Bugün, konu başlığımız;

"Ekonomi".

AKP"nin diplere vurdurduğu,

Ama yandaş medya ile allayıp pulladığı,

İyi göstermeye çalıştığı ekonomi.

Hatta Başbakanın Hocası,

Erbakan"ı bile isyan noktasına getiren ekonomi.

Biliyorsunuz Erbakan Hoca,

Kişi başı milli gelirin 12 bin doların üzerinde olduğu iddialarına

İsyan edip;

"Allanıp, pullanıp süslenmiş milli gelir "demişti.

Yani "ÇAKMA" kişi başı milli gelir.

Referandum oyuncağı ile seçim nabzı tutma amacında olan AKP Hükümeti,

Arada harcanacak 500 milyon dolarlık referandum diyetini bile görmezden gelmekte,

Bu para ile kaç ailenin yoksulluktan çıkacağını düşünmemektedir bile.

Öze gelirsek;

Türk Ekonomisi son günlerde iyice SOS vermeye başlamıştır.

Ekonomi raydan çıkmıştır.

AKP Türkiye Ekonomisini düzeltme yerine,

Rejimle uğraşmaktadır.

Yani Cumhuriyet kazanımlarına,

Cumhuriyet kurumlarına darbe vurmakla meşguldür.

Türkiye"nin mevcut durumu ABD"nin "Karanlıklar Prensi" olarak ün yapan,

Tespitleri hep tutan,

Ünlü ekonomist RUBİNİ"nin bile dikkatini çekmiştir.

RUBİNİ, AKP yönetiminin ülkeyi iyi yönetemediğini,

Cari açığın geldiği noktanın Türkiye"nin başına büyük bir bela açabileceğini belirtmiştir.

Rubini, haklıdır…

Devlet verilerine göre cari açık son yedi ayda

Yüzde 90 artışla rekor kırmıştır.

Yirmi milyar dolara dayanmıştır.

Bunun anlamı nedir?

Basit,

Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti,

Yanı AKP,

Kazandığından fazla harcamaktadır.

Arada ki farkı da, borç alarak kapatmaktadır.

Yani borçlanmakta,

İnsanlarımızın geleceğini resmen borç ipoteği altına almaya devam etmektedir.

Peki, diğer verilerde bir farklılık var mı?

Ticaret açığımız da perişan durumdadır.

Yanı sattığımızın,

Üç katını ithal eder olduk.

Yine devletin verilerine göre,

Bir satıyorsak,

Üç ithal ediyoruz,

Son yedi ayda ihracatımız yüzde 12 iken,

İthalatımızı yüzde 33"tür.

Yani keseden yemek bir kenara,

Artık başkalarının kesesine bile göz diktik.

Emeklilerimiz çarşı pazarda dolaşırken,

Adeta bir ekonomik işkence yaşamaktadır.

Ceplerinde kalan son kuruşu bile harcarken adeta,

Elleri titremekte,

Mezara bile borçlu gitmekten korkmakta,

Alamadıkları ihtiyaçlarını,

Çöplüklerde,

Pazar atıkları arasında bulmaya çalışmaktadırlar.

Başbakan ise bütün geleceğini Referanduma bağlamakta,

Vatandaşın biraz daha anasının ağlaması için,

13 Eylül sabahına beklemektedir.

Yargının biraz daha bağımlı hale geleceği,

Askerin biraz daha sıkıştırılma imkânının olacağı,

Vatandaşın,

Tele kulakçılara,

Yandaş medyaya,

PKK yardakçılarına,

Tümden teslim olacağı 13 Eylül sabahını.

Bu tabloya baktığımızda HAYIR"DA, hayır olduğunu hepimizin idrak etmesi.

Ve bu bozuk ekonominin sahibi olan AKP zihniyetine ders vermesi,

Gerekmektedir.