BİR zamanlar sadece ünlülerimizin tutkusuydu Miami'de ev sahibi olmak. Şimdi biraz para kazanmış ama üne kavuşamamış normal insanlarımızın da sevdası oldu.
 
Beni de arayan çok. 
 
- Yahu Hakan; bize Miami'de bir ev bulsana, diyen diyene.
Sanki ben emlakçıyım! Aslında artık bu işi düşünmüyor da değilim!
Ben de kesenin ağzını açanlar için şöyle bir araştırma yapayım dedim. Real estate (emlakçılık) yapanları dolaştım. Her ağzını açanın tavsiyesi; "Location, location, location!" Yani ille de mevki.
Miami bir soğansa soğanın cücüğü de Miami Beach. Oranın da göz bebeği ünlülerin sokağı Bay Roads. Girin güneyinden kuzeyine çıkana kadar kimler çıkar karşınıza bir bilseniz. 3140 numarada Shakira'nin evi var. 5130'de Ricky Martin oturuyor. Jennifer Lopez 5800'de. 6020 ise Matt Damon'un. Böyle sıralanıp gidiyor işte.
Eğer para kıyarsanız sabah kahvaltınızı Shakira ile, öğle yemeğini Jennifer Lopez'le, akşam yemeğini de Matt Damon'la yiyebilirsiniz. O zaman siz de kendinizi ünlü hissedebilirsiniz!
Haydi o zaman! Pamuk eller cebe! 
 
Her evde bir çam ağacı
 
AMERİKALILAR'ın en büyük dini bayramı Christmas'a (Noel) sayılı günler kaldı. Çok yaklaştığını buradaki çam ağaçlarının satışından zaten anlayabiliyorsunuz.
Ülkede büyük küçük herkesin beklediği 25 Aralık'tan günlerce önce alınan çam ağaçları evlerin salonlarını süslüyor. Yapılan bir araştırmaya göre Amerikalılar'ın yüzde 80'i Noel'de evine çam ağacı dikiyormuş.
Hatta bu yıl internet üzerinden yapılan satışlarda patlama varmış.
Bu olayın Amerikalılar'a bir de maliyeti var. Gerçek çam ağaçları 100-150 dolar arasında. Yapma ağaçlar ise yarı fiyatına ve evladiyelik. Yıllarca kullanabilirsin yani.
Noel'de çocukların sevinci görülmeye değer. Günler önceden süslüyorlar aileleriyle birlikte bu ağaçları. Noel sabahı da Noel Baba'nın gizlice getirdiğine inandıkları hediyeleri kapışarak mutluluklarını artırıyorlar. 
Noel Baba bir tane mi, milyonlarca mı bilemiyorum. Ama bize gelen cimriydi; bunu biliyorum. Son yıllarda Adem Baba gibi karikatürize edilmemizden belli değil mi bu!
 
1 dolara scooter altında
 
MIAMI sahillerinde turistlerin bindiği elektrikli scooterleri görünce çocukluğumda bindiğim tahtadan yapılma patinajım aklıma geldi.
İstanbul Aksaray'da henüz gelişip serpilmeye başlamadığım yıllarda ailemden gizlice elden düşme satın aldığım patinaj tek eğlenye kaynağımdı. Sınıf arkadaşım Enis'le Langa Bostanları'ndan başlayarak Samatya dolmuş duraklarına kadar yarıştığımı ve kan ter içinde kaldığımı bugün gibi hatırlarım. Patinajım hızlansın diye sürekli yere vurduğum sağ ayağımın gelişmesi sayesinde duran toplara iyi vururdum. 
Birkaç aydır Miamililerin ve turistlerin hem ulaşım aracı, hem de eğlencesi olan bu modern patinajlarda ayakları yere vurmak yok. İki ayağının izerinde durup istediğin yere az parayla gidebiliyorsun. Çalışması çok kolay. Cep telefonundan indirdiğin sistemle 1 dolara aletin kilidini açıyorsun, daha sonra dakikasına kartından 15 sent ödüyorsun. Yani yarım saatlik bir tur 7.5 dolara mal oluyor. Üstelik aldığın yere teslim etme derdi de yok. Paran nerede bittiyse oraya bırak.
Ne dersin Enis, bir yarışa daha var mısın? Üstelik bu sefer ayaklarımızı yere vurmak da yok. Bu yarışımız elektrikle.