Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç, Fenerbahçe TV'de yayınlanan Gündem Özel programında Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Nihat Özdemir'i sert ifadelerle eleştirdi.

Konuşmasına Galatasaraylı Muslera'nın sakatlığına değinerek başlayan Koç, "Muslera, Alex gibi herkes tarafından sevilen örnek bir oyuncu. Kendisine ve Galatasaray camiasına geçmiş olsun diliyorum” dedi.

Koç, programda şunları söyledi:

- 3 Temmuz Kumpası kırmızı çizgimiz. Bunu biz gündeme getirmedik. Geldiğimiz noktada acaba bu tesadüf değil, belli bir düşüncenin, planın parçası olarak mı söyledi? Bunu söyleyen kişi TFF Başkanı olduğu zaman, TFF Başkanı’nın da Fenerbahçe Spor Kulübü’ne 17 sene yönetici olarak hizmet etmiş, kumpas sürecinde kulübü için mücadele etmiş kişi olduğu zaman bizim için daha da önem arz ediyor. Ve bunu takip eden süreçte de medyada konunun hafifletilmesi, neredeyse Fenerbahçe yöneticileri özür dilesine getirilmeye çalışılıyor. Zamanlaması manidar.

- Nihat Özdemir’in açıklama yaptığı akşam bir lokantadaydım. Telefonumu açtım hem email, hem mesaj yağıyor. 

- Nihat bey şöyle şöyle dedi, hatta söylemleri yazılı olarak iletildi ve bir açıklama yapma ihtiyacı duyulduğu ifade edildi. Ancak ben o an şahsen izlememiştim. 

- Çoğu zaman, yazılı deşifreyi okumakla, videoyu izleme arasında çok büyük fark oluyor. Ben de sakinleyin dedim. Sabah olunca bakarız, Nihat beyin böyle bir şeyi ima edeceğini düşünmüyorum, illa ki düzeltilir diye sakin olmanızı istemiştim. Sonra sabahleyin buluştuk seninle, izledim. Bir daha izledim. Olayın benim zannettiğimden farklı olduğunu gördüm.

- Durup duruken nasıl böyle bir konu açıldı, Nihat bey de nasıl böyle bir şey söyledi. Hepimiz yanlış bir şey söyleyebiliyoruz, söylediğimizden başka mana çıkıyor. İmkanım varsa düzeltiyorum. O an yanlış mana çıkan konuyu düzeltemiyorsunuz. 
- Hepimiz insanız. Ertesi gün saat 17'ye kadar bekledik. Arı kovanına çomak sokmak var. 3 Temmuz’u bilen bilir ama aradan 9 sene geçmiş. 

- Bugün 14-15-16 yaşındaki çocuklar neler yaşandığını bilmeyebilir. Başta Aziz Yıldırım ve diğer arkadaşlarımızın özgürlükleri ellerinden çalındı. Ve Fenerbahçe Spor Kulübü’nün itibarına müthiş bir saldırı yaşandı. Sportif ve maddi açıdan rakiplerimizin fersah fersah önündeydik. Çok da iyi bir takımımız vardı. Mali problemlerimiz yoktu.

- Bütün tepkilere rağmen, hatta öğlene doğru çok ağır eleştiriler geldi bize. Buna rağmen sükuneti koruduk. Düzeltme gelir diye bekledik. Hiç öyle bir şey olmadı. Bu ortada söylenmiş bir açıklama. Reaksiyonumuzu verdik. 

- Unutmayın, Fenerbahçe Spor Kulübü üyeleri başkan ve yönetimi seçer. Başkan ve yönetimin sorumlulukları vardır. Kulübün haklarını korumak, marka değerini yüceltmek, sportif başarılar vesaire. En önemlisi kulübün haklarını korumak. Baktık ki gün içerisinde hiç hareket yok. Kayıtsız şartsız kalamazdık. Cuma akşamı reaksiyon vermeye karar verdik.

- Türkiye’de bu kadar gazete var. Sadece bir tanesinde bu haberin olması da enteresan. Sonra Başkan Vekilimiz Semih Özsoy, hiç arzu etmememize rağmen kulübümüzün haklarını savunmak zorunda kaldı. 

- Zaten pandemi dönemi yaşıyoruz. Normal hayata dönüşün ilk haftasında sürtüşmeler başladı. Sonra Cuma günü Nihat Özdemir bizleri hayret ettirecek şekilde TFF sitesinden yazılı açıklama yaptı. Bunu TFF’yi ilgilendiren hiçbir yanı yok. Fenerbahçe ile TFF arasında olan bir konu da değil. Bir anlık öfkeyle çok, çok kötü yazılmış bir açıklama girildi.

- Bunu sadece Fenerbahçe Spor Kulübü yönetimi böyle yorumlamış gibi konuşuyor. Sportif başarısızlıklar diyor yazısında. Ve bunu ilk defa yapmıyor. Çok zavallı bir söylemdir bir federasyon başkanının herhangi bir kulübün iç işlerine böyle müdahil olması. Kendileri hakkında sosyal medyada bir şey çıktığında hop oturup, hop kalkıyor. Birçok kişiyi de işten çıkartmıştır bu zihniyet. Sosyal medyayı bizden daha fazla ciddiye alıyorlar.

- Bu konuyu kökünden bitirmek çok basitti. O kötü günleri hatırlatan bu açıklamaları yok etmek adına, tüm yanlış anlaşılmalara son vermek adına sordum. 2010-11 sezonu şampiyonu kimdir? Çok basit bir soru. TFF Yönetim Kurulu, UEFA tescillemiş bu şampiyonluğu. Siz o gün verdiğiniz mücadeleyi inkar mı ediyorsunuz? Bugün başında olduğunuz kurumun o günkü kararlarını çürütüyor musunuz? Çok basit bir soru sordum. 

- Lütfen çıkın söyleyin. Fenerbahçe kumpas mağdurudur, o sezonun şampiyonudur. Ama çok basit bir soru, düzeltme fırsatı yine kullanılmadı. Bırakın kullanılmayı, ortamı yatıştırmak yerine gerilimi tırmandırmayı tercih etti. Bizi hayretlere düşürdü. O yüzden bekledik. Bu konu iki kişi arasında telefonla konuşarak halledilecek bir şey değil.

- Türkiye Futbol Federasyonu’nun başındaki bir insan böyle konuşursa ve düzeltmezse yerel gazetelerin de işi böyle ele almaları doğal. 

- Nihat beyi savunanlar tam söylemleri üzerinden savunmuyorlar. Kişiliği, iyi adamlığı şudur budur. Fenerbahçeli taraftarların kaçı Nihat beyin şahsını biliyor. Bunu iki cümleyle düzeltmek varken buralara tırmandırmak tam bir akıl tutulması. 

- 8 Haziran günü de Vefa Küçük kendine has üslubuyla, birleştirici, yapıcı, Divan Başkanlığı’na yakışan bir çağrıda bulunuyor. Bu barışçıl sözlere bir mektup geliyor. Türkiye Futbol Federasyonu’nun bir danışmanı tarafından Vefa bey aranıyor. Size bir mektup yollayacağız diyor. Bu mektup Vefa beye ulaşır ulaşmaz basına veriliyor. Daha biz mektubu görmeden basında çıkıyor. Artık nasıl bir dümen çeviriyorlar bilmiyorum. 

- 2011 yılında Nihat beyin ayrıldığı zaman da hayret etmiştik. Daha kulüp merdivenlerindeyken NTV’de istifa ettiği haberi yayınlanıyordur. Eş zamanlı basına veriliyor. Bu da bir iletişim yöntemi tabi.

- Bir iki gün bekliyor Vefa bey, sonra cevap veriyor. İşin enteresan tarafı, Vefa bey cevap veriyor, siz bunu da basına verin diyor. Ama bunu basına vermiyorlar. Bu şu an basına yansımayan mektup. Bunu Türkiye kamuoyu ilk defa görüyor. 
- Soruyorum, bu mektubu niye yayınlamadınız? Biz Fenerbahçeliler, milyonların sabrı test edilircesine her hamlede bir gariplik var. Anlayamadığımız bir yaklaşım var. Husumet var. Son olarak da PFDK’ya sevk edildik. Bu TFF ile Fenerbahçe arasında bir konu değil. İşine geldiği zaman TFF ceketini giyeceksin, işine gelmediği zaman giymeyeceksin.

- Gerçek samimi, Fenerbahçe ile var olan insanlar var ya. Onlar olduğu sürece bu kulübe hiçbir şey olmaz. Suya taş atan biz değiliz, arı kovanına çomak sokan biz değiliz. Sonra düzeltmek için bizi itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar. Bu TFF’yi ilgilendiren bir konu kesinlikle değil. 

- İnşallah hukuken doğrusu yapılır ama ne yazık ki ülkemizde kurullar da bağımsız değil. Genelde Türkiye’deki TFF kurullarını federasyonlar seçiyor. Dolayısıyla kim kimi yargılayacak? 

- Vedat Muriç’e ceza vermek istediler zar zor aklıselim hakim oldu orada. Söylenecek çok şey var ama konuyu daha fazla uzatmayacağım. 

- Yarın geleneksel medyada, bu güzelleme yapan medyada bu konuşmalar çıkmayacak. Onun için benim için önemli olan camiamızın konuyu çok daha iyi anlamaları. Satır arası okuyan çok var. Ama 11 günde yaşananlardan parça parça haberdar olanlar, büyük resmi görememiş olabilirler. Bunun için yapıyoruz programı. Arkadaşlar, garip bir şeyler oluyor.

- Doğru Fenerbahçe ceketini çıkarmış, çıkarmalı da. Biz de başından beri TFF’de herkes çıkarmalı diyoruz. Ceketini çıkarmış ama öyle bir çıkarmış ki, bir daha giymemek üzere çıkarmış. 

- Arada bir sıkıntı var. Sezon içinde harcama limitleriyle yaşadıklarımız, hakem atamaları. Koskoca Süper Lig’de transfer izni olmayan tek takım Fenerbahçe. Mali sıkıntıda ne takımlar, herkes transfer yapma imkanı vardı. Hiç yapamayacak takımlar bir sürü transfer yaptılar. Bunu açıklasınlar. 

- Fenerbahçe o kadar kötü ki transfer yapamaz, ama herkes yapabilir. Geçtim artık hakem hatalarını, yok Zorlu’suymuş. Harcama limitlerinin değiştirilmesiyle ilgili de sanki biz istemişiz gibi aylarca konuştular. Bununla ilgili açıklama yapmak için de aylarca beklediler. 

- Ali Koç düşmanlığı öyle bir seviyeye gelmiş ki. Artık nereden bunun gazını nereden alıyorsa. Bir futbol kulübünün iç işlerine karışamaz. Laf bile edemez ya. Sırf bunun için Disiplin Kurulu’na sevk edilmeli. Bir futbol federasyonu başkanı hiçbir kulüp ile husumet içerisinde olamaz.