Türkiye Futbol Federasyonu'nun ligleri 12 Haziran'da başlatacağını açıklamasına tepkiler dinmiyor.

Ünlü futbol yorumcusu Rıdvan Dilmen de TFF Başkanı Nihat Özdemir'in açıklamalarının 'rezalet' olduğunu söyledi.

Dilmen, şu ifadeleri kullandı:

- TFF'nin doğru hareket ettiğini düşünmüyorum açıkçası. TFF özerktir, başkanı önemli bir mevkidedir. TFF'nin önemli bir özelliği var, çok değerli doktorları var. 15 tane profesör, doçent. Dışarıdan da enfeksiyon ile ilgili danışmanları da var. Sık toplantı yaptılar, 35 sayfalık bir protokol ortaya çıktı. Değerli bilim insanlarının verdiği rapor üzerinden TFF karar alacak.

-  TFF ne yaptı? Nihat bey Sağlık Bakanımız ile görüştü, raporu sundu, akşam sayın Fahrettin Koca, oynansın ya da oynanmasın diye bir şey konuşmadık dedi. Bir gün sonra TFF toplantı yaptı, 14:00'te de Nihat bey, bütün basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

-  Nihat bey, Sağlık Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığının Bilim Kurulu ile karar alacağız dedi. Sağlık Bakanının açıklamasından 24 saat geçmeden bunu söyledi, bunda bir kere problem var. Akşam Sağlık Bakanımız, daha net ifadelerle Nihat beyin söylediklerinin doğru olmadığını söyledi. Bu tartışmalara neden oldu.

- Trabzonspor Başkanı Ahmet Ağaoğlu, TFF Başkanı ve Sağlık Bakanımızdan sonra bir açıklama yaptı. Bugüne kadar Trabzonspor Başkanının tutumu, oynayalım, oynamayalım diye değildi, duymadık. Bu karardan sonra, Ahmet beyin açıklamasında şöyle bir eksiklik var. 'Devlet bu maçları durdurmuştu, devlet başlatsın' dedi.

- Türkiye'de ilk vaka 11 Mart'ta oldu. 12 Mart'ta, akşam 20:55'te Başakşehir - Kopenhag maçı vardı, o maç seyirciliydi. O maçtan önce Nihat bey, gündüz saatlerinde maçlar seyircili devam edecek dedi, ta ki 19:20'de İbrahim Kalın bey maçlar seyircisiz oynanacak diyene kadar. Devlet, Bilim Kurulu ile karar aldı. Başakşehir maçında full gibi bir seyirci vardı.

- Galatasaray, 15'ine kadar küçük küçük eleştiriler yaptı, TFF topa girmeden seyretti olayı. Galatasaray - Beşiktaş maçı sonrasında birçok oyuncu, teknik adam veryansın etti, haklı olabilirler ama haklı demem için bugün de idmana çıkmamalı. 

- 18 Mart'ta, Nihat bey, Mehmet Sepil bey ve kulüplerle görüşüyor, 19 Mart'ta sayın Kasapoğlu'ndan randevu istiyor. Toplantı yapıldı, şunu söylediler, 'Kulüplerle görüştük, oynamak istemiyorlar'. Bu çok önemli, devletten istekte bulundular. Devlet de 19 Mart'ta haklısınız, iptal ediyoruz dediler. İstek Kulüpler Birliği ve TFF'den geldi.

- Şimdi ne oldu? Nihat bey gitti, 35 sayfalık raporumuz var, buyurun sayın bakan dedi. Ama kulüpler oynamak istiyor ya da istemiyor demedi. Sağlık Bakanlığı da, sizin sağlık kurulunun raporu bu, değerlendireceğiz dedi. Televizyonlarda ve gazetelerde bir tane yönetici, başkan, teknik direktör veya oyuncuda oynamak istiyoruz diyen duydunuz mu? Dün akşam Göksel bey ile görüştüm, biz oynamak istiyoruz dedi. Bugün Mehmet Sepil bey ile de görüşeceğini, muhtemelen onun da oynamak isteyeceğini söyledi. Oynamak istemeyen herkes konuşuyor, oynamak isteyenler niye konuşmuyor?

- Kulüpler Birliği görüşecekti, 'Arkadaşlar istiyor musunuz, istemiyor musunuz? İşte rapor bu' diyecekti. Oy çokluğu mu, oy birliği mi, bilmem. Sonunda götürecekler devlete, biz istiyoruz ya da istemiyoruz diyecek. Böyle yapmıyorlar. Almanya'da federasyon ve Kulüpler Birliği, Merkel hükümetine oynamak istiyoruz dedi. İspanya'da da aynı şey oldu, hükümete götürdüler. Burada ayrı parantez, İspanya'da yıllık yayın geliri, 2 milyar 200 bin euroymuş ve belli yüzde İspanya hükümeti alıyormuş. Yüzde 5 alsa, 110 milyon euro yapar.

- Eğer Göksel bey oynamak istiyorsa, Galatasaray, Fenerbahçe, Trabzonspor oynamak istiyorsa, Ankaragücü, Kayserispor oynamak istemiyorsa ki öyle, istemeyenler söylüyor, konuşurlar ve bu rapor doğrultusunda hazırlanamayız demeli. Bu kadar net aslında! Sağlık Bakanı da haklı bir şekilde siz ne istiyorsunuz dedi? Sağlık Kurulunuz var, ben oynayıp oynamamanız konusunda tavsiye yapabilirim dedi. Sağlık Bakanı açıklama yaparken, siz farklı bir açıklama yaparsanız, sizin açıklamanız karşısında farklı bir açıklama yapmak zorunda kalan bir bakan olmamalı.

- Sayın Cumhurbaşkanının çok önemli bir cümlesi var, yeni normal hayat. Bu virüsün öngörülür bir tarafı yok, çok şükür ülkemizde iyi gitse de, ortalıkta virüs var. Bununla birlikte ekonomi de önemli görüldüğü için, AVM'ler, berberler, bir takım esnafımız yavaş yavaş dükkanları açacaklar. Futbol ekonomisi de öyle. UÇK dahil kurullar çalışmıyor TFF'de. Türkiye'de ligler başlayana kadar hiçbir oyuncu sözleşmesini feshedemez kuralı getiriyorlar şu anda. Ücretini alamadığı için bir kanuni hakkı varsa, lig başlayana kadar isteyemezsin diyorlar. Karius FIFA'dan parasını alıyor, Skrtel alıyor, Ahmet alamıyor, onu buradaki UÇK'ya yönlendiriyorlar. Diyelim oyuncu oynamak istemiyor, fesih de edemiyor.

- Ben oynanmasın diyen bir insan değilm, benim böyle bir yetkim de yok, ortadayım. Hakikaten ortadayım. Ama basın toplantısında asla katılmadığım bir konu var. Amatör kümeler, BAL ligi, 3. Lig, 2. Lig diyor. Süper Lig ve 1. Lig'i hadi kontrol edebilirsiniz ama amatörleri, BAL Ligi'ni... Amatör bu çocuklar, binlerce amatör takım var. Köyde, ilçede, Anadolu'da... Oynatmayın kardeşim, kazandıkları 3-5 parayı bütçenizden verirsiniz, kapatırsınız onu da. Amatör oyuncular, BAL Ligi oynatmanın anlamını ben anlamış değilim. İstanbul'da herhangi bir amatör takım gidecek bir yere, ne imkanlarla oynayacakları belli değil. Bu ne, ben anlamadım? Ben 2'yi de iptal ederim, çıkan takımları çıkarırım, küme düşmeyi kaldırırım. Bu oyuncuları niye ortaya atıyorsunuz?

- Yetki kullanmazsanız niye federasyon başkanı olarak orada duruyorsunuz, niye Kulüpler Birliği başkanı olarak duruyorsunuz. Mehmet Sepil'e sesleniyorum, oynamak istiyor musunuz, istemiyor musunuz? Oynamak istemeyenler sahnede. Oturacak, toplantı yapacaklar. Online konuşacaklar, TFF kararını verecek ve uygulayacaklar. Belki aşı 2024'te bulunacak, nereden bilebiliriz. Bu saçma şeyi yaratan TFF ve kulüplerdir. Daha önce nasıl Ankara'dan randevu alıp oynamak istemiyoruz dediler, aynı şeyi yapmalarında fayda var.

- Fransa iptal etti, 220 milyon euro ekonomik destek verdiler ama kredi verdiler. Tıpkı Türkiye'de devlet bankalarının verdiği, 2-3 katı olan kredi gibi. Aşağı yukarı kulüplerimizin maliyeye 1 milyar borcu vardır. Fransa geri dönüşlü olarak verdi. Orada da düşen 2 takım mahkemeye gitti, onun da ne olacağı belli değil.

- Oynamak isteyenler can atıyor, arkadan kulis yapıyor, 10-15 gündür antrenman yapıyorlar, basına sızmayan idmanları var ama söylemiyorlar. Yanarız, düşersek falan diye düşünen de var açıkçası.

- Ülkemizde şu anda gerçekten de birlikte olma zamanı, siyaset yapacak halimiz yok, bizi ilgilendirmez. Merkel 7,5 milyar toplamak istiyor, neden? Aşı için. Suriyeli gariban çocuklar ölürken, Allah'a şikayet edeceğim sizi diyordu, 1 lira para yollamıyordunuz, bir tek Türkiye Cumhuriyeti yardımcı olmaya çalıştı. Canları yanınca para toplayalım diyorlar.

- Almanya Futbol Federasyonu oynamak istediklerini hükümete bildirdi. Türkiye'de 12'si akşamı seyircisiz kararı alındı, vaka sayısı artınca kulüpler devlete müracaat etti, oynamak istemiyoruz dedi. Devlet de kulüplerin sağlık raporuna uydu ve tehir ettiler. Şimdi de oynamak istiyoruz ya da istemiyoruz diyecekler. Bu kadar basit.

- Nihat Özdemir'in yaptığı açıklamanın özeti, rezalet. Amatörlerimizin, BAL'daki çocukların ne suçu var. Onları dillendirmeyin, hatta hemen karar verin, size ekonomik destek vermeye çalışacağız deyin.

- Rıza hoca, oynamak istemediğini beyan etti. Başkan oynamak istiyor dedi bana, ne yapacağız şimdi? Galatasaray gruplar halinde 28 Nisan'dan beri çalışıyor, Sergen Yalçın da çalışıyor, oyuncuları yurt dışından getirdiler. Bir önerim olacak, 12 değil de 26'sında başlanabilir. Niye? Oyuncuların karantinadan çıkmak için daha 10 günleri var. Bu 2 haftalık sürede de oyuncuları maçları oynayacak mental psikoloji ile hazırlamak lazım. 2 hafta, 2 haftadır, oyuncular tedirgin. Burada süre de kazanmış olursunuz. Bu işi kaosa götürüyorlar, çok da sıkıntı oluyor.