Göğüs Hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu, Dünya Sağlık Örgütü’nün Kovid-19 pandemisinde ikinci dalga için işaret ettiği eylül ayı haberleriyle gündeme gelen grip ve zatürre aşılarına ilişkin değerlendirmeler yaptı.

Akkoyunlu şu ifadeleri kullandı:

"Kovid-19 enfeksiyonunda en az maske mesafe ve hijyen kadar aşı da konuşuluyor. Aşı oldu mu, olacak mı, ne zaman elimize geçer derken gündemi değiştiren yeni bir konu daha ortaya atıldı; grip ve zatürre aşıları Kovid enfeksiyonunda sağ kalıma katkı sağlar mı? Öncelikli olarak şunu bilmek gerekir ki; gerek grip gerekse zatürre aşılarının koronavirüs üzerinde doğrudan hiçbir etkisi yok. Grip aşısı başka bir virüs ailesi olan infulenzaya, zatürre aşıları da pnömokok grubundan bakterilere karşı etkilidir."

Hastalarda durumun ağırlaşmasına neden olur

Mevsimsel grip döneminin de başlamasıyla hem infulenza hem de Kovid 19 riskinin hastaların genel durumunu daha da bozma ihtimalini doğurabileceğini aktaran Akkoyunlu, "Fakat geçtiğimiz kış ve ilkbaharda bu iki gribal etkenin ölüm riskini ve hastalığı artırdığı yönünde bilimsel veri gelmedi. Yani grip aşısı yaptıranlar Kovid-19’u daha rahat geçirirler cümlesi bilimsel temellere dayanmıyor. Sağlıklı kişilerin grip ve zatürre aşıları yaptırarak Kovid-19’a yakalanma ya da hastalığı rahat geçireceği yönündeki iddiaların bilimsel dayanağı yok. Bu aşıları grip ya da zatürre açısından risk grubunda olanlara yaptırmalı." değerlendirmesini yaptı.

Prof. Akkoyunlu, gribin ardından Kovid-19’a yakalanma ya da üst üste Kovid-19 ile enfekte olma ihtimali konularına da açıklık getirdi:

"İkinci bir olasılık infulenza gribinden sonra mukozal hasar ve savunma sistemindeki zayıflamaya bağlı olarak üstüne bakteriyel bir enfeksiyon eklenir. Böyle bir tablo hastalarda durumun ağırlaşmasına neden olur. Peki, aynı şey koronavirüs için de geçerli olabilir mi? Açıkçası şimdiye kadar olan tecrübelerimiz ve dünyadaki hastalık verilerine baktığımızda Kovid-19’da infulenza gibi sık ikincil bakteriyel enfeksiyon da gelişmiyor. Doğal olarak bakteriyel bir zatürreden korunmak korona virüste infulenza kadar anlamlı değil. Bu durum zatürre aşısının da Kovid-19’a önemli bir katkısı olmayacağı anlamına geliyor."

Kininli içecek örneğini unutmayın

Prof. Dr. Akkoyunlu grip ve zatürre aşılarının Kovid-19’la ilişkilendirilmesi yönündeki iddialar hakkında da bilgi vererek değerlendirmesini şöyle tamamladı:

"Son yayınlanan bir makalede Kovid-19 nedeniyle hayatını kaybeden hastalara bakıldığında konjüge denilen pnömoni aşısı olanlarda karvedilol ve melatonin içerikleri kullananların sayısı daha az olarak görülmüş. Belki de bütün fırtına bu çalışma neticesinden sonra koptu. Fakat bu veride sadece o bölgede çalışmaya alınan kişiler arasında aşı yapılanların sayısının az olmasına bağlı olabileceği gerçeği göz ardı ediliyor. Bu nedenle aslında bilimsel bir hata diyebiliriz. Daha önceleri de benzer hatalar neticesinde gereksiz toplumsal panikler yaşanmıştı. Mesela kinin içerdiği için market raflarında bir içecek firmasının ürünü yağmalanmıştı. Tabii sonradan bu hareketin sadece içecek firmasına fayda verdiği anlaşılmıştı. Sonuç olarak şunu söylemek gerekir ki; gerek grip aşısının gerekse zatürre aşısının Covid 19 üzerinde ispatlanmış bir faydası yoktur."

Kimler aşı yaptırmalı ?

Açıklamaya göre İnfluenza aşısını şu kişiler yaptırmalı:

6- 59 ay arası çocuklar, 50 yaş üzeri hastalar, kronik akciğer, kalp, böbrek, karaciğer, nörolojik, hematolojik, metabolik hastalık, immün yetmezlik hastaları, influenza sezonunda gebeler ya da gebe kalacaklar, Aspirin kullanan 6 ay ila 18 yaş arası çocuklar, bakımevlerinde kalanlar, aşırı şişmanlar (Beden kitle indeksi 40 ve üzerinde olanlar), influenzaya bağlı komplikasyon riski taşıyanlarla yaşayan ya da onlara bakanlar, sağlık personeli, 5 yaş altı ya da 50 yaş üstü kişilerle birlikte kalanlar ve komplikasyon riski yüksek olanlarla yaşayan ya da onlara bakanlar.

Zatürre aşısını (Pnömokok) aşısını şu kişiler yaptırmalı:

65 yaş ve üzeri olanlar, böbrek, karaciğer, kalp, akciğer ve diyabet gibi kronik hastalığı olanlar, dalağı alınan veya tam fonksiyon yapmayan kişiler, alkolikler, tekrarlayan zatürre geçirenler, kanser tedavisi olanlar, organ nakli olanlar, bağışıklık yetmezliği olan veya baskılayıcı tedavi kullanan hastalar ve beyin, omurilik sıvı kaçağı olanlar.