Sabah gazetesinin duayen yazarı Hıncal Uluç, Fenerbahçe - Galatasaray derbisinden sonra Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim'in kendisini aradığını yazarken, nedenini de açıkladı.

Uluç'un yazısındaki o bölüm şöyle:

Maç bitti.. İki komşum var, birlikte izlediğimiz onlar ve Caner gitti.. Vakit erken.. Bir film seçtim, Netflix'ten seyredeceğim..
Telefonum çaldı.. Arayan, kutlayan çok oluyor ya..

İnanamadım..

Fatih Hocam arıyor..
Terim!. 22.03!.

..Ve ne için arıyor, biliyor musunuz?.

İşte bu resim için..

Seyirci yasak.. Nihat Özdemir Federasyonu 3 büyükler emrinde ya.. Sadece localar, yani maç başı küçük bir serveti hem de dolarla ödeyebilenlere ayrıcalık tanımış. Onlara yasak yok.

Hem de devlet hafta sonlarını herkese yasaklarken, mesela iki sokak ötemde oturan Yaso'nun eşi Can Sayın cumartesi, pazar geceleri sokağa çıkıp bize gelemezken, bu localara gidenlere İstanbul yolları serbest. Nasıl serbest bilen yok?.

Fener maçından bu resme bakın, loca dışında da tribün katları dolu.. Üç katın üçünde de seyirci..

Ali Koç, Nihat Özdemir'e "Fenerli Sağlık personeline bir jest yapalım, maça gelsinler" demiş. Ali Koç dedi mi, Nihat Özdemir "Başüstüne" der ya, Zorlu'dan beri.. "Emrin olur" demiş gene..

..Ve o Sağlık personeli ile Locadakiler Galatasaray sahaya çıkar çıkmaz, isim vererek, başta Fatih Terim ve Arda Turan olarak, isim vererek anasından başlayıp karısına, bacısına o rezil, o ayıp, o utanç verici "Sinkaflı küfürler"e koro halinde başlamışlar..
Belli önceden tertipli ve planlı.. Bu arada Fenerli Sağlık Çalışanları Derneği açıklama yapmış.. "Maçta bizden 3 (Üç) üye vardı" diye.. Peki ötekiler?

Fatih Hocam, maçı da, liderliği de değil, o kendisine ve oyuncularına, adları verilerek sinkaflı küfürlerle saldırılırken Şeref (!) Tribünü'nü anlatıyor bana..

Ona asıl dokunan şey o işte..

"Spor Bakanı orda.. Futbol Federasyonu Başkanı orda..
Federasyon temsilci ve gözlemcisi ordayken, bana ve futbolcularıma, isimlerimizle birlikte, ana, avrat, bacı sövülüyor ve hiç kimse müdahale etmiyor, Hıncal.. Şimdi gel de sevin bakalım maç kazandın diye.." Cevabım vardı ama, söylemedim. İşte burada söylüyorum şimdi!.

O tribünde Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz de vardı. O galiz saldırıları o da duydu..

Niye elini masaya vurmadı?.

Niye yanındaki Bakan'a ve Federasyon Başkanı'na "Ben oyuncularımı bu rezil tribüne yem etmem. Ya siz o tribünü boşaltacaksınız ya ben sahanın içini..

Takımımı alıp gideceğim, bilesiniz" demedi?.

Niye sustun Mustafa Cengiz?.

Ama sen susarsın değil mi?. Bana söz verdiğin "Konuşacağım" dediğin zaman bile susarsın!.

Nihat Özdemir, "Mustafa Cengiz bana başka, camiaya başka konuşur" dediği zaman bile sustun sen!.

Editör: Haber Merkezi