Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Nafiz Koçak, “Maymun çiçeği hastalığı insanlar da dahil olmak üzere, bazı hayvanlarda görülen; maymun çiçeği virüsünün neden olduğu bulaşıcı bir hastalıktır. İki türü bulunan virüsün Kongo türünün yüzde 10 ölümcül olabilirken Birleşik Krallık salgınında doğrulanan Batı Afrika türünün ölüm oranı yaklaşık yüzde1'dir. Son salgında henüz ölüm bildirilmemiştir” dedi.

Koçak, şöyle devam etti:

"Belirtileri ateş, baş ağrısı, boyunda şişlikler, sırt ağrısı, kas ağrısı ve halsizliktir. Daha ciddi vakalarda, genellikle yüzde ve genital bölgede su çiçeği ve çiçek hastalığında görülenlere benzeyen bir döküntü gelişebilir. Maymun çiçeği ile enfekte olanlarda genellikle enfeksiyondan 4 ila 20 gün sonra belirtiler görülmeye başlar. Orta ve Batı Afrika olmak üzere iki farklı genetik grubu vardır.  İnsanlarda görülen Orta Afrika maymun çiçeği virüsü, Batı Afrika virüsüne göre daha şiddetlidir ve daha yüksek ölüm oranına sahiptir.

Bu virüs; insandan insana bir kişiden diğerine lezyonlar, vücut sıvıları, solunum damlacıkları ve yatak örtüsü gibi şeylere temas yoluyla; deri sıyrıkları, solunum yolu, göz, burun veya ağız yoluyla bulaşabilir. Cinsel ilişki sırasında doğrudan temas yoluyla da bulaşabilir. Virüs ayrıca bulaştığı maymunlar, sıçanlar ve sincaplar gibi hayvanlar yoluyla da yayılabilir. Yetersiz pişmiş enfekte hayvanların etlerini yemek de olası bir risk faktörüdür. Hamile anneden çocuğuna, fetüse plasenta yoluyla da bulaşabilir. Kuluçka süresi (enfeksiyondan semptomların başlangıcına kadar olan aralık) genellikle 6 ila 13 gün arasındadır, ancak 4 ila 20 gün arasında değişebilir.

İlk 5 günlük dönemde ateş, yoğun baş ağrısı, lenf bezlerinde şişlik, sırt ve kas ağrıları ile şiddetli halsizlik belirtileri görülür. Lenf bezlerindeki şişlik benzer diğer hastalıklarla (su çiçeği, kızamık, çiçek hastalığı) karşılaştırıldığında maymun çiçeği virüsü vakalarının ayırt edici bir özelliğidir. İkinci dönemde başlayan deri döküntüsü genellikle ateşin ortaya çıkmasından sonraki 1-3 gün içinde başlar. Döküntü, gövdeden ziyade yüzdedir. Döküntüler genelde yüzde başlayıp (yüzde 95) ve avuç içlerini ve ayak tabanlarını (yüzde 75) etkiler. Ayrıca oral mukozalar (yüzde 70), genital bölge (yüzde 30) ve konjonktiva ile kornea da (yüzde 20) etkilenir. Maymun Çiçeğinde şiddetli vakalar, çocuklar arasında daha sık görülür. Maymun çiçeği virüsü vaka ölüm oranı genel popülasyonda yüzde 0 ila 11 arasında değişmektedir ve küçük çocuklar arasında daha yüksektir.

Virüsü barındırabilecek hayvanlarla temastan kaçınılmalı (maymun çiçeğinin meydana geldiği bölgelerde hasta olan veya ölü bulunan hayvanlar dahil). Hasta bir hayvanla temas etmiş herhangi bir malzemeyle temastan kaçınılmalı. Enfekte hastaları, enfeksiyon riski altında olabilecek diğerlerinden izole edilmeli. Enfekte hayvanlar veya insanlarla temastan sonra iyi el hijyeni uygulanmalı. Sabun ve suyla yıkamak veya alkol bazlı el dezenfektanı kullanmak yeterli. Hastalar ile temas ederken kişisel koruyucu ekipman (KKD) kullanılmalı. Maske takılmalı.

Tanıda, doğruluk ve duyarlılık göz önüne alındığında; polimeraz zincir reaksiyonu (PCR) tercih edilen laboratuvar testidir. Mümkün olduğunda biyopsi bir seçenektir. Antijen ve antikor saptama yöntemleri, maymun çiçeğine özgü doğrulama sağlamaz. Bu nedenle, kaynakların sınırlı olduğu durumlarda tanı veya vaka incelemesi için kan testi ve antijen saptama yöntemleri önerilmez.

Dünya çapında 42 yaşın altındaki popülasyon, çiçek hastalığı aşılama programlarının uygulamasının sonlandırılması nedeniyle enfeksiyona açık durumdadır. Maymun çiçeği, çiçek hastalığına neden olan virüsle yakından ilişkili olduğundan, çiçek hastalığı aşıları önleyici tedbir olarak kullanılabilir. Hastalığa yakalanma durumunda ilk 5 gün içinde dahi uygulamadan sonuç alınabilmektedir. Çiçek aşısı tüm çiçek virüslerine karşı çapraz koruma sağlar."
 

Editör: Haber Merkezi