Mesnevide şöyle bir kıssa anlatılır:  '' Mecnun, Leylası Nın  köyüne gitmek için dişi bir deveye bindi. Bir süre yol aldılar. Mecnunun bütün derdi, sevgilisinin köyüne bir an önce kavuşmaktı.

Dişi dve ise, geride bıraktığı yavrularını düşünüyordu.  Mecnun bir an dalıp gittiğinde deve geriye dönüyor, köye yavrularına kavuşmak için koşmaya başlıyordu.

Mecnun kendine geldiğinde devenin yönünü tekrar Leylan'ın köyüne doğru çeviriyordu.

Bu yolculuk iki- üç gün böyle iki ileri bir geri devam etti. Mecnun yıllardır yolundaymış gibi şaşırıp kalmıştı. Baktı ki bu yol böyle bitmeyecek devesinden indi ve; '' Ey deve! İkimiz de aşığız. 

ama sevdiklerimiz farklı yerlerde. Biz birbirimizle yol arkadaşlığı yapamayız.  Beraberliğimiz ikimizide hedefe ulaştırmayan.  En doğrusu biz yollarımızı ayıralım, dedi ve deveyi serbest bıraktı.

Mecnun insan ruhunu temsil eder. Ruh, Rabbine aşık aşık olduğundan O'na doğru gitmek ister.

Fakat nefis, maddi arzularının peşinden koşarak ona devamlı engel olur.

ŞİRK:

Şirk, en büyük günahtır. Çünkü Allah'ın eşi ve benzeri yoktur. Fakat şirk sadece puta tapıcılığa indirgenirse Kur'an'nın bu konoyla ilgili bütüncül bakışı göz ardı edilmiş olur.

Çünkü Kur'an bize, nefsin hevasının dahi ilah edinilebileceğini arzular ve ihtiraslarla da şirk batağına düşülebileceğini  söylemektedir.

İnsan dünyadaki  sorumlu yürüyüşünden alıkoyacak, onun istikametini cennetten başka taraflara çevirecek her oluş ve yönelişin yolları kelimesi  bakımından bir şirk biçimi olabileceğini en azından içinde zehrinden damlalar barındırabileceğini anladığımız anda hayatın her alanına nüfuz edebilecek sinsi bir tehlikeyle karşı karşıya olduğumuzu da anlamış olacağız.

Şirk, kalbin kirliliğini, o yüzden temizliği kalpten gerektir.

Kalp düzeldiği zaman her şey düzelecektir. O'nun huzuruna nasıl çıkmamız gerektiğini Bağdatlı Ruhi, gönlü vahiyle atan dizelerinde ne güzel ifade etmiştir:

''Sanma ey hace ki senden zer ü sim isterler,

Yevme la yenfeu'da   kalbi selim isterler.''

AYET: De ki:  İçinizdekileri gizleseniz de açığa vursanız da Allah onu bilir. Göklerde olanları da yerde olanları da bilir. Allah her şeye kadirdir. (Ali İmran, 3/ 29)

HADİS: Ademoğlu ihtiyarlayıp çöker fakat kendinde iki şey gençleşir: Mal hırsı ve yaşama hırsı