Üstü başı çamur çirkef içinde biri camiye girmeye yeltendi. Fakat biri engel oldu ve dedi ki; 

''Ellerin kurusun. Öyle temiz bir yere böyle berbat bir halde girilir mi? ''

Bu durumu görünce gönlüme bir fikir geldi. Cenneti düşündüm ve kendi kendime dedim ki, '' Cennet de temizdir ve temizlerin yeridir.

Oraya girmeyi  temizler ümit edebilir. Günah çamuruna bayanların orada ne işleri vardır? 

Cenneti, ibadet götürenler alır. Nitekim kime para lazım ise pazara mal götürür. Eteğin zillet çamuru ile kirlenmiş ise ırmak yukarıdan kesilmeden çabuk git, yıka ve temizle.

Devlet kuşu ipini alıp uçtu, deme. Henüz ipin ucu elindedir. Geç kaldım diyorsan biraz çabuk ol. Doğru yolu tutturan geç kalmayı dert etmez. Ecel henüz dilek elini bağlamışken vakit kaybetmeden elini Allah'ın dergahına kaldır.

Ey günah işleyip de uykuya dalan gafil kalk! Günahların için özür dileyerek gözyaşı dök. çünkü dünyada gözyaşı dökmez isen yarın Ukba da yüz suyu dökeceksin.

Kimse sana arkadan şefaatçı olmaz Sen şefaatçının burada bul. hem de öylesini bul ki yüzünün suyu seninkinden fazla olsun.Cenab ı Hak kahr ile beni kapısından kovarsa büyüklerin ruhlarını şefaatçi olarak getirim. 

***

Bağdat'ta hoş meşrep bir yaşlı adam, kızını bir kundura dikicisine ve tamircisine vermiş.Kaba herif, kızın dudağını öyle bir ısırmış ki, dudağından kan akmaya başlamış. Sabah olduğunda baba kızının bu halini görünce damada gidip keyfiyeti sormuş ve demiş ki;

''Behey alçak adam! Bu ne biçim iştir? Isırdığın insan dudağıdır; kösele değil!

Bunu şaka olsun diye anlatmadım. Şaka bir yana; bir insana yerleşen kötü huy, ancak canı çıkınca çıkar'' (Sadi Şirazi)