Bir gül kadar güzel ol; ama dikeni kadar zalim olma. Birine öyle bir söz söyle ki, ya yaşat ya da öldür; ama asla yaralı bırakma.

Ey İnsan, kaf dağı kadar yüksekte olsanda, kefene sığacak kadar küçüksün. Unutma...herşeyin bir hesabı var, üzdüğün kadar üzülürsün.

Hüzün taze tutar aşk yarasını. Yaramdan da hoşum, yarimden de...

Hak yolunda ilerlemek yürek işidir, akıl işi değil.

Kapımıza değil; Kalbimize vuran buyursun !

Sevmeye layık olmayanı hatırlayarak değerli etme! Dönmek mi istiyor, bir şans daha verme. Unutma; sevgi yürekli olana yakışır.

Otunu, suyunu bilmediğin gönüllerde koyun gütme! Yoksa, kaçırcağın keçilere çobanlık yapamazsın...!

Diyorlarki, Dost acı söyler? Acıyı söyleyene Dost denilmez ki,.! Seni sevmeyen acı söyler. Dostun sana söyleyeceği acı dahi olsa senin canını acıtmayacak şekilde tatlı dille söyler.

İlim üç şeydir:

''Zikreden dil, şükreden kalp, sabreden beden...''

İnsanoğlunun edepten nasibi yoksa, insan değildir.İnsan ile hayvan arasını ayıran edeptir...

Sabır nedir...?

Dikene bakıp gülü, ''geceye bakıp gündüzü tahayyül edebilmektir.'' Allah aşıkları sabrı gül ve şeker gibi tatlı tatlı emer, hazmeder. Ve bilirler ki, gökteki ayın hilalden dolunaya varması için zaman gerekir.

Kalp ruha der ki; Ben severim, aşık olurum; ama acısını nedense hep sen çekersin. Ruh da cevap verir, Sen yeterki sev..

Kalp midir insana sev diyen yoksa yalnızlık mıdır, körükleyen? Sahi nedir sevmek; Bi muma ateş olmak mı,Yoksa yanan ateşe dokunmak mı?

Anladım ki, İnsanlar; Susanı korkak. Görmezden geleni aptal. Affetmeyi bileni çantada keklik sanıyorlar. Oysa ki; biz istediğimiz kadar hayatımızdalar....Göz yumduğumuz kadar dürüstler ve sustuğumuz kadar insanlar..!

Elalem şarap içer sarhoş olur, biz aşk ehliyiz içmeden sarhoş olmuşuz.

Bazısı gelirken, bazısı da giderken gönül açıklığı verir. Dikkat et ve iyi bak ki, sendeki bu gönül açıklığı giderken mi yoksa gelirken mi beliriyor?

Hayata tepeden bakarsan insanların sadece tepesini görürsün.Hayata daima insanlarla aynı mesafeden bak. O zaman insanların hem yüzünü, hem kalbini görürsün.

Ne diye böbürlenip büyükleniyorsun.

Doğumun bir damla su, ölümün bir avuç toprak değil mi?

Bir kişi Allah'tan başka kimseye ihtiyacı olmadığına inanırsa Allah da onu başkasına muhtaç etmez.

Musikinin ritminde bir sır saklıdır; eğer onu ifşa etseydim dünya alt üst olurdu.

Her yolun bir adabı vardır. Allahı sevmenin de bir adabı vardır..Derviş sadece gönlü geniş ve ruhu gezgin bir sufi demek değildir ki.

Kuralların olsun, ama kurallarını başkalarını dışlamak yahut yargılamak için kullanma. Bilhassa putlardan uzak dur, dost Ve sakın kendi doğrularını putlaştırma! İnancın büyük olsun, ama inancınla büyüklük taslama!

Dürüstlük bir şehirdir, ben de o şehrin sultanıyım, Onda kendim yaşayayım, kendim öleyim, kendim korunayım...

Gel bakalım ateşle nasıl oynanır göstereyim..Gör bakalım ateş mi seni yakar, sen mi ateşi?

Eğer Allah seni bana yazmışsa, benden kaçışın yok! Lakin kader seni benden almışsa, ağlamaya lüzum yok.

Alimken arif oldun peki aşık olmaya namzet misin?

Düzenim bozulur, Hayatımın altı üstüne gelir diye endişe etme. Nereden bilebilirsin Hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?

Şükret! istediğini elde edince şükretmek kolaydır. Sufi, dileği gerçekleşmediğinde de şükredebilendir.

Ya tam açacaksın yüreğini, ya da hiç yeltenmeyeceksin! Grisi yoktur aşkın, ya siyahı, ya beyazı seçeceksin.

Ey Gönül !Şimdi sorarım sana, hangi Aşk daha büyüktür..?Anlatılarak dile düşen mi, anlatılmayıp yürek deşen mi?

Her şey insanoğluna feda iken insanoğlu ise kendine cefa olmuştur.

Gençliğimde aradığımı yaşlılığımda buldum, neylersin. Ya ben erken geldim ya sen geç kaldın vuslata, neylersin. Kader!

Bana göre aşık öyle olmalı ki, şöyle bir kalkınca, her tarafı ateşler sarsın; her tarafta kıyametler kopsun.

Kadın; Bilene Nefes, Bilmeyene Nefs'tir.

Hakk'ın karşına çıkardığı değişimlere direnmek yerine, teslim ol.

Kainat yek vücut, tek varlıktır. Herkes ve herşey görünmez iplerle birbirine bağlıdır.Sakın kimsenin ahını alma; bir başkasının, hele hele senden zayıf olanın canını yakma. Unutma ki, dünyanın öte ucunda tek bir insanın kederi, tüm insanlığı mutsuz edebilir. Ve bir kişinin saadeti, herkesin yüzünü güldürebilir.

Hakiki dost Allah gibi mahrem olmalıdır. Dostun çirkinliklerine, hoşa gitmeyen hallerine tahammül etmeli, hatasından incinmemelidir. Dosttan yüz çevirmemelidir, dosta itiraz etmemelidir. Nitekim rahmeti bol olan Allah kullarının ayıplarından, günahlarından, noksanlarından dolayı onlardan yüz çevirmez. Tam bir inayet ve şefkatle, onlara rızkını verir. İşte garazsız, ivazsız dostluk budur.

Cenneti ve cehennemi illa ki, gelecekte arama.

İkisi de şu an burada mevcut. Ne zaman birini çıkarsız, hesapsız ve pazarlıksız sevmeyi başarsak, cennetteyiz. Ne vakit birileriyle kavgaya tutuşsak, nefrete, hasede ve kine bulaşsak, tepetaklak cehenneme düşüveririz...