Türk Milletinin Vatanseverliğinin vurgulayan, 
Zihinlerde yer etmiş bir söz var.
‘Mevzu bahis Vatansa gerisi teferruattır.’
Bu veciz sözler Türk milletinin zor zamanlarında, vatanın bekası söz konusu olduğu dönemde,
Kurtuluş Savaşı’nın en hararetli günlerinde söylenmişti.
Ülkenin, Milletin, Devletin.
Kısaca.
Şehit kanlarıyla Vatan yapılan ülkenin bekası söz konusu olduğunda,
Her şey bir tarafa bırakılır.
Herkes ve her kesim aynı safta toplanır.
Tek bir hedefe kilitlenir anlamı taşır.
Bu veciz sözler.
O günden bugüne değerini ve anlamını hep korumuş,
Çok önemli nasihat niteliğinde sözlerdir…
Bu anlamda.
Günümüzde de bu sözler değerini korumaktadır.
Değişen dünya düzeninde önemi daha da artmaktadır.
Dolayısıyla;
Ülke ve Devlet çıkarları söz konusu olduğunda.
Siyasi fikirler bir yana bırakılır.
Her türlü siyasi hesap, kitap sonraya saklanır. 
Sevdasını bir bayrak gibi yüreğinde taşır.
Millet ve devlet bekası için üzerine düşen sorumluluğunun idrakiyle,
Ülkesini ve ülküsünü canından aziz bilir. 
Tüm farklılıklar unutulur.
Ve;
Büyük Türk Milleti.
Tek vücut olarak.
Dış güçlere karşı.
Devletinin, Askerinin, Hükümetinin yanında olur.
Ülkenin bekası için iktidarda kimin olduğuna bakmaz.
Ve;
Olay maalesef bu noktaya gelir.
Devletimiz bekasınınım tehlikeye düştüğünü hisseder ise,
Bu aziz millet vatanseverlik ruhuyla,
Devletiyle milletiyle birlik beraberlik içinde;
Kosova’da düşman hançeriyle şehit olan Murat’ın,
Niğbolu’da yıldırımlarla yarışan 1.Beyazıt’ın,
Viyana kapısını omuzlayan Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’nın,
 Preveze’de düşman donanmasını yerle bir eden Barbaros Hayrettin Paşa’nın,
Plevne’de din ve millet savunmasında göz kamaştıran Gazi Osman Paşa’nın,
Şıpka’da düşman tasallutuna soylu direnç gösteren Süleyman Paşa’nın
Çanakkale’de 257 okkalık top mermisini sırtlayan Seyit Onbaşı’nın,
İzmir’de ilk mermiyi sıkan Hasan Tahsin’in,
Gaziantep’te esarete teslim olmayan Şahin Bey’in,
Erzurum’da Ermeni mütecavizliğine karşı anıtlaşan Nene Hatun’un,
Kahramanmaraş’ta izzet, iffet ve millet bekçisi olarak destanlaşan Sütçü İmam’ın,
Sakarya kıyılarına tutunarak geri çekilmeyen,
Dumlupınar’da son darbeyi indirerek işgali def eden yüksek erdemin izinden Başkomutan Mustafa Kemal Paşa’nın yolundan ve peşinden hiç ayrılmaz, ayrılamaz.
Emperyalizme karşı verilen mücadelede 'söz konusu vatan ise gerisi teferruattır' bilinciyle hareket eder…
Sözün özü;
Ukrayna’da yaşanan savaşla ilgili “Damadın SİHA’sını Ruslar düşürmüş ha!” diye atılan, acıklı sevinç çığlığına, intikam, nefret ve yok etme arzusunda olan gayri millilere rağmen,
Türk Milleti Emperyalist emelleri bertaraf etmesini bilir…