Fenerbahçe'de kötü gidiş sürerken, oklar başkan Ali Koç'a çevrildi.

Türk spor basınının duayen yazarı Şansal Büyüka, bugünkü Milliyet'te çıkan yazısında çarpıcı ifadeler kullandı. Büyüka, şöyle yazdı:

- Fenerbahçe’ye; geride kalan bu kadar acı tecrübeden sonra, yeni sezon için takıma imzasını atacak, ağırlığını koyacak, güçlü bir oyun bulacak, tartışılmaz bir hoca gerekiyordu. Başkan Ali Koç bunu yapmadı. Takımın başına gene titrek, tartışılan, sahaya güçlü bir oyun koyamayan bir hoca getirdi. Gazetelerde okudum; Çin Ligi iflas ettiği için ikinci yarı maçları henüz başlamamış. Vitor Pereira’nın son durağı Çin Ligi’ydi. Ali Başkan, büyük ihtimalle Pereira’yı, Dünya futbolunda “sıfır” itibarı olan Çin Ligi’ndeki başarısını ölçü alarak Fenerbahçe’ye getirdi. İflas eden bir ligin hocasından ancak bu kadar olur...

- Başkan Ali Koç, önceki hafta seyircileri toplamak için, sesinin daha gür çıkması adına megafonla konuştu. Oysa futbolu bilen, bilmeyen herkes üç yıldır megafonla “Fenerbahçe’nin santrforu yok” diye bağırdı. Ali Koç duymadı ya da duymak istemedi. İşte son örnek; Konya’da takımda bir “son vuruş ustası” olsa, sadece Valencia’nın kaçırdığı pozisyonlardan, en az dört gol atar, Fenerbahçe’yi yenilgiler serisinden çıkartırdı.

- Alanya yenilgisinden sonra Ali Başkan’a, "Bu kadronun şampiyonluk için yeterli olduğuna inanıyor musunuz?” diye sordular. Sayın Başkan, “Evet, inanıyorum” dedi. Şaka mı yaptı, gerçekten bu kadronun yeterli olduğuna inanıyor mu? İnanıyorsa; eyvah eyvah... Bakasetas, Alanya forması giyerken de Süper Lig’in en iyi orta saha oyuncusuydu. Bir hafta Fenerbahçe’nin kapısında bekledi. Almadılar... Niye almadılar, hangi kriterleri düşünerek almadılar? Fenerbahçe’de transferi yapanların Bakasetas’ın Türkiye’nin en iyi orta saha oyuncusu olduğunu bilmeleri gerekmez mi? Buna rağmen nasıl almadılar, nasıl kaçırdılar?

- Günümüzün gelişen ve değişen futboluna uysa, Dünya futbolu Mesut Özil’i Fenerbahçe’ye kaptırır mıydı? Hızlanan, atletik noktaya gelen futbolda Mesut’un etkisi dibe vurdu. Üstelik 11 ay oynamamış Mesut’u aldınız. 11 ay oynamayan, yaşı ilerlemiş bir futbolcunun, kendini bulmasının çok uzun süreler alacağını hesaplamadınız mı?

- Ayağınıza kadar getirilen, Vitor Pereira’ya oranla, çok daha kariyerli hocalarla görüştüğünüzü biliyorum. Niye, neden, niçin çok güçlü bir hoca almadınız? Neden güçlü hocalardan uzak duruyorsunuz? Niye kaliteli, etkili futbolcu transfer etmekten ısrarla kaçtınız?

- Aradan tam üç yıl, belki daha da fazla transfer dönemleri geçti. Hep sıradan futbolculara yöneldiniz. Hep sıradan hocalara yöneldiniz. Hep yanlış adamlarla yürüdünüz. Fenerbahçe’nin büyüklüğüne yakışır kalitede futbolcuları niye almadınız, niye takımın başına tartışılmaz bir hocayı bir türlü getiremediniz?

- Günümüzün futbolunda Rossi-Pelkas gibi fizik olarak, “size” olarak rakip karşısında ezilen futbolcularla nasıl başarılı olursunuz? Nerede aldığınız Crespolar, Meyerler, diğerleri? Bunları size kim öneriyor? Hadi önerdiler diyelim, nasıl oluyor da alıyorsunuz?

- Aşırı güçlü bir yapınız var. Bu, elbette insana sınırsız bir özgüven verir. Ancak böyle bir yapıya sahip olduğunuz için muhtemelen “Her şeyi ben bilirim” anlayışı ile hareket ediyor, yanlışa düştüğünüzü bir türlü anlamıyorsunuz. Anlasanız bile, bundan geri adım atmak için uzun süreli kararsızlıklar yaşıyorsunuz. Oysa futbolda dünya her hafta yeniden dönüyor ve bu kadar uzun süreli kararsızlıklara asla tahammülü yok.

- TFF’yi, MHK’yi, medyayı, yayıncıyı suçlayarak, hedef göstererek takımın başarısızlığını buralara bağladınız. Böyle yaparak, kendinizi, takımı ve camiayı buna inandırdınız. Özeleştiri yapmadınız, gerçeklerden kaçtınız. Çevrenizdeki “gazcıların” da günahlarının çok büyük olduğunu söylemeliyim. Sayın Başkan, bu derin hayal kırıklığının tek adresi sizsiniz. Güçlü hoca almadınız, güçlü ve kaliteli futbolcuları transfer etmekten ısrarla kaçındınız, size doğruları söylemek isteyenleri dikkate almadınız. Bu anlayışla hem kendi adınıza hem Fenerbahçe Futbol Takımı’na büyük zarar verdiniz. Bu ülkede başka Ali Koç yok. Başka Fenerbahçe yok. Kendinizi ve Fenerbahçe’yi daha fazla tüketmeyin.

- Lütfen inattan, ısrardan hızla vazgeçip, futbolun gerçeklerine, doğrularına dönün. Sıradan hocalardan, sıradan futbolculardan, ikinci sınıf adamlardan hızla vazgeçin. Ara transferden başlayarak; mutlaka ama mutlaka “kalite”ye dönün. Bu gidiş gidiş değil, bunu artık anlayın. Fenerbahçe bize, siz Fenerbahçe’ye lazımsınız. Üstelik zaman geçiyor, kredi bitiyor. Paranıza, zamanınıza, itibarınıza yazık etmeyin.
 

Editör: Haber Merkezi