Her gün bir başka yalan. Vurup geçiyorlar. Devlet yönetmeye talip muhalefet, o sebepten güven vermiyor.

Sondan başlayayım. “İBB halk ekmek sattırmadıkları gerekçesi ile mobil şekilde ekmek dağıtmak istedi, onu da bakanlık engelledi” iddiası ile saldırı başladı. Yalana inanmaya hazır kitlesi havada kaptı. Oysa ki durum farklıydı. İBB meclisinin yetkisini ekmek fabrikasına devretmekle aynı anda büfelerin onayı istenmişti. Maksat vatandaşın ucuz ekmeğe ulaşması olsaydı ekmek büfelerini uzatması gelirdi belediye meclisine.

FETÖnün verdiği emirle hamile kalıp bebekleri olan bazı militanların gözaltına alınması, hapse girmesine “koridorda yatan bebekler” şeklinde infial uyandıracak başlıklar açıldı. Şimdiye kadar cezaevinde ilk kez mi çocuklar büyüyor? Yazıksa hepsine yazık. FETÖ’cü olunca farklı mı oluyor?

Kendilerini FETÖ’ye kullandırdıkları yetmedi, yeni kurban bu zavallı yavrular. Devlete değil sözde ana baba olduğunu zannedenlere kızmalı. KHK adıyla açılan taglar her şekilde FETÖ reklamına ve devlet düşmanlığına dönüşüyor.

*

Aşı mevzuu da öyle. Çin aşısına mikro çip yerleştirilecek, şudur budur diye sürüyle tevatür duyduk. Aşıyı Türkiye olarak biz üretmedikten sonra kimden alındığının ne önemi var? Aşı yerine konulabilecek başka bir aşı yoksa neyin şüphesini duyuruyorlar? 

*

Yine hayvan hakları konusu. Bazı gelişen olaylar gösterdi ki, hem Tarım ve hayvancılık Bakanlığı 5199 Sayılı kanunu yanlış uyguluyor, hem de sözde hayvan sever dernekleri o yanlışın üzerine tüy dikiyor. Yasaklı ırk diye evlerde bakılanları toplatıp, sokaklarda aç, hem kendileri tehdit altında yaşayıp hem de insanlara tehdit olan hayvanlar “sokakta yaşasın” diyor. Böyle havyan severlik olur mu?

*

Sosyal medyada bir diğer konu EYT. Emeklilikte yaşa takılanlar. Muhalefet ve Sorosçu STK’ ları bu yarayı kaşıyor sürekli. Buna bağlı sözleşme ile TSK’ya girenler. Tüm şartları bilerek gönüllü girdikleri görevde sürekli kaşınması da ayrı facia. 

Sosyal medyan üzerinden erken seçim çağrısının içi darbeyi çağrıştıracak meta ile dolduruluyor. Devletin bakanlıklarında ya da eşgüdümle çalıştıkları merkezde nöbet sistemi şart… Sistematik saldırılara anında cevap vermemek, kalp krizi geçiren hastaya anında müdahale etmemeye benziyor.

*

Anket şirketi saldırıları. Masa başında hazırlanan anketlerle vatandaşa algı yapılıyor. Yine Sayıştay verileri çarpıtılarak, sanki devletin her yerinde hırsızlık yapılıyorken devlet de göz yummuş sandırılıyor.

*

SMA’lı çocukları devlet bakıyor. Sadece altı aylıktan küçük olmak üzere bazı ilaçlar, yurt dışında o çocukları denek olarak kullanarak deniyorlar. Devlet akıbeti meçhul denekliğe karşı. Bunu bildikleri halde ‘devlet SMA’lıların ilaçlarını karşılamıyor, diyorlar.

*

Akşener-Kılıçdaroğlu’nun başı çektiği muhalefet liderleri iktidarı erken seçime zorlamak için akla gelen her türlü kışkırtıcılığı yapıyor. Akşener diyor ki “devlet üç beş müteahhidin zararını karşılıyor, esnaf ne yaparsa yapsın diyor” açıklamasını yapıyor. Bu kadar insafsızlar.

*

Demem o ki; sosyal medyadan darbe çıkar mı sorusunun cevabı, çıkar. Paris’i karıştıran sarı yelekliler, Mısır’ı alt üst edenler sosyal medyada kışkırtılan vatandaş. İşsizlik, pandemi, binlerce gencin evlerde olduğu bu sıkışıklığı fırsata çevirmek için sürekli el bombasının pimini çekip duruyorlar.