edişinde öncelikle Allah'ı anar ve O'na tazimde bulunurdu. Zikir, onun duasının bir parçasıydı. Ancak Resulullah'ın dilinde zikir, yani, Allah'ı anmak, sadece belirli kelimeleri tekrar etmekten ibaret değildi. 

Zikir, verdiği bütün nimetler karşısında Allah'a hamd ve şükür içerisinde olmaktı bir yönüyle. Bu nedenle güzel zikirlerle ile örülmüş duaları, Sevgili peygamberimizin hayatını kapsardı. Zira hayatın her anı Allah'ın bizler için sunduğu nimetlerle donatılmıştı. Onlarda bolca tekrar etsinler diye kendisinin ve önceki peygamberlerin söyledikleri en faziletli sözün kelime İ tevhit olduğunu ümmetine bildirdi: Zikrin en üstünü '' La ilahe illallahtır.'' buyurur ve müminlerin bu zikri söylemeye teşvik ederdi..

Ayeti Kerime: Kim zerre miktarı hayır yapmışsa onu karşılığını görür. Kim de zerre miktarı şer işlemişse onu karşılığını görür. (Zilzal; 99/ 7-8)

Hadisi Kudsi: '' Ya Muhammed! Ben bir şey hükmedersem, bu hümüm reddolunamaz. Ben senin ümmetini umumi bir kaht ile helak ve onlara kendi nefislerinden başka düşman musallat etmeyeceğime dair söz verdim. Ancak, kendileri birbirlerini öyle helak ederler ki, etrafındakiler toplansa bu kadarını yapamazlar. (Buhari ve Müslim)

Nehyettiklerim müstesna olmak üzere kullarıma ihsan ettiğim her şey onlar için helaldir. Binaenaleyh hiç bir kimse Allah'ın helal kıldığını tahrim edemez.

Ben bütün kullarımı hakkı kabule müsait olarak halkettim; fakat şeytan bunlardan bazılarına geldi de onları hak olan dinlerinden batıla ve onlara helal kıldığım şeyleriharam kılmağa teşvike ve benim emretmediğim şeyleri bana şerik koşmalarını emretti.(Müslim)

Muhakkak ki ümmetin, Bunu kim haketti? diye birbirlerine sorar oldular da, bunu Allah halketti denilince  Allah'ı kim halketti? derler.(Müslim)